Kanunen Çeviri İngilizce
512 parallel translation
Adele'nin kanunen eşisin.
You're Adele's lawful husband.
Biliyorsun, bu kadar çekicilik kanunen yasak.
You've got more charm than the law allows.
Ama kanunen doğrulamalıyız
But weve got to verify it legally
Bu vesile ile, Ellen Wagstaff Arden'ın kanunen öldüğünü duyuruyorum.
I hereby pronounce Ellen Wagstaff Arden legally dead.
Onun kanunen ölü olduğunu siz beyan ettiniz.
You declared her legally dead yourself.
Kanunen, onun yaşadığını beyan edeceğim.
I did? Well, I'm going to declare her legally alive.
Sana söyleyecek bir çift lafım var. O da, bana göre senin kanunen ölü olman.
And all I have to say to you is that as far as I'm concerned you're legally dead.
Nicky'nin evliliğinin iptali dosyalandı ve senin de yaşadığını kanunen beyan oldu ve ona 50 $ borçluymuşsun.
They said that Nicky's annulment has been filed and that you've been declared legally alive and you owe him $ 50.
O katır kanunen benim.
That mule's legally mine.
Kanunen yasaklanmalı.
He should be stopped by law.
Hep bir şeyleri kanunen yasaklamak istersin.
You always want to stop something by law.
Kanunen, kocanla bir vekâlet ilişkisi içindeyim.
Legally, I'm in a fiduciary relationship With your husband.
Kanunen, hakkı var.
Legally, she had the right.
Kanunen, bize devretti- -
Legally, she signed it over to us -
- Sen, Tony ve Pietro kanunen dolandırıcısınız.
- Well, you, Tony and Pietro are legally dirty crooks!
Stig Ericsson, Marta Olsson'un kanunen eşiniz olmasını kabul ediyor musunuz?
Stig Ericsson, do you take Marta Olsson to be your lawful wife?
Marta Olsson, Stig Ericsson'un kanunen eşiniz olmasını kabul ediyor musunuz?
Marta Olsson, do you take Stig Ericsson to be your lawful husband?
Ben, Adam Pontipee bu kadını kanunen evlendiğim karım olarak alıyorum.
I, Adam Pontipee take this woman to be my lawfully wedded wife.
Eğer kanunen Ekselans'a ait dokümanları kastediyorsanız, boğaz kesen devrimci hırsızlar ele geçirmesin diye transfer edildi.
If you're referring to what legally belongs to His Majesty's government, documents were transferred out of the reach of revolutionary thieves.
Kanunen ben sorumluyum.
I am legally responsible.
Kanunen bu doğru Bay Spilett, ama sizin de emrim altına... girdiğinizi sanıyordum.
That's legally correct, Mr. Spilett, but I was under the impression that you'd joined my command.
Kanunen suç mu?
Any law against that?
Bundan kastım, onları kanunen tanıyıp mirasa ortak etmek değil.
I don't mean to legally acknowledge them and their heirship right away.
Elsa kanunen Billy ile evli. Değil mi?
- Elsa's legally married to Billy.
Özgür iradenle kanunen evlendim.
You were legally married of your own free will.
Kanunen, hâlâ Billy Hammond ile evli.
According to the law, she's still married to Billy Hammond.
Aynı zamanda, şahinleri öldürmek kanunen yasak.
Besides, there's a law against killing buzzards.
Kanunen.
According to law.
Kanunen ilan ediyor ki... Onu kabul edecek olan ya da destekleyecek olan herkes düşman sayılacaktır.
He solemnly declares that your enemies would receive none from him, nor from his subjects.
Makul metalurji tesisi yönetmeye kanunen yetkisi var.
He's legally entitled to operate modest metallurgical installations.
... kanunen yargıç beni en az bir yıl hapse mahkum edecektir.
Richard Kimble's escape, and under the law, the judge must sentence me to a minimum of one year in prison.
- Şu demek, sizi kanunen gözaltına alıyorum.
- It means I'm legally detaining you.
Kanunen yatak bende kalıyor.
The bed stays with me by law.
Kanunen, viski içmek, oy kullanmak ve sevişmek için yaşım tutuyor.
I'm of legal age for whiskey, voting', and lovin'.
Ağır yaralı birini tedavi etmeye kalksak, kanunen sorumlu oluruz.
If we stop to treat a seriously injured man, we're legally responsible.
- Kanunen mi?
Legally. - Yes.
Bazı yöntemler kanunen yasaklanmıştır.
Some methods are forbidden by our law.
Kanunen evet, fakat ayrı yaşıyoruz.
Legally, yes, but we're separated.
Kanunen mahkemenin cezayı kesmekten başka seçeneği yoktur.
And according to your own laws, this court has no choice in fixing punishment.
- Kanunen senin kızkardeşin.
- She's your sister-in-law.
Kanunen şunu ifade etmeliyim ki sanık uyarılarımızı dikkate almamaya devam ederse mahkemeye itaatsizlikten suçlu bulunacaktır.
I am bound by law to declare... that if the defendant... fails to heed our warnings... he will be guilty of contempt of Court!
Kanunen sizi ölü ilan ediyorum...
According to the law, I declare you dead.
"Gezegenin başı belada." oldu. Kanunen, gerçekten kim öğrenmek istiyorsa ana hatlarıyla ortaya koyduğu bastırılmış ve gizli bulgularını okumasını tavsiye ediyorum.
"The planet is in trouble"... and I recommend that anybody who really wants to know read his suppressed... and secret evidence... in which, uh, he outlined his... stand judicially.
Kanunen talep edilen soruşturma sonucunda bu büro bu bölgede ikamet eden Barones Greta Von Sepper'in ölümünün trajik bir av kazası sonucu olduğunu ilan eder.
After all the due ascertainment demanded by the law, this office declares that the death of the Baroness Greta Von Sepper, resident of this district, was caused by a tragic hunting error.
Ama öyle bir noktaya geliyorsunuz ki... müziğinizi yapabilmek için, mantıken ve kanunen... istediğiniz her şeyi elde edecek duruma geliyorsunuz.
Then you arrive at this particular position where... ideally, logically and legally you are entitled... to have everything you need in order to get your thing on.
Kahrolası bir basitlik. Polislere göre kanunen ölüyüm, Augustine parasını aldı.
Goddamn simple.
Çünkü kanunen 12 saat sonra başlamak lazım.
The union contract calls for a 12-hour break.
Ama kanunen, o reşit değil, ve kendi kararını veremez!
But legally, she's under age
İlk Halife İmparator Neron, yani Padişah Neron Roma'da Hazreti Şaban'la beraber, ananı günde 1453 kere kanunen..
The first Caliph Emperor Nero, I mean Sultan Nero, in Rome with the holy Saban, to your mom in one day 1453 times by law..
Kaleyi alırsın, Pembroke olarak kendini geçersin... ve kanunen 300.000 dolara el koyarın Sonra ne?
You get to the fort, you pass yourself off as Pembroke... and confiscate the US $ 3OO, OOO. Then what?
O paranın bir kısmı kanunen bana ait.
Part of that money belonged to me, by rights.