Kamarot Çeviri İngilizce
95 parallel translation
Kamarot!
Steward!
- Kamarot!
- Stew!
- Kamarot, diyorum...
- I say, stew...
Eğer o kamarot sağır ve dilsizse...
If that steward is deaf and dumb...
- Kamarot.
- Steward.
Bu kamarot embesilin teki.
This steward is an imbecile.
Kamarot, kamaranda uyuduğunu söyledi.
The steward says you're still in your cabin.
Kamarot Joe.
- Joe, the steward.
Kamarot.
It's the steward!
Evet kamarot? Büfemizde bir şey yok mu?
Well, steward, anything from the commissary yet?
O bir kamarot değil.
He isn't a steward.
- İyi bir kamarot değil.
- He isn't a good one.
Yani evinizde uşak, yatınızda kamarot olarak çalışan... sonradan da öldürülen adam.
The man who was employed in your house as a butler and on your yacht as a steward, and who was subsequently murdered.
Çok ünlü bir kamarot olacaksın, Hawkins!
You'll make a famous cabin boy, Hawkins!
Keşke bir kamarot olsaydım, o zaman denize kaçabilirdim.
I wish I were a cabin boy and could run away to sea.
Kamarot, çantam.
Purser, my box.
Kamarot, çanta hakkında bana söylediğini kaptana da anlat.
Purser, tell the captain exactly what you told me about the box.
Bu kadar kamarot.
That's all, Purser.
Kamarot, geminin limana varmasına daha ne kadar var?
Uh, Purser. How much longer before this ship reaches port?
Kamarot.
Purser.
Ve işte Pip, Küçük zenci Pip, Alabama'lı kamarot.
And there was Pip, black little Pip, the cabin boy from Alabama.
Kamarot, fıçıdaki maşrapayı doldur, getir.
Steward, go draw the great measure of grog.
Muhasebeci, gemide bir kamarot var mı?
Purser, is there a stewardess aboard?
Özür dilerim, Kamarot.
Excuse me, Purser.
Kamarot, kuafördeki randevumu iptal ettirin.
Hey, Steward, cancel my appointment with the hairdresser, will you?
Her koridora kamarot yerleştirip durumu açıkla...
Will you put stewards in every alleyway and tell them that if I see a -
Sence, kamarot hangi odayı hazırlamıştır?
Where do you suppose the steward set it up?
Nesin, kamarot mu?
What were you, cabin boy?
Kamarot olduğunu sanıyorlar.
They thought she was a cabin boy on the old captain's ship.
Southampton'a gidebilirsem bir gemide kamarot olarak iş bulabilirim.
I can buy a job as a steward on a ship if I can get to southampton.
Derdim şu : küçük bir sekreter kız var anlaşıldı mı ve bu kızın bir arkadaşı var bu da kamarot mu sekreter mi ne.
Problem is this : There's this little secretary around here see, and, uh, well, she's got a friend that's a- - A stewardess or something.
Bu ismi neyse ne kamarot kız... derdinin ne olduğunu kimseye söylemiyor.
It seems this what's-her-name stewardess won't tell anybody what's bothering her.
Kamarot kız bu yüzden etrafı karıştırıyor kızın çamurluğunda çarpma izi buluyor.
Uh, so the secretary starts snooping around and finds a crumpled fender on the girl's car.
Kamarot mu?
A stewardess?
- Kamarot!
- Steward.
- Kaptan, kamarot meyveli turta yaptı.
- Captain, the steward has just made a strudel.
Bu size fazla geliyorsa kamarot yemeğinizi kabininize getirir.
The steward will serve your meals in your cabin if it's too much for you.
Bu kamarot da nerede kaldı?
Where is that steward?
- Kamarot, lütfen bana gemi amirini çağırınız.
- Steward, would you please send for the purser?
Kamarot, efendim.
Steward, sir.
- Kamarot, efendim.
- Steward, sir.
- Baş kamarot, efendim.
- Chief Steward, sir.
- Teşekkürler, kamarot.
- Thank you, steward.
Kamarot, kalacak yerleri karıştırmış görünüyorsunuz.
Steward, there seems to have been a mix-up in the accommodations.
Kamarot Azad!
Steward Azad.
Ekipten bir diğer kişi ve bir kamarot patlamada öldü.
Another squad member and a ship's steward killed in the explosion.
Spah gene gövdeye girmiş, kamarot da bunu odasında bulmuş.
Spah was in the hull again, and the stewardess found these in the cabin.
- Kamarot?
- Steward?
- Kamarot!
- Steward!
- Kamarot.!
- Steward.!
Bu kamarot çocuk.
- Aye,'tis the cabin boy.