Krypton Çeviri İngilizce
595 parallel translation
Oksijen-nitrojen atmosferi, biraz kripton, argon, neon.
Oxygen-nitrogen atmosphere, some krypton, argon, neon.
Kabul edilebilir seviyede argon, neon ve kripton izi var.
Traces of argon, neon, krypton, all in acceptable quantities.
Salınan gazlar bilhassa kripto ve trityum.
The gases given off are mainly krypton and tritium.
Ursa adlı bu kadın... sapkınlıkları ve insanoğluna duyduğu nedensiz nefretle... Kripton gezegenindeki çocukları bile tehlikeye atmıştır.
On the woman, Ursa whose perversions and unreasoning hatred of all mankind have threatened even the children of the Planet Krypton.
Bir zamanlar bu Konseyin güvendiği... Kripton gezegeninin savunmasını emanet ettiği adam.
Once trusted by this Council charged with maintaining the defense of the Planet Krypton itself.
Jor-El, sen Kripton'daki en büyük bilim adamlarındansın.
Jor-El, you are one of Krypton's greatest scientists.
Sana söylüyorum, Kripton sadece yörünge değiştiriyor.
I tell you Krypton is simply shifting its orbit.
Ne ben, ne de karım... Kripton'u terk etmeyeceğiz.
Neither I, nor my wife will leave Krypton.
Kripton gezegeninden sağ kalan bir sen varsın.
You are the only survivor of the Planet Krypton.
Bu alev alev yanan karmaşıklık senin kendi galaksinin kıyısı. Burayı geçince... kırmızı Kripton güneşinin bölgesine gireceğiz. Senin gücünün asıl kaynağı... ve bizim akıbetimizin nedeni.
As we pass through the flaming turmoil which is the edge of your own galaxy we will enter the realm of the red Krypton sun source of your strength and nourishment and cause of our eventual destruction.
Burası Kripton gezegeni oğlum. Bir zamanlar senin evindi.
The Planet Krypton, my son your home as it was.
Bu herkesin başına gelir, Kripton'dakilerin bile.
It is an affliction common to all, even on Krypton.
Kripton gezegeninden.
I come from a planet called Krypton.
Kripton.
Krypton.
Hayır, Kripton, K-r-i-p-t-o-n.
No, actually it's Krypton, with a K-r-y-p-t-o-n.
Röportajda Kripton gezegeninin 1948 yılında... patladığını söylüyor.
In the interview he says that the Planet Krypton exploded in 1948.
Patlayan Kripton gezegeninin parçaları... uzaya yayılır.
Fragments from the Planet Krypton exploded and went into outer space.
Ama radyoaktivitesi o kadar yüksek ki... bu madde, Kripton gezegeninden gelen biri için... öldürücü olur.
But the level of specific radioactivity is so high to anyone from the Planet Krypton this substance is lethal.
Kal-El, oğlum... Kripton arşivlerinin sorumlusu olarak... gezegenimizle ilgili en karanlık hikayeyi sana anlatmak bana düşer.
Kal-El, my son as the Keeper of the Archives of Krypton it falls to me to tell you of the darkest episode in our planet's history.
Kripton'da bu kötü adamları kontrol edemedik.
On Krypton, these villains were uncontrollable.
Tepedeki yuvarlak şeyi sevdim. Kırmızı Kripton güneşi gibi parlıyor.
I like the globe that flashes red like our Krypton sun.
Bu kristal odada Kripton'un kırmızı güneşinin ışınları var.
This crystal chamber has harnessed the rays of the red sun of Krypton.
Ya da kriptonem, kriptonhemir.
Or krypton-ham, or krypton-heimer?
Kripton nerede?
Where is Krypton?
Yani tek yapmamız gereken Kripton'un eski yerini bulmak.
So all we have to do is find out where in heaven Krypton used to be.
Gus, Vulcan uydusuna bağlanınca Kripton'un veda ettiği yeri bulması için uzayı taratacak.
Once Gus contacts the Vulcan satellite he orders it to search through space around where Krypton went bye-bye.
Kripton'dan mı?
Krypton?
Ama Dünya da Kripton ile aynı kaderi paylaşacak.
And yet the Earth is threatened by the same fate as Krypton's.
Kripton'un enerjisinden ne kaldıysa, senin.
All that remains of Krypton's energy is yours.
Bu sandalyeni bir arada tutan çiviler Kripton gezegeninden olduğunun kanıtı olabilir mi?
Could it be that the nails that hold your chair together are from the planet Krypton?
Kripton adındaki bir gezegenden.
A place called Krypton.
Kripton gezegeni.
The planet Krypton.
Trask onu Kripton gezegeninden olduğunu söylemişti.
Well, Trask thought it came from the planet Krypton.
Onun göründüğünden fazla olduğunu bilmiyordum.... Dünya'nın ve Kripton'un haritaları, dün geceye kadar.
I never knew it was more than it seemed... maps of Earth and Krypton, until last night.
Kripton neye benziyordu?
What was Krypton like?
Sonunda bilgisayarlarımız uygun bir yer belirledi.. fiziksel ve biyolojik olarak Kripton'a benzer bir gezegen.. sakinleri bize benziyor..
At last the computers have located a suitable destination... a planet physically and biologically compatible with Krypton... whose inhabitants resemble ours... and whose society is based on ethical standards... which we, too, embrace in concept... if not always in deed.
Kripton'da da bir çeşit mikrop olmalı.
It'd have to be the kind of germ they have on Krypton.
Ama Kripton'dan bir virüsü nasıl elde edeceksin?
But where are you gonna get a virus from Krypton?
Ama Kripton'da bu şey başa gelebilecek en gaddar şey olmalı.
But back on Krypton that must have been the most vicious thing going.
Kripton'a gitsen de Güneş'e gitsen de bu değişmez.
Even if you go from the red sun of Krypton all the way to the yellow sun of the Earth.
- Süpermen'in Kripton'daki babası.
- Superman's father on Krypton.
Süpermen'in babasının Kripton'daki istişare yeri gibi.
Sort of like Superman's dad's joint on Krypton.
Yani bu Krypton'dan mı geliyor?
You mean it came from Krypton?
Aslında bu, Krypton ; yani küçük bir parçası.
More than likely it is Krypton, or, rather, a small piece of it.
Gezegen çekirdeği zincirleme bir reaksiyona giriyor ve bu eninde sonunda Krypton'u yok edecek.
That the planet's core is undergoing a mounting chain reaction that will eventually destroy Krypton!
Bütün gezegeni izlemek üzere yapıldı ve şimdiye dek bize kıyamet görüleri olan görgüsüz bilim adamlarından daha iyi hizmet etti.
He was built to monitor all of Krypton and has, I might add, served us far better than upstart scientists with apocalyptic visions.
Sonuçta ben bütün Krypton bilgisinin deposu değil miyim?
After all, am I not the repository of all Kryptonian knowledge?
Beni durdurursan Krypton'dan geriye en ufak bir hatıra bile kalmayacak.
If you stop me, there won't even be a memory of Krypton left.
Eğer konsey Krypton'un sonunun geldiğini bilseydi, beni acilen gezegeni boşaltma planı için çalıştırırlardı.
If the council knew Krypton was doomed they would frantically put me to work on calculating an evacuation plan.
Ve yolcusu da benim oğlum olacak Krypton'un son çocuğu. Şimdi bu bir cankurtaran olacak.
Now it's only good for a lifeboat.
Elveda Krypton.
Farewell, Krypton.