Kafası Çeviri İngilizce
28,168 parallel translation
Kimin Bobby'ye kafasını ezecek kadar kızgın olabileceğine dair hiçbir fikrin yok mudur acaba? Hayır.
So, you wouldn't have any idea who would have been, mad enough at Bobby to crush his head in?
75 yaşında, kalbi tekliyor, tansiyonu yüksek ve kafasında kırık var.
He's 75 with a bum heart, high blood pressure, and a cracked skull.
Hala tedirgin ve kafası karışık.
He's still confused and agitated.
Peki, ama cümlenin sonu... "Maura kafası yarıldığı için acı çekiyor değildi." - Ne oldu?
Okay, the end of that sentence was not "Maura suffered a cut on the head."
Tıp öğrencilerinin kafası tamamen karıştı.
The, uh, med students were all thoroughly confused.
Kız arkadaşının ve karısının ikisinin de merdivenlerden düşüp kafasını vurarak...
What are the odds that his girlfriend and his wife both fall down a flight of stairs
Görünüşe göre cesedin iki kafası var.
It looks like the corpse has two heads.
Ancak, adamın kafasını koparmak isteyecek kadar sinirleneceksin ve böyle olunca da hiçbir şey yapmayacaksın.
But you're gonna be tempted to rip that man's head off, and when that happens, you're not going to do that.
- Sağlam kafası var kardeşim. - Hepsini mi?
- It's real good fun, bro.
Bu masum yüzün ardındaki suçlu kafası.
Such a big criminal mind behind this innocent face.
Sadece kankam kafasını rahatlatsın diye burdayız.
Just helping my man get his mind off some shit.
Fakat babamı tutuklatan o olduğu için onu kendi kafasının içinde mahpus bırakmak uygun geliyor.
But since he imprisoned my father, it's only fitting to imprison him inside his own mind.
- Evet. Beni bere gibi kafasına takmasına izin verirdim.
- I would let him wear me like a bonnet.
Çok kararsız kaldım, hayalar mı yoksa kafası mı?
I can't decide which is more glorious ; your nuts or your noggin.
Kafasını yaralanamaz, zarar görmeyen birisi olduğuna dair deli saçması fikirlerle doldurdum, Ve şimdi, süper kahraman Icarus, Güneşe çok yakın uçtu.
I filled his head with crazy ideas of being invulnerable, and then, like some superhero Icarus, he flew too close to the sun.
Kafasını epey kurcalamışsın sanırım.
I think you're in his head.
Lisede James Dean kafasındaydım.
I went through a James Dean phase in high school.
Ejderhanın kafasını kopartma operasyonu olacak.
It's a cut the head off the dragon operation.
Ve senin için yeni bir çorba fikrim var - yemek ve yarak kafası.
And I've got another soup idea for you - food and dickhead.
Bak evlat, Janet'in biraz kafası karışık.
Look, son, this has got Janet all twisted.
Mümkünse kafası da olmasın.
Headless, too, if possible.
Kafasını kestiğim bir tavuk ölmeden önce ne kadar daha yaşıyor diye kesin olarak.
How much of the head could I cut off, and still keep the chicken alive, before killing it once and for all.
Pislik herif muhtemelen hepsini kafasından uydurdu.
Jackass probably made the whole thing up.
Kafasının arkasında gözleri yok ya.
It's not like she has working eyes in the back of her head.
- Kimin kafası?
- Whose head?
Kafası karışmış.
- Confused.
İşte, konuştuklarını duydum, görünüşe göre duşta kaymış ve kafasını vurmuş.
You know, I... I overheard what they were saying. Apparently, she slipped in the shower and hit her head.
Sonra da Grunwald ortaya çıktı ve bana onun iyi olmadığını söyledi. Sonra da Noel Kahn geldi ve Grunwald'un kafasını patlattı!
And then Grunwald showed up and told me he's not okay and then Noel Kahn showed up and made Grunwald's head explode.
Böyle bir cevap olmaz ama insanların kafasını karıştırır.
It's not an answer, but it confuses people.
Dert çirkin kafasını gösterdiğinde geri çekilmeyecek birine.
Someone who won't back down when trouble rears its ugly head.
Yani plan, Peng kafasını çıkarana kadar olduğumuz yerde durmak öyle mi?
So the plan is just to hold position until Peng rears his head?
Bu Beth'in elinde bulduğumuz saç..... ve bu da bugün Mark'ın kafasından kopardığım.
This is the hair we found in Beth's hand, and this is hair I pulled from Mark's head earlier on today.
Biraz kafasını toplasın yaptıklarını düşünsün.
Let him cool his heels for a while, reflect upon his actions.
Kafasına darbe almış.
Blunt force trauma.
Arkadaşımı neredeyse kafasından vuruyordun.
You almost shot my friend in the head.
Evet, kızlar kurabiye istedi ve babalarının da kafasını dağıtacak bir şeylere ihtiyacı vardı.
Yeah, well, the girls wanted cookies and Daddy needed something to take his mind off things.
Bu neyin kafası adamım?
What the hell, man?
- Kafasını mı çarptı? - Hayır.
- Did she hit her head?
Tüm bu garip olaylardan kafası karışmış durumda belki onu tanrı olayına geri döndürebilirsin.
- He's - - He's a little nutted out about the whole booga-booga of it all, so maybe just dial back the - - the God stuff.
Pekiala, Odell Dwyer 8 yıl önce sevgilisi Anna Ramos'u kafasına bir kurşun sıkarak öldürmekten ömür boyü hüküm giymiş.
So, Odell Dwyer, eight years into a life sentence for offing his girlfriend, Anna Ramos, with a bullet to the back of the head.
Hayır, biraz kafasını dinlemeye ihtiyacı varmış, ama ben haftasonuna kadar fikrini değiştirteceğim.
No, he thinks that he wants some space, and clearly I'll be changing his mind by the end of the week.
Bu arada kafasına hiç çekiçle vurmadım.
And yet I never took a hammer to his skull.
Tristan, kafasını her zaman kitabın içine, gömen çocuklardan birisi oldu.
Tristan's one of those kids who always just had his head buried in a book.
Kafasını soktuğu yer her zaman kitap arası olmuyormuş.
That's not all his head was buried in.
O da istiyor. Sadece biraz, kafası karışık.
He's just... confused.
Wallace Mahoney, 5 ay önce New York'ta kafasına aldığı tek bir kurşun yarası sonucu ölmüştü.
... in New York City just blocks from where Wallace Mahoney was killed five months ago with a single bullet wound to the head.
"Hadi kafasını kesip kısık ateşte içine biber atarak kaynatalım."
"Let's cut off her head and boil it in the slow cooker with the chili"
Eğer kafasını düzgün konuşabileceğine dair sahte umutlarla doldurursan taşaklarını koparırım. Laboratuvar önlüğünün altında bir çift sakladığına eminim.
And if you fill his head with 1 ounce of false hope that he will speak properly, I will rip your balls off, which I am confident you are hiding under that lab coat, darling.
Yine de kafasından vurdu.
She still shot him in the head.
Sonra da onun sinirlenip, kafası karışıp gittiğini hatırlıyorum.
And I remember him getting angry and confused, and then he was gone.
Kafası kocaman.
He has a big head.