Kristen Çeviri İngilizce
1,046 parallel translation
Selam, Kristen.
Hi, Kristen.
Kristen, Freddy döndü!
Kristen, Freddy's back!
Kristen!
Kristen!
Kristen kendini pek iyi hissetmiyordu.
Kristen wasn't feeling very well.
Kristen, ne oldu?
Kristen, what happened?
Kristen, çık şu kahrolası evden!
Kristen, get the hell away from that house!
Bak, Kristen, üzgünüm.
Look, Kristen, I'm sorry.
Kristen, neden şu küçük... arkadaşlarından birini çağırmıyorsun?
Kristen, why don't you... call on one of your little friends?
Kristen onun evine gitmeliyiz!
Kristen- - we've gotta get to her house!
Kristen'dan yeterince dinledim, kes artık.
I heard it all from Kristen, so stop it.
Sheila'yı ben içeri çektim, aynı Kristen'in beni çektiği gibi.
I brought Sheila in like Kristen did with me.
Bence gerçekten Kristen'ın hikayesi onu etkiliyor.
I really think Kristen's story is getting to her.
Kristen, Freddy'i öldürenlerden geriye kalan son çocuktu.
Kristen was the last child left of the people who killed Freddy.
Sürekli Kristen'i düşünüyorum.
I think about Kristen all the time.
- Neyi ne yapıyorum, Kristen?
- What the fuck what, Kristen?
Kristen.
Kristen.
Son üç aydır yaptığım her şeyi başka bir şeyden korktuğum için yaptım.
Lookit, Kristen, everything I've done for the past three months has been because I was scared of somethin'else.
Savcılık Kristen Cates'i çağırıyor.
The prosecution calls Kristen Cates.
Kristin Bolin.
uh, kristen bolin.
- Eden Brent, Kristen.
- Hi. - Eden Brent, Kristen.
Kristen, Kristen, keşke insanlar hafızanın gücü ile lanetlenmiş olmasalardı.
Oh, Kristen, Kristen, if only humans weren't cursed with the power of memory.
PBS hattında olduğum için Kristen'den gelen bir teşekkür kartıydı.
It was a thank-you card from Kristin because I'm doing the PBS drive.
Neyse, Kristen buna üzüldü ve bana bir iylik yapmanı istiyorum.
So anyway, she's kind of upset about it so I need you to do me a favor.
Adım Kristen.
My name's Kristen.
Kristen?
Kristen?
Kristen, benimle polis merkezine gelirsen daha güvende olursun.
Kristen, I think you'll be safer if you come back to the police station with me.
Farklı dünyalarda yaşıyoruz, Kristen. Ve dışarıdan hiç kimse hayatımı sonlandıramaz.
We live in a different world, Kristen, and nobody on the outside can end my life.
Biliyorum, Kristen, sana yaptıklarım -
I know, Kristen, what I did to you was...
- Ben Kristen.
- I'm Kristen.
- Kristen.
- Kristen.
Pamela Burris, Eric Cannon, Kristen Connor, Judith Dantzig Patsy Ewing, Mark Katz Malik Williams. " Ne?
Pamela Burris, Eric Cannon, Kristen Connor, Judith Dantzig Patsy Ewing, Mark Katz Malik Williams. " What?
Sence Kristen'in Billy ile gitmesine izin vermeli miydik?
Hey, do you think we should've let Kristen go with Billy?
- Kristen'le konuşabilir miyim?
- Can I speak to Kristen, please?
- Kristen'le konuşmak istiyorsun.
- You want to speak to Kristen.
Güzel, Kristen.
Well, all right, Kristen.
Kristen Riggs, Carol Willick.
IKristen Riggs, this is Carol Willick.
Carol, Kristen.
Carol, Kristen.
Kristen ise...
And Kristen....
Kristen şey yapıyor yeterince komik ve alanı bile olmayan bir şey!
IKristen does something that, funnily enough wasn't even her major!
Kristen ailemle birlikte.
Kristen's with my folks.
- Eee nasıl gidiyor, Kristen?
- So what's up, Kristen?
Sen Kristen'in eski kocası olmalısın.
You must be Kristen's ex-husband.
Kristen'in eski kocası demekle neyi kastettin?
What do you mean, I must be Kristen's ex-husband?
Ona Kristen'in Bahamalar'daki numarasını vermek için onu aradığını söyler misin?
Could you tell him Kristen called from the Bahamas to let him know her number there?
Kristen seni Bahamalar'dan aramış.
Kristen called you from the Bahamas.
Anlıyorum adımı hatırlaman çok zor Celia, Kristen, Elaine'den dolayı...
I realize it's difficult, what with Celia, Kristen, Elaine...
- Nasıl gidiyor Kristen?
- Kirsten, how you doing? - I'm all right.
Adim Kristen Miles.
I'm Kristen Miles.
Kristen'ın yanına otur.
Take the desk next to Kirsten.
Bernice, sen Kristen'ın kitabından takip et.
Bernice, follow along with Kirsten, OK?
Kristen'le konuşmalıyım.
I just need to talk to Kristen.