English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ K ] / Kid

Kid Çeviri İngilizce

85,275 parallel translation
Elbiseleri araştırdık, kirli çocuk tişörtü dışında paçavra ve avcı elbisesi dışında... onlar da sanırım özelini kapatıyor hepsi bu.
We did a search for clothes, but besides a kid's dirty t-shirt, a pile of rags and a catcher's mitt... Which I suppose could have covered his essentials... This is it.
- Çocuklar oyun oynar zemin çöker, çocuk boşluğa düşer.
- Kid starts playing, ground collapses, kid falls in the hole.
Evet, ama annesi çocuğun çamurda oynadığını söyledi.
Yeah, but the mother said the kid was playing in the dirt.
- Pekala, her yer çimen ise, çocuk düşmeden önce çamur yüzeye nasıl çıktı?
- All right, so if everything is grass, how did the dirt get dug up before the kid fell in?
Çocuk oynamaya başlamadan biri kazı yapmış olmalı.
Somebody did some digging before the kid started playing.
- Sevimli bir çocuk.
- Got a cute kid.
Küçük bir çocuğun sindirmesi çok zor.
That's a lot for a little kid to digest.
- Evet, ben unutacağım çünkü gidip çocuğunu okuldan almam gerek.
Yeah, I'll forget it,'cause I have to go pick your kid up at school.
Sana yardım etmek istiyorum evlat ama 50 binin tamamı olmak zorunda yoksa yapabileceğim hiçbir şey yok.
I want to help you, kid, but it's got to be the full 50, or else... There's nothing I can do.
Ne dersen de, çocukta taşak var.
Say what you want, the kid's got balls.
Başlangıçta çocuğa iyi davranmaya çalışalım.
Well, for starters, we can try being nice to the kid.
- Peki ya çocuk?
What about the kid?
- Ne olmuş çocuğa?
What about the kid?
Çocuk bırakmış onu, sen niye bırakamıyorsun?
The kid broke up with her. Why can't you?
Kimin çocuğu bu?
Whose kid is that?
Sen daha çocuksun.
You're a kid.
Hiçbir şey bilmiyorsun evlat.
You don't know anything, kid.
Hastayı ve bebeği ameliyatta kaybetme riski oldukça küçük. Yapmazsak bebeğin annesiz büyüme riski çok daha fazla olacak.
It's a small risk that we lose patient and baby now or a good chance this kid grows up without a mother later.
İyi denemeydi evlat.
Nice try, kid.
İyi deneme, ama ikiniz çocuğu çıkarmak için bir şeyler yaptınız ve toplumda bir arada görünerek o şeyin açığa çıkmasını istemiyorsunuz.
Nice try, but you two did something to get that kid out, and you don't want to shine a light on that by appearing together in public.
Kliniğimin iyiliği için geldim çünkü çaycı maaşıyla şehirdeki en iyi firmalardan birinin ortak seviyesindeki avukatını işe alıyorum.
I'm here to do good for my clinic, because I'm hiring a partner-level attorney from one of the top firms in the city for the price of the kid who gets me my coffee.
Çaycın mı var?
You have a kid who gets you coffee?
Ben de sana söylüyorum teklifimi verdim, alabileceğin bu kadar şu an kabul etmezsen, mahkemeye gideriz ve o kadını çocuğuyla birlikte süründürürüm.
- And I am telling you, you've had your offer. That's all your gonna get, and if you don't take it right now, we're going to trial, and I am gonna wipe the floor with this kid.
Çocukluğumdan beri böyle düşündüm.
It's what I thought since I was a kid.
Danny'nin oğlunu bunlara karıştırma.
Just keep Danny's kid out of it.
O kadının bir çocuğu olmuş.
That woman had a kid.
Otuz beş yıl oldu, hâlâ çocuk.
Thirty-five years later, he's still just a kid.
O çocuk hakkında bir sikim bilmiyorum.
I don't know shit about that kid.
Daha o zamanlar kötü bir çocukmuşum, değil mi John?
I was a bad kid from the start, right, John?
Daha o zamanlar kötü bir çocukmuşum, değil mi John?
I was a bad kid right from the start. Right, John?
Öğretmeni seçemezsin, çocuklardan seç.
You can't draft the teacher. Pick a kid.
"Çocuk rock grubuyla instagram üzerinden flörtleşmek" Bu olamaz.
"Brief Instagram Flirtation with Kid Rock"?
Çok akıllı bir çocuk.
He's a very smart kid.
Hadi ama, çocuk o daha.
I mean, come on, he's just a kid.
O zeki bir çocuk, tamam mı?
He's a smart kid, all right?
Çocuğu korkutma yeter.
Just don't scare the kid.
Senin gibi sert bir çocukla kim arkadaş olmak istemez ki?
Hey, who wouldn't wanna be friends with a tough kid like you?
Bu parayı verip oğlumu geri almama izin ver.
Just let me take this money and go get my kid.
Hiçliğin ortasındayız, evlat.
We're miles from anywhere, kid?
Okulda sürekli beni dövüp duran bir çocuk var ve babam da bu ava çıkmanın...
There's this kid at school that keeps beating me up, and he thought that hunting would...
Richie, çocuğu bul!
Richie, get that kid!
Evin arkasında bir çocuk. Onu gördüm.
Back of the house, the kid.
Çocuğun telefonda sakladığı buymuş.
Here's what the kid was hiding on his phone.
- Babasının kaçırılışını tevafuken kaydetmiş gibi görünüyor.
- Looks like the kid accidentally recorded his dad being taken.
Sert çocuk.
Tough kid.
Biri halka açık havuza bok attığında.. ... bulup çıkarması için ağ verip çocuk yollarsınız.
When someone drops a log at a public pool, you just send a kid with a net to fish it out.
Çocukken, Canavar kulağıma fısıldayıp dururdu.
Since I was a kid, The Beast has been whispering shit in my ear.
Menajerinle aran nasil?
How you doing with your manager, kid?
- Git, isi kap.
- Okay. - Go get'em, kid.
cocuklara uygun malzemeni nasil gelistirebilecegini dusunuyordum.
I've been thinking about how you can work on your kid-friendly material.
Çocukları var.
They have a kid together.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]