Kağit Çeviri İngilizce
97 parallel translation
BİR KAĞIT ÇÖP SEPETİNE İHTİYACI VARDI
He needed a wastepaper basket.
KAĞIT!
PAPER!
Biraz çarşaf... ( ESRARIN SARILDIĞI KAĞIT PARÇASI )... ve bir paket camel istiyorum.
I need some papers and some humps.
İki deste kağit.. Kaliteli olanlardan.
Two a deck, name brand.
PRIMATECH KAĞIT ŞİRKETİ ODESSA, TEKSAS
Primatech Paper Co. Odessa, Texas This doesn't look like the sort of place where they'd store a virus that could destroy the world.
Raporlar, soguk gerçeklerin kagit üzerindeki halidir.
But reports are cold facts on paper.
- Kagit kalem için göndermistim.
- I sent him for a pen and paper.
- Fazladan kagit var.
- I got plenty of paper.
Kagit aliyordum.
Gets paper.
Kagit kalemi almis.
He bought the paper and pen.
Kagit da almaniza yetecek kadar para var orada.
You gotta have enough left over for a paper tablet.
Ve okul için kagit.
And a paper tablet for school, please.
Hiç bir kagit demiri alamaz.
No signed paper can hold the iron.
Bugünkü "kagit" kelimesinin kaynagidir.
It's the origin of our word for "paper."
Olasi flas için bes kagit.
Five bucks into that possible flush.
- Bende on kagit var.
- I've got ten bucks.
Ben kocaman mor çiçekli bir kagit begenmistim.
I'd chosen one with great big, purple flowers on it.
Annem de bana, "Unutma, bir kere seçimini yapinca o kagit artik senelerce odanin duvarlarinda kalacak." demisti.
And she said to me : "Just remember that once you choose it it's gonna cover the walls of your room for a long, long time."
dosyalarinda tutmak icin bir kagit.
Just a paper to keep in their files.
Sadece kagit.
It's nothing but paper.
Soyleneni yaptim ve'pekiyi'alacak bir kagit verdim.
I followed directions. I wrote an "A" Paper.
Kagit oyunu?
Game o'cards
Bu aksam kagit mi oynuyorsun, evlat?
You playing cards tonight, son?
'Ed onlari tutabildigi günden beri kagit oynuyordu.
'Ed has been playing cards since he could lift'em up.
Evet, üzerinde isminiz yazan dört güzel kagit parçasi.
Yeah, four pretty white pieces of paper with your names on.
Bizde üzerinde kraliçenin portresi olan 100.000 tane kagit parçasi var.
We got 100,000 bits of paper with the Queen's head on.
Sadece bir kac bozukluk, kagit para yok.
A few coins, but no notes.
Bu kagit burda ne ariyor?
What's do you have here, in the paper?
- suraya bak. Kagit yirtilmis.
- Look right here, paper's ripped.
Genç oğlanın kagit uçurtması Film Adı :.... Balto - DEĞİŞİMİN KANATLARI -....
A young boy's paper kite
Alti ay, haftada 300 kagit.
Six months, $ 300 a week.
O adam bir isigi ayarlamak için bile 5 kagit ister.
The guy charges five grand to set up a light.
Neydi yani tasima, kagit isi gibi mi?
So what is that transpo? Paper?
- Kagit havlu getireyim.
- I'LL GET A DAMP PAPER TOWEL.
Fakat sabah kalktigimda, su kagit kusu bulurdum origami crane, bas ucumda.
But when I'd wake up in the morning, there'd be this paper bird, an origami crane, sitting next to my bed.
Yani tüm kagit islerini tekrar yaptiklarinda, kardesinin 3 haftasi daha olacak.
So once they redo all the paperwork, your brother gets three more weeks.
Eyalete bildirip ve bazi kagit islerini hallettikten sonra.
Right after I notify the State and fill out the paperwork.
- Kagit oyunu için giris biletini aldim.
Got the buy-in for the card game.
- Ben kagit oynamam ;
I don't play cards ;
Aldim. - Guzel bir kagit ev, Charlie.
- That's a nice house of cards, Charlie.
THE PAPER WILL BE BLUE "KAĞIT MAVİ OLACAK"
THE PAPER WILL BE BLUE
Yeteneklerini gelistirmek için odaklan, kagit islerini, ve çalisma programini nasiI daha iyi yapacagin konusuna degil.
Focus on honing those skills, not on how well you can juggle schedules or fill out paperwork.
PRIMATECH KAĞIT ŞİRKETİ ODESSA, TEKSAS Burası, dünyayı yok edebilecek bir virüsün saklanacağı bir yere pek benzemiyor.
Doesn't look like the place where they'd store a virus that'd destroy the world.
20 kagit versem bana tiras biçagi alinabilir mi?
Would 20 bucks buy me a razor?
Yaninizda bir yigin kagit isi varken bir yandan da sushi yiyorsunuzdur?
Having sushi with a pile of paperwork by your side?
Onun malzemeleri kalem ve kagit, tebesir ve karatahtaydi.
Pen and paper, chalk and blackboard were his tools.
Yalniz kagit üzerinde.
Only on paper.
Kagit fabrikasinda o asagilik herifi yakalayacagiz. Onun, neden hoslandigini, anladin mi!
We're gonna bag the son of a bitch at his factory, see how he likes it.
Kagit fabrikasinda yakalariz.
We bag him at the paper factory.
Ben düsündügünüz kisi degilim. Sadece kagit pazarlamacisiyim.
I'm not who you think I am, I'm just a paper salesman.
Bu yüzden söyle bakalim, kagit hakkinda ne düsünüyorsun?
So tell me, how do you feel about paper?