English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ K ] / Kalinda

Kalinda Çeviri İngilizce

718 parallel translation
Kalinda, üst kata çıkıp bölge savcısının ofisine girip celbi beklemen gerekiyor.
Kalinda, get in the state's attorney's office, and wait for the subpoena.
Kalinda Sharma.
Oh, Kalinda Sharma.
Sanırım Kalinda'nın söylemeye çalıştığı, Jennifer yanılıyor olabilir misin, yani araba o yöne değil de bu yöne gitmiş olabilir mi?
I think what Kalinda is trying to say, Jennifer, is it possible that you were mistaken and that the car went this way? Not that way?
Kalinda.
- Kalinda.
Kalinda, bir şey daha var.
And, Kalinda, one last thing.
Kalinda'yı bul ve mahkemede benimle buluşmasını söyle.
Find Kalinda, tell her to meet me at the courthouse.
Bak bakalım, neler buluyorsun. Kalinda, bu hâlâ aramızda kalacak. - Anlıyor musun?
See what you can find out, and, Kalinda, again, this is just between you and me, you understand?
Kalinda, sana bir şey sorabilir miyim?
So, Kalinda, can I ask you? Hm?
Kalinda.
Kalinda.
Kalinda ne?
- Kalinda what? - Kalinda Smith.
Peki. Meseleye gösterdiğin hassasiyet için teşekkürler Kalinda.
Well, thank you, Kalinda, for your discretion in this matter.
Kalinda yarın kontratının üzerinde tekrar pazarlık edelim.
And, Kalinda, let's talk tomorrow about re-negotiating your contract.
Kalinda, bununla ilgilenmeni istiyorum.
Kalinda, I need you to look into this.
- Peki, Kalinda'yı görevlendireceğim.
- I'll put Kalinda and Cary on it.
Benim adım Kalinda, kocam ve ben bu mahallede ev almayı düşünüyoruz.
My name's Kalinda and my husband and I were thinking of buying a home in the area.
- Kalinda.
- Kalinda?
Kalinda, Kozko adında birini duydun mu hiç?
Kalinda, do you know someone named Kozko?
Kalinda, plakanın bir kısmını görmüş...
And Kalinda saw a partial plate, J15.
- Kalinda keşfetti.
- Oh, that was Kalinda.
Kalinda görgü tanığını saf dışı bıraksın.
Get Kalinda to undercut this eyewitness.
- Kalinda?
- Kalinda?
Bir avukat "sızdırılmış" bilgiyi kullanabilir, ancak...
An attorney may use leaked information just... Kalinda, there's no need.
Kalinda, ihtiyacımız yok. Peter'ın bu dava hakkında bilgisi yok.
Peter's got nothing on this case.
Kalinda ile beraber bir şeyin peşinde değil miydi?
- You have him running - something down with Kalinda?
İki saate avukatla buluşacak Kalinda'yı da al ve dosyadaki yerini kap, tamam mı?
She's meeting with the lawyer in two hours, so take Kalinda and get a lay of the land, okay?
Kalinda, duruşmanın ortasındayım.
Kalinda, I'm in the middle of trial.
Kalinda, sen Alicia'ya talebi için belge araştırmalarında yardım et ve Bay İstatistik'ten de yardım alın.
So, kalinda, you, uh, help Alicia with the hard data... For her motion, and use Mr. Statistics here.
Pekâlâ, Cary, Kalinda durum şimdi gerçekleri bulma davasına döndü.
Okay, Cary, Kalinda, this now turns into a fact-finding case.
- Kalinda, seni özledik.
- Kalinda. We miss you.
Cazibenden etkilenmeyen yegâne polise çatmışsın gibi görünüyor Kalinda.
Looks like you ran into the one cop who can resist your charms, Kalinda.
Cary ve Kalinda'ya başka işler verdik.
- Kalinda and Cary.
Kalinda, burada ne işin var?
Hey, Kalinda, what you doing here?
- Hayır, ama polis bulduklarını yanlış anlayabilir. Kalinda güvelik görevlisinin suyunun kaynadığını düşünüyor.
No, but the police could misunderstand something they find.
Burada kızın yazdığı bir şey var.
And Kalinda thinks the security guard is heating up. Here's something she wrote.
- Hadi Kalinda, umurunda mı ki?
Come on, Kalinda. What do you care?
- Buna müşteri 12 de dâhil. - Kalinda.
Kalinda.
Kalinda, sen veri taramasına devam et.
And, Kalinda, you stay on the data-mining.
Alicia, bu sabah Kalinda ile buluşmamız gerek.
So, Alicia, we need to reconvene this morning with Kalinda.
Kalinda Stern-Lockhart'ta çalışıyor.
Oh, what do you know. Kalinda works at Stern Lockhart.
Ben avukat değilim Kalinda.
I'm not an advocate here, Kalinda.
Kalinda bir şey buldu sanıyordum.
I thought Kalinda had something.
Kalinda, bir problemimiz var. Kâtip karar verildiğini söylüyor.
Kalinda, the bailiff's warning that the verdict's coming in.
Bak, Kalinda'nın mesaisinde daha idareli olmaya çalışıyoruz o yüzden hayaletlerin peşinde koşturamayız.
Look, we're trying to be more thrifty with Kalinda's hours, I can't have her chasing phantoms.
- Kalinda?
- Kalinda.
Bir şey yok, Kalinda.
- We're fine, Kalinda.
Kalinda da deşifre etmeye çalışabilir.
I wouldn't mind Kalinda trying to decipher.
Pardon. Adın bu değildi, değil mi? Kalinda'ydı.
Sorry, that's not your name, is it?
Adın Kalinda'ydı.
It's Kalinda. Kalinda's your name.
Kalinda bir ipucu bulabilmiş mi?
Kalinda have any leads?
Gerekirse Kalinda'dan destek alın, tamam mı?
Use Kalinda if you need to.
Hey Kalinda.
Hey, Kalinda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]