Kahire Çeviri İngilizce
690 parallel translation
Polisler sizi asla bu Kahire kurumunda bulamazlar.
The police will never find you in his Cairo establishment
Gerçekten de şu korkunç modern Kahire'de miyiz?
Are we really in this dreadful, modern Cairo?
Kahire'ye dönmüştüm.
I returned to Cairo.
Bulduklarımızı Kahire Müzesi'nin alması pis bir numara.
I think it's a dirty trick, this Cairo Museum keeping everything we've found.
Kahire'de bir sokakta başlarız.
We open on a street in Cairo.
O geveze ağzıyla Kahire'ye gittiğini söyleme sakın.
Don't tell me she ran off to Cairo with her teeth chattering.
Kahire'yi alırsınız.
You take Cairo
Şimdi İskenderiye ve Kahire'ye doğru ilerliyoruz.
I am now marching on towards Alexandria and Cairo.
Seni Kahire'ye gönderiyorlar.
They're sending you to Cairo, sir.
Kahire'deki İngiliz Karargâhı'na bu yumru ayakla topallayarak gireceğim.
I limp into British Headquarters in Cairo, with this club foot of mine.
Beyler, önümde Kuzey Afrika, Trablus'tan Kahire'ye kadar olan kısım...
Gentlemen, I have before me North Africa, from Tripoli to Cairo.
Al Agheyla, Bingazi, Sidi Barrani, Sidi Halfaya, Matruh, Al Alameyn İskenderiye ve Kahire var.
El Agheila, Benghazi, Sidi Barrani, Sidi Halfaya, Matruh, El Alamein. Alexandría. Cairo.
- Yine de Kahire'yi almayı düşünüyorsunuz?
- And yet you expect to take Cairo?
Kahire'deki Shepheard's Oteli'ne rezervasyon yaptırdım.
I have my reservation at Shepheard's Hotel in Cairo
Kahire'de uğursuzluk olsun istemem.
Wouldn't want to have any bad luck with Cairo.
- Burayla Kahire arasında.
- Between this spot and Cairo.
Çarşamba İskenderiye, Pazar Kahire.
Thursday Alexandria, Sunday Cairo.
Ben düşününe kadar Kahire'deki camilere gamalı haçlar asılmış olacak.
When I think there will be swastikas on the mosques in Cairo.
Çok saygın bir Alman bilim adamı grubu Libya sınırı ile Kahire arasında lahit kazısı yapmak için Mısır'a gelmişlerdi.
A highly respectable group of German scientists arrive in Egypt to dig for tombs between the Libyan border and Cairo.
Kahire'yi aldıktan sonra Downing Sokağı, 10 numaraya doğru halini postalayacağım.
After I've taken Cairo, I shall send a postcard to No. 10 Downing Street with the correct solution.
Bu akşam Kahire'ye yola çıkacaksın.
You're leaving for Cairo this evening.
Kahire'de normal görevinin yanı sıra gözlerini açık tutacaksın.
In Cairo, aside from your routine business, you will keep your eyes open.
İskenderiye ile Kahire arasında.
It's between Alexandria and Cairo.
Kahire'de Pazar günleri giyerdim.
In Cairo, I wore it on Sundays.
Ekselanslarının başka emri yoksa Kahire'ye yola çıkmak üzereyim.
If Your Excellency has no further orders, I'm about to leave for Cairo.
Kahire ve İskenderiye'nin savunulması lazım.
Cairo and Alexandria must be defended.
İstanbul'a, Atina'ya, Kahire'ye.
Istanbul, Athens, Cairo.
Aletleri temin ettim : $ 37 milyon'luk bir bütçe, 3700 kişilik bir ekip Reykjavik'ten Kahire'ye, Moskova'dan Buenos Aires'e kadar bürolar.
I have provided the tools : a budget of $ 37 million, a staff of 3,600, bureaus from Reykjavik to Cairo, Moscow to Buenos Aires.
Egzotik Kahire.
Exotic Cairo!
İstanbul ya da Kahire.
Constantinople or Cairo.
Kahire'de, Folies Bergeres'ten almıştım.
I got it at the Folies Bergeres, in Cairo.
Geçen hafta Kahire'deyken...
Last week, when I was in Cairo- -
- Kahire'de miydiniz!
- You were in Cairo!
Bırak Kahire'ye geri döneyim.
Why don't you let me go back to Cairo?
Kahire'de olmanı istemiyorum.
I don't want you in Cairo.
- Sık sık Kahire'ye gittiğini söylemiştin.
- You said you often go to Cairo.
Kahire'ye ben de gidebilir miyim?
Can I go to Cairo?
Kahire'den para göndereceğim sana.
I'll send for you from Cairo.
Harry, Kahire'de biraz eğlenelim.
Harry, let's have some fun in Cairo.
Bu takımı en son giydiğimde Kahire'deydim.
The last time I wore this suit, I was in Cairo.
Kahire'ye gitmek istiyor.
She wants to go to Cairo.
Kahire'ye gidiyorum.
I'm going to Cairo.
Geçiş iznim var, Kahire'ye güzel bir seyahat var.
I got my pass, I got a nice trip to Cairo.
Kahire'ye vardığınızda sizden haber alırız.
We'll hear from you when you get to Cairo.
Savaş sırasında Kahire'de oyuncak bir piramit almıştım.
I bought a pyramid stud box in Cairo during the war.
Yarın akşam Kahire'den bekleniyorum bilyorsunuz.
I am expected in Cairo tomorrow evening.
Paris, Kahire, Sevil...
Paris, Cairo, Seville...
İskenderiye'ye ya da Kahire'ye El Alamein üzerinden saldırmak için yeniden organize olmalıyız.
We should regroup now - to Alexandria, over Alamein or to Cairo.
İskenderiye, Kahire umrumda değil.
Alexandria, Cairo - nonsense.
Kahire'den emirler geldi.
Orders came in from Cairo an hour ago.
Kahire, savunmaya geçip iki ay dayanmamızı istiyor.
I need your help. Cairo's ordered us to take up defensive positions for two months.