Kalıyoruz Çeviri İngilizce
2,323 parallel translation
Molly ve ben yatak odasında kalıyoruz o da diğer tarafta yatıyor.
Me and Molly have the bedroom, and she sleeps through there.
John, lütfen kafanı bir toparla çünkü Brigitte'e geç kalıyoruz.
John, please make up your mind because we're going to be late for Brigitte.
Geç kalıyoruz.
We're running late.
Birlikte kalıyoruz.
We are together.
Beyaz önlük törenine geç kalıyoruz.
We're gonna be late for the white coat ceremony.
- Bütün kızlar tek bir odada kalıyoruz ve sabah da banyo için kavga oluyor.
- Turn in? - We girls all share a room, Fight over the bathroom in the morning.
Okula geç kalıyoruz.
We're late for school.
Octavia'da kalıyoruz.
We're up on octavia.
O hazır Ve geç kalıyoruz.
It's on her way and we're running a bit late.
Düğüne geç kalıyoruz.
We're late for a wedding.
Kalıyoruz.
We stay.
Nemlendirici davasında kalıyoruz.
That we stay on the hudimidifinder case.
Hepimiz kızımın garaj yoluna park edilmiş FEMA karavanında kalıyoruz.
We all in a FEMA trailer parked in her driveway. What about your house?
Her zaman onlardan arta kalan hamburgerleri bitirmek zorunda kalıyoruz!
We always end up eating their hamburgers!
Bizim için hiç kolay oluyor. Devriyede tuhaf bakışlara barlarda küçümseyici laflara maruz kalıyoruz.
There's been glares on the beat and snide remarks in the bars.
Bayan, geç kalıyoruz.
Ma'am, we'll get delayed.
Kasabanın dışında bir çiftlikte kalıyoruz.
We've taken up residence at a farmhouse outside of town.
Neden ağaç evde kalıyoruz ki? Bir noktaya dikkat çekiyoruz.
Why are we staying in the tree house?
Kasabanın hemen dışındaki bir çiftlik evinde kalıyoruz.
We've taken up residence just outside of town.
Geç kalıyoruz.
We are getting late.
Burada, hep programın gerisinde kalıyoruz.
Seems we're always behind schedule around here.
Manny'nin doğum gününe geç kalıyoruz!
We're gonna be late for Manny's birthday! Let's go!
- Kalıyoruz
- We're staying.
Herneyse, biz bir şey için geç kalıyoruz.
Anyways, we're late for a thing.
Ancak, aklımızın almadığı bir şey var senin gibi zavallı Blair Waldorf'a onun tepesini bu kadar attıracak ne yaptı da biz tüm gün boyunca seni takip etmek zorunda kalıyoruz.
But there is one thing we don't understand... what a pathetic nobody like you could've done to Blair Waldorf to get her so riled up we had to play follow the loser all day.
Grove Boardwalk'taki basın toplantısına geç kalıyoruz.
We're late for a press event at the Grove Boardwalk.
Geç kalıyoruz.
We're late.
Sayende kalıyoruz.
Thanks to you, we're staying.
Fark etmediniz galiba biz özel bir evde kalıyoruz.
Have you noticed? We're in the air stream.
Hadi, geç kalıyoruz.
Come on, we're going to be late!
Neden biz hep sıradan işleri yapmak için geride kalıyoruz?
Why are we all being held back doing our regular assignments?
Paris yakınlarında Valenciennes'deki Auberge Rouge'da kalıyoruz.
We are staying at the Auberge Rouge in Valenciennes, near Paris.
Görünüşe göre sizinle kalıyoruz, efendim.
Looks like we're staying with you, sir.
Bu gidişatta kalıyoruz.
We stay on course.
Tatlı için kalıyoruz.
We're staying for dessert.
Burada kalıyoruz, tamam mı?
We're staying here, okay?
Burada kalıyoruz.
No way. We have to stay.
Biz geç kalıyoruz.
I was little cranky then.
Geç kalıyoruz.
I'm also getting late here.
Ortalığı tarıyoruz, ve mecbur kalırsak düşmanla temasa geçeceğiz.
We're scanning and if we have to, we'll move into contact.
Kamyonu alıyoruz. Gemma'ya hoşça kal demeye gideceğiz.
We're gonna take the truck, go say good-bye to Gemma.
Biz kalıyoruz
We will be
Sanıyoruz ki, Maryland sahili yakınlarında kalıntılarını bulduk.
We believe we found his remains off the coast of Maryland.
Hoşça kal, anne, çıkıyoruz.Tamam.
- Bye, Mom, we're heading out. - Okay.
Ona kalıcı bir ev bulmaya çalışıyoruz.
We're working on finding him a permanent home.
Ailem sorarsa, senin evinde kalıyorum ve ders çalışıyoruz.
In case my parents ask, I'm sleeping at your place and we're studying.
Gidebilirsin. Biz burda kalıyoruz.
We stay here.
- Olmaz, burada kalıyoruz.
- We'll need to get closer.
Kalıyorsun, tamam mı? Bizse çıkıyoruz.
No, you stay, all right, and we'll leave.
Bin yaşında, kalın duvarlar ve hâlâ kötüler için zincir kullanıyoruz.
Thick walls a thousand years old. And we still use chain for such a bad man.
Otellerde kalıp, barlara gidip içiyoruz sonra partilere katılıyor sonra otele dönüp parti yapıyoruz.
Staying in hotels, going to bars and drinking, and then, after, going to parties, and then going back to the hotels and partying. I like partying.