Kesin olan bir şey var Çeviri İngilizce
213 parallel translation
Ancak kesin olan bir şey var ki fotoğrafın çekildiği yerde haksız şekilde ölen bir kızın ruhu var.
But one thing is certain, the place where this picture was taken... roams a spirit of a young girl who died too young before her time.
Kesin olan bir şey var ; o da bu gammazı yok etmeliyiz.
One thing is certain, we must destroy this informer.
Kesin olan bir şey var. - Ne?
I only know one thing for certain.
Kesin olan bir şey var.
One thing is certain.
Kesin olan bir şey var...
One thing is quite certain...
Her neyse, kesin olan bir şey var.
Anyway, one thing's certain.
Kesin olan bir şey var, orası bir kadına uygun değil.
One thing for sure, it's no place for you or any other woman.
- Sıradaki soru! Kesin olan bir şey var ki kim kazanırsa kazansın üç hafta sonra Frank Sinatra'nın sunacağı 35. Akademi Ödülleri'nde tarih yazılacak.
One thing's for sure... no matter who wins, history will be made in three weeks when Frank Sinatra hosts the 35th Academy Awards.
Kesin olan bir şey var silahlar ve el bombaları arabada kalacak.
One thing is sure... the gun, the grenades...
Kesin olan bir şey var.
There's only one thing that's certain.
Kesin olan bir şey var. - Şimdi uykum geldi.
At least you'll be sure of one thing for now.
Kesin olan bir şey var o da sakin olmadığı zaman insanın aklının çalışmayacağı.
Now one thing is sure : The human mind will not function when it is hot.
Ama kesin olan bir şey var : Günah geceyi asla burada geçirmedi.
But once thing is sure : Sin has never spent the night here.
Kesin olan bir şey var.
Only one thing's for certain.
Kesin olan bir şey var ki, bu Consec'in saldırıya uğradığıdır.
There is one point about which there is no doubt at all, and that is that ConSec was attacked.
- Kesin olan bir şey var.
- Well, one thing is certain.
Son bir kaç yılda çok fazla ölüm gördüm Wally ve ölümle ilgili kesin olan bir şey var tek başına yapıyorsun.
- You see, I've seen a lot of death in the last few years, Wally... and there's one thing that's for sure about death... You do it alone, you see. That seems quite certain, you see.
Kesin olan bir şey var.
One thing's sure...
Kesin olan bir şey var.
One thing's for sure.
Halının üstüne bakıyorum da, kesin olan bir şey var.
Looking around the rug, one thing's for sure.
Kesin olan bir şey var. Bu yaşam formu bize savaş ilan etti.
One thing that is certain, however, this life-form has declared war on us.
Kesin olan bir şey var : Bu tarihi bir karar olacak.
this will be an historic decision.
Kesin olan bir şey var :
There's only one thing that's clear to me about this whole damn case.
Kesin olan bir şey var... otomobil yapımına harcanmadığı.
One thing for certain... he didn't spend it making cars.
Kesin olan bir şey var, Krishna. Birlikte büyük bir seyahat yapacağız.
We will make a great journey together.
Her neyse, kesin olan bir şey varsa o da, bu büyünün devam ettiği ama, unutmamam gereken bir şey var onun gerçek kocası Tom olmadığım.
Whatever it is, the chemistry is definitely working and, well, I'll just have to keep telling myself... I'm not really her husband, Tom.
Ama kesin olan bir şey var, o da beyni dayanmamış.
But there is one thing for sure : His brain didn't.
Hayatda tamamen kesin olan bir şey var mı?
Tell me one thing in life that is absolutely for certain.
Kesin olan bir şey var.
There's an objective fact.
Kesin olan bir şey var yeteneklerini biliyorum. Soruşturmada karşında olmayı hiç istemem.
One thing's for sure knowing your work, I'd hate for us to end up on opposite sides of an investigation.
Kesin olan bir şey var, her şeyi anlatmıyor.
He knows more than he's letting on.
Kesin olan bir şey var ki... [Spain Rodriguez - Karikatürist]... o da yeraltı çizgi romanları daha çok büyüyebilme olaylarına girebilirdi ve Crumb bu tarz bir şeyi zorlamak konusunda gönülsüzdü.
There was a certain point where it seemed... as though underground comics... could kind of get into the big time... and Crumb almost seemed reluctant to push that sort of thing.
Fakat kesin olan bir şey var.
But one thing is certain.
Kesin olan bir şey var. Burada yeri yok.
- One thing is for sure there's no room for her here.
Kesin olan bir şey var.
Well, one thing for sure.
Kesin olan bir şey var burası Yıldız Filosu Akademisi değil.
One thing's for sure- - this isn't Starfleet Academy.
Kesin olan bir şey var,... Tzenkethi ile savaşa girmiyoruz.
One thing's for sure. We're not going to start a war with the Tzenkethi.
Kesin olan bir şey var.
One thing's sure.
Kesin olan bir şey var. O Joe değildi.
One thing is for sure, it wasn't him.
Kesin olan bir şey var...
One thing's for sure...
Bence kesin olan bir şey var :
One thing that this has proved to me :
- Bilmiyorum. Ama kesin olan bir şey var.
But one thing seems certain :
Cehennemin tüm tehditleri ve cennetin tüm güzel vaatleri hepsi fasa fiso. Kesin olan tek şey var. Bir yaşam uçup gidiyor.
All threats of hell and hopes of paradise... one thing at least is certain... this life flies.
- Orası kesin. - Kesin olan bir şey daha var.
Another thing's for sure.
Kesin olan tek bir şey var...
One thing is sure...
- Kesin olan tek bir şey var.
One thing is certain.
Kesin olan tek bir şey var...
One thing's for sure.
Bu sabah tamamen kesin olan tek bir şey var.
Only one thing is completely certain this morning.
Öyleyse kesin olan tek bir şey var :
Then one thing be certain :
Kesin olan bir şey daha var buradan ne kadar çabuk ayrılırsam o kadar iyi.
And one thing is certain... the sooner I leave here, the better.
Belki çıkar kesin olan tek bir şey var.
Maybe so... but one thing is certain. We're losing the peace which means a war could be our only hope.