Kolun Çeviri İngilizce
1,275 parallel translation
Bu kolun içini gördün mü?
Did you see the inside of this arm?
Bu kolun sahibi acıyı hissedecek.
The man belonging to this arm will suffer.
Yaşamama izin verirsen, senin sağ kolun olurum.
You let me live, I'm your sidekick.
Seni yatakta, bir kolun küçük oğlunun omuzlarında görebiliyorum. "Buster, baban sana o pis homonun..." "... gözünü nasıI çıkarttığını anlatmak istiyor... "
I can see you in bed with your arm around your little boy saying, "Buster, Daddy wants to tell you how he put the nasty queer man's eye out..."
Onların ne istediği umurumda değil. Kolun nasıl?
I don't know what play they're calling.
Cenazedeyken, kolun askıdaydı.
You had a sling on your arm at the funeral.
Kolun kadar uzun bir suç kaydı var.
She's got a record as long as your arm.
- Ellerini kolun üzerine koy.
- Put your hands on it.
Bakayım hangisi daha iyi pişmiş, tavuk mu yoksa kolun mu.
Let me see which is over-cooked, the chicken wing or your arm.
Senin kolun birgün daha iyi olacak
Your arm will be better someday.
Kolun...
Your arm...
Üstelik, kanama, kolun o hâlâ hayattayken kesildiğini gösteriyor.
The bleeding indicated the arm was severed while still alive.
Daha çok travma sonucu geçirilmiş bir krize benziyor. Ölüm nedeninin kolun kesilmesi olduğunu söyleyebilir misiniz?
- Can you rule out the death proceeding the arm being cut off?
Kolun hiç iyi görünmüyor.
You know, this arm's not looking so good.
KırıIan kolun ne durumda?
What about breaking your arm?
- Hey, kolun nasıl?
- Hey, how's the arm?
Kolun nasıl?
How's the arm?
Kolun acıyor mu?
Does your arm hurt?
- Kolun çok kuvvetli.
- Quite an arm.
Kolun, iyileşiyor mu?
Your arm, is it healing?
Kolun kesilmeden de silahını çıkarabiliyorsun...
You can be disarmed without having to be dis-armed...
Sağ kolun fena değilmiş.
You got a pretty good arm on you, boy.
- Kolun nasıl?
- How's the arm?
Elin kolun bağlı, ağzın tıkalı. Sadece öfkenin güçlendiği, sessiz, karanlık bir dünyadasın.
Bound and gagged in a dark and silent world where nothing grows but the anger.
Kolun için bu daha iyi.
No, it's better for your arm.
Kolun hala iyi mi?
You still got an arm?
Topu iyi attın. Kolun güçlü.
Good release, strong arm.
- Kolun nasıl?
- How's that arm?
Birkaç dakika sonra kolun kopacak. Bu son şansın.
I'm gonna pull out some of your fingernails and I'm gonna leave you to think about it.
Kolun.
Give me your arm.
Yani, burada seninle konuşuyorum fakat... senin kolun az sola doğru
I mean, in one world I'm talking to you right now, but er..... your arm is a little to the left.
Anya, kolun askıdan çıkmış sonunda.
Anya, I see you've joined the not-sling-wearing crowd.
Kolun iyi mi?
Is your arm all right?
Kolun altındaki kan, Candlewell'in onu açmaya çalıştığını gösteriyor.
He heads for the exit door. Blood underneath the latch handle shows that Candlewell tried to open it.
Bu sabah. Yatakta kolun benim koluma değdi ve hissettim.
This morning your arm brushed up against me in bed and I felt it.
Senin kolun yandı, Jake'in eli kesik.
You're burned, Jake is cut.
Kolun nasıl?
How's your arm?
Yanacak tek şey, üzerinde sigaramı söndürdüğüm kolun olacak.
The only thing that's gonna burn is your arm when I put my cigarette out on it.
Şiltenin üstünde duruyor, dirsekten bükülmüş, kolun iç kısmı yukarı bakıyor.
It rests on the mattress with the elbow bent and the forearm supine.
- Kolun nasıI?
- How's the arm?
Kolun nasıl?
- How's the arm? - Mm.
Burnun kırılır. Kolun kırılır. Kafa yaralanmaları...
Broken nose, broken arms, head wounds.
- Kolun için bir şey yapabiliriz.
- We could do something about your arm.
- Kolun nasıl?
- How's your arm, man?
Sadece sağ kolun mu?
Am I just your servant?
Sağ kolun olsam bile.
... ever since I was your servant.
Kolun güçlü.
Good arm!
Akillilik işediğin havuzda kolun ve bacağin kirik... bir şekilde oturmamanin çaresini aramaktir.
Reasonable is how come you ain't sitting in a pool of your own piss... wondering how to get up with smashed knees and elbows.
- Elin kolun bağlı gibi görünüyor.
Looks like you have your hands tied up.
Kolun mu kesildi?
Did you cut yourself?
Kolun kırıldı mı?
Is your arm not broken in yet?