Kereste Çeviri İngilizce
606 parallel translation
Köprü için kereste taşınamıyor artık.
Can't haul any more lumber for his bridge.
Karımın babası öldü ve ona küçük bir demiryolu şirketi... bir kereste fabrikası... ve başka birkaç şey bıraktı.
My wife's father died and left her a narrow gauge railway... and a lumber mill and... several other things.
Maden, kereste ve demiryolu şirketlerinin raporları.
There's the mining company reports, the lumber company, and the railway.
Kereste deposunda güvenlik görevlisi. Joe Wojehowitz.
In fact, it stinks!
Kereste de var.
And lumber too.
Kereste ticaretine girmek için sana güveniyordum Ashley sana güveniyordum.
I counted on you to help me start a lumber business and... I counted on you.
Sana bir faydam dokunmaz. Kereste işinden hiç anlamam.
I don't know anything about the lumber business.
Kereste işine girebilmem için, ama bana yardım etmiyor...
To help me start my lumber business. And he won't help me!
Doktor Meade'in, Dolly Merriwether'ı, Yankilere kereste satarken gördüğünü biliyor muydun?
And do you know that Dr. Meade actually saw her... -... peddling lumber to Yankees herself?
Rhett, kereste işine devam edebilir miyim?
I can keep the lumber business too?
Bugün kereste dükkanına gitmişsin öyle değil mi?
You've been to the lumber office this afternoon.
- Kereste!
- Timber!
Kereste!
Timber!
Mevsimlenen kereste için ne kadar pay bırakıyorsunuz?
How long do you allow for seasoning timber?
- Kereste işinde miydin?
- In the timber business, was you?
Kent kereste şirketi
City Lumber Company.
Acme Kereste Şirketi.
Acme Lumber Company.
Bu sabah 10.05 itibariyle Higgins Kereste Şirketi oldu. Onaylıyor musunuz?
10 : 05 this morning, it became the Higgins Lumber Company.
Benim evlendiğim adamın kereste işiyle işi olmaz.
The man I marry won't care for the lumber business.
Şimdi, Acme Kereste Şirketi'ne dönelim.
Now, back to Acme Lumber Company.
Varlığını arttırmak ve küçük balıkları yutmak. Bu sabah Acme Kereste Şirketi'ni orayı kurmak için hayatını veren zavallı bir adamdan alman gibi.
Accumulating wealth and gobbling up the little fellow, like this morning when you snatched the Acme Lumber Company from some poor little Joe who spent his lifetime building it up.
- Bu kereste dedikleri şey değil mi?
- Isn't that what they call timber?
Onun için kafamda bir kereste tüccarına bağlanmasından daha iyi şeyler var.
I have something better in mind for her than being tied down to a lumber salesman.
Kereste çıkar, yükseklerde otlak var koyun, süt veren inekler, 200 dönüm buğday yetiştirir..
There's timberland, high-grazing meadows sheep, milk cows, 50 acres of wheat.
Curt'un odasındaki kereste var.
The lumber Curt got for the tack room.
"Keresteci çocuklar", kereste satıcıları.
"Timber boys", Selling timber.
- Bay Burns, kereste mi demiştiniz?
- Mr. Burns, you said lumber?
- Kereste işinden iyi kazanıyor musunuz?
Come on, Jessie. Mr. Burns, do you make much money at lumber?
Bu civarlarda çok az kereste var.
You know, there's very little lumber around here.
Kereste işindeyim.
The wood business.
Evet, kereste fabrikası ya da bir çiftlik olabilir.
Why, in a lumber mill or on a plantation.
New York ofisimiz ticari Henrietta gemisinin bugün saat 6 : 00'da New York'tan pamuk, beziryağı, ve kereste yüklü olarak ayrıldığını bildirdi.
"At 6 : 00 a.m. Today, our New York office reports... " that trading ship Henrietta departed New York... " with a cargo of cotton, linseed oil, and lumber.
Bir kereste parçasından mı korkuyorsunuz?
These men are afraid of anything!
Laboratuvarımda biraz kereste olacaktı.
There's some lumber in my laboratory.
Kamyonla kereste ticareti yapıyor.Neyse görüşürüz.
He drives a truck for a wood-merchant. Well see you...
İyi kereste ziyan oluyor.
You're wasting good lumber.
Destek için bir miktar kereste kapıp getirin.
Grab some timbers for shoring.
Kereste ile çalışmaya başlıyorsun, talaşları fark etmiyorsun.
You start working with wood, you don't notice the shavings.
Git ve su yolu için kereste kes.
Go up and start cutting sluice lumber.
Sonra kereste fabrikasına götürülür ve oradan çıktığında artık ağaç değildir.
Then he's taken to the mill. When he comes out, he's no longer a tree.
Bugüne kadarki en iyi kereste patronuna!
To the finest boss the loggers ever had!
- Kereste!
Timber!
Her kereste parçasını kaldırmak zorunda kalacağız.
We'll have to pick up every scrap of lumber.
Tek gördüğüm bir parça işlenmemiş kereste.
All I see is a patch of uncoated timber.
Filoya ve bize verilen emirleri bilmenizi istiyorum : İtalya'nın diğer ucundan İngiltere'ye kadar bir kereste gemisi konvoyuna eşlik etmek.
I want you to know the orders for the fleet and for us which are to escort a convoy of timber ships from the far side of Italy back to England.
Büyük savaş gemileri ve firkateynler için kereste.
Timber to build ships of the line, and frigates.
Bu insanlar, dağlara baktıklarında iki nehri ayıran bir sınır havzası ormana baktıklarında ev yapmak için kereste ve taşlı bir araziye baktıklarında da bir çiftlik görürlerdi.
The kind who'd look at a mountain and see a watershed look at a forest and see lumber for houses look at a stony field and see a farm.
Kereste, öyle mi?
Swine, are we?
Bacalar ve girişler için kereste gerekecek.
We will need timber for the shafts and the entrance chambers.
Bir sürü kereste.
It's a lot of timber, Roger.
Biraz ucuz kereste de aldım.
I don't know, but whatever it is, it's a whopper. He's too big to catch with a diaper pin.