Kayak Çeviri İngilizce
2,023 parallel translation
Hayır, vücut sörfünde üzerimden geçip kano yaparken üzerime kustuktan sonra şu anda yaptığı gayet rahatlatıcı.
No, after she ran over me with her boogie board and threw up on me in the kayak, you know, this is actually kind of relaxing.
Belki yağmurluk ya da elyaflı mont giyiyor, kayak şapkası ya da bere takıyorsunuzdur.
Maybe you wore an MAjacket or a bubble coat, an half-and-half ski hat or a beanie.
Kayak merkezinden.
The ski place?
- George kayak yapmaya gitti.
- George is in Telluride.
Çimende tekerlek, karda kayak!
Wheels on grass, skids on snow!
Orman ve gökdelen inşa edebilirler, her biri sonuncusundan daha uzun olabilir, hatta çölün ortasına kayak merkezi bile inşa edebilirler.
It can build forests of skyscrapers, each one taller than the last, or even a ski slope in the middle of the desert.
Evimiz dağın orada. Durmadan kayak yapıyorum.
The house is right on the mountain.
Spor yapmayı seviyorum, özellikle kayak yapmayı.
I really like sports, especially skiing.
Körken bir çok kayak turnuvasına katıldım.
I've entered in several skiing tournaments for the blind.
Arka planda bunları duyduğunuzu düşünün. Juan'ın son hız kayak yaparkenki görüntülerinin üzerine.
Imagine we hear this testimony over images of Juan skiing at full speed.
Hayir, Vermont'ta kayak yapiyormus.
No, he was skiing in Vermont.
Ulaşım ve modada ki son gelişmelere bir bakalım sezonun ilk kayak kuşları kar umuduyla Ayı Dağı Oteline göç ediyorlar.
Right up to the minute both in transportation and in dress, the first ski birds of the season migrate to the Bear Mountain Inn, hopeful of snow.
Her haftasonu golfe gider kayak turu, ve Vegas'ta bir haftasonu da cabası.
I mean, every weekend, there's a golf getaway a ski trip, a weekend in Vegas.
Bu kızlar zayıf, acımasız kayak makineleri!
These girls are lean, mean skating machines.
Ve maske, kayak maskesi tanığın dairesinde bulundu ve Kanıt E olarak kayıtlara girdi. Bu konuda ne söyleyebilirsiniz?
Now the mask, the ski mask that was found at the defendant's apartment marked as People's Exhibit E. What can you tell me about this?
Ayrıca spor mağazasından Reebok siyah eşofman ve kayak maskesi satın almış. Hayvan barınağından da bir köpek.
He also bought a black Reebok jogging suit and a ski mask at the sporting goods store.
Sakın kayak krosu yapmam izin verme
Don't even get me started on cross-country skiing.
O sörf, kayak, buz pateni yapabilir, Herneyser, çünkü onun ayaklarının altında her zaman hava yastığı var.
He can surf, skate, glide, whatever,'cause he's always got a 6-inch cushion of air under his feet.
Yağmur mevsiminde kanoya binilmez.
You don't kayak during the rainy season.
- Kayak bi ayakkabı mıdır?
Is a ski a shoe?
- Kayak pistini sevmediğini biliyorum...
- You don't like it in the ski park...
Kayak takımı lazım.
I need a pair of skis.
Suzanne Grady'yi bayıltıp kayak çantasında öldürdü ve birileri onu bulana kadar çıkıp gitti.
Knock Suzanne Grady out, kill her in the water ski case and be long gone before anyone found her.
Buzda kayak, dosdoğru akıntıya girmek. Boğa güreşi mi?
Glacier skiing, running class four rapids, Bullfighting?
Bryan Adams, beyzbol kartları topluyor ve istediği fantezi de "Yağlı Kayak".
Bryan Adams. He collects baseball cards, and he wanted to do a "Greasy Kayak."
İki tanesi kayak maskesi takıyordu ve üçüncüsü de, komuta ediyor gibi duran Bill Clinton maskesi takıyordu.
Two of them wore, uh, ski masks, you know, and the third guy, the guy who looked like he was in charge, he wore a Bill Clinton mask.
Kayak sopaları!
Oh, ski poles!
Kayak yapmaya giderim.
I go snowboarding.
... ya da futbol ya da kızlar ya da kayak yapmak için girmiyorsa.
Or football or girls or snowboarding or whatever the hell it is.
Araziyi boşaltıp kayak merkezi inşa etmek istiyorlar.
They wanna clear-cut acres to build another ski condo complex.
Gözlük izinden kayak kaydığın anlaşılıyor.
I take it from your goggle tan you did some skiing.
Sen de kayak yapmışa benziyorsun.
It looks like you did some skiing, too.
Diyor ki, bir adam dağın ıssız yerlerinde kayak yapıyormuş.
It says that a man was skiing in the mountain wilds.
Hayır, sen kayak liftinden düştüğümde yüzümdeki ifadeyi özledin.
No, you missed the chance to laugh at me when I face-planted off the ski lift.
Hayır, kayak devriyesini çağırın.
I don't know. No. Call ski patrol.
Sadece biraz kayak yaptım.
Just some skiing.
Sen, ben ve bir kaç kişi kayak tatilinde...
You me some guy on a ski vacation.
Amerika minikler kayak takımındaydı.
He was on the US junior alpine ski team.
Kayak neyi?
Ski what?
Kayak yapabilir misin?
Can you ski?
Dünya Kayak Atlama kupasında başarılı olacağız ve Olimpiyat Oyunlarına katılacağız.
We'll do wel at the Ski Jumping World Cup and be qualified for the Olympics.
Kayak atlama tesisi bize bir sonraki Olimpiyatlara ev sahipliği yapmamıza bir adım yaklaştıracak.
The ski jumping facility will bring us a step closer to host the next Olympics.
Dört tane kayak atlama rampası...
These four ski jumpers are...
Bunlar kayak, değil mi?
These are skis, huh?
Avrupa'da bulunun kayak merkezlerinin yarısı, küresel ısınma yüzünden önümüzdeki 50 yıl içerisinde kapanabilir.
More than half of ski resort in Europe could shut down in the next 50 years because of global warming.
Çünkü kimse Tahoe'daki eğlenceli kayak hafta sonu için depozito vermedi.
- Oh, Sidney. - Try it on, my begonia.
Kayak yapmasanız da kumar oynayabilirsiniz, harika mağazalar var, günde 200 dolara kar arabası tutabilirsiniz!
No, no, no, this mirror is for costumers.
Hiç kayak yaptınız mı?
We know where it is, honey.
- Kayak nasıldı?
Good skiing?
Kayak.
Ski.
Kayak modu.
Ski mode.