Köylü Çeviri İngilizce
1,874 parallel translation
Halkın hastanesi. Her fakir köylü ve zenci en iyi hizmeti tek kuruş vermeden alacak.
The people's hospital, where any poor redneck and nigger can get the best... without paying a dime.
Eli silahlı mutlu bir köylü kızı, çirkin bir köpek yeni yetme bir polis ve şımarık bir velet.
A gun-happy farm girl, an ugly dog a wet-behind-the-ears cop and a spoiled brat.
Sokaktan aldığı bir köylü çocuğuymuş. Kendi malı gibi kullanıyormuş.
She found a peasant boy by the side of the street and took him in like a stray dog.
Uzun zaman önce iki köylü kadın tarlalardan dönüyorlarmış.
Some time ago two peasant women returned from the fields.
Bir köylü olarak girip, bir prenses olarak çıkabilirsin.
You enter as a peasant and leave a princess.
Onlar köylü.
They're peasants.
Ama beni köylü gibi yetiştirdin. Karanlığa hapsettin, beyefendilik özelliklerini esirgedin benden.
You have trained me like a peasant obscuring and hiding from me all gentlemanlike qualities.
Köylü!
A peasant!
Beni aptal köylü yerine koyup onu elimden alacağını mı sandın?
Think I'm some stupid country boy and you can take her out from under my nose?
Seni solucan gibi ezeceğim, seni köylü herif!
I'll crush you like a worm, you peasant!
Sen hep çekirdek yiyorsun, köylü. - Hey, hey.
You always eating those sunflowers, you country.
Köylü karnını doyurabiliyor, di mi?
City dogs go crazy in the woods. They get disoriented.
Geri çekilme için bana bir kaç köylü gönder.
Send some villagers for me to retrieve.
Sen Lucrezia Borgia'sın alelade biriyle evlenebilecek bir köylü kızı değil!
You are Lucrezia Borgia, not a peasant who can marry just anyone.
ya da ev yapımı köylü bilgeliğine.
Or hand-spun, cornpone wisdom.
Şehirli çocuklarıyla birlikte köylü çocukları da okuluna katılabilir mi?
Could peasants'and townsmen's sons study at your dojo, too?
Köylü olmasam da herşeyi yapabilirim
I'll be anything as long as it isn't a peasant.
Ama köylü olmaya dayanamam
I can't stand being a peasant.
- Hiç köylü oldun mu? - Hayır.
- Have you ever been a peasant?
Kıran kırana bir rekabet var. Bu leş yiyicilerin arasında Teri Horton saf bir köylü gibi kalırdı.
It's a dog-eat-dog shark tank business... where we would've seen Teri Horton as a peasant.
Jessie utangaç bir köylü kızı.
Jessie is a shy, provincial girl.
Alınma ama, senin gibi bir köylü kızı yüksek sosyetenin içinde bir kilometre öteden bile fark edilir.
Well, no offense to you simple country folk, but a real society crowd would spot you from a mile away.
- Ne Meurik, ne de köylü dostlarım. Hele hele eşim Livia hiç bilmemeli. O, Rahip Abelard'la tutanakları incelediğimi sanıyor.
Not Meurik, not my fellow villagers, and most importantly, not my wife Livia, who believes I am reviewing council minutes with brother Abelard tonight.
- Herhalde, Komiser Köylü.
- No shit, Captain Cracker.
Son köylü grubuna rastladım ve onları gemiye getirmeye çalışıyorum.
I've run into the last group of villagers and I'm trying to get them back to the ship.
Siyah, beyaz, Asyalı, Latin zengin, fakir, şehir çocuğu, köylü.
Black, white, asian, hispanic, rich, poor, city kids, country bumpkins.
Odamı daha erkeksi yapmak istiyordum. O yüzden köylü insanların posterlerini astım.
I wanted to make my room more manly so I put up some posters of the Village People.
Merak etme, seyirciler bir avuç köylü hödükten ibaret.
Don't worry, the audience's a bunch of country bumpkins, too
Köylü hödükler...
Country bumpkins...
Köylü aptaldan arkadaş tekmesi!
[Stammers] Sidekick to the village idiot!
Yani gidip kendine köylü eroini mi aldın?
Got some hillbilly heroin, huh? It's good to know some junkies never change.
Kaç tane köylü olduğunu bilmem gerek.
I need to know how many villagers.
Robbie Ray, seni meraklı köylü!
Robbie Ray, you nosy hillbilly!
Ayrıca ben meraklı bir köylü değilim.
And I'm not a nosy hillbilly.
Ben ilgili bir köylü babayım.
I'm a concerned hillbilly father.
İlk köylü dün sabah kayboldu.
The first villager went missing some time yesterday morning.
Ama şunu söylemeliyim ki eğer gidersen bir ya da iki köylü dostun...
But I should say if you do, then tomorrow one or two of your villager friends...
Seni aptal köylü.
You dumb hick.
Tatilde, arkadaşlarıyla birlikte şu köye gitmiş ve köylü serserilerle kavga etmişler.
He went to this village with his buddies on holiday and got into a fight with local punks.
- Bir köylü bize ihanet ettiğinde onu şiddetle cezalandırmalıyız.
If a peasant defies us, we must punish him.
Bu lanet olası, köylü ismimden nefret ediyorum.
I hate my poor white trash name.
- Köylü olmak, hasta olmaktan iyidir.
- Better poor than sick.
Köylü...
Hayseed...
Nasıl olur da çıplak bir şekilde üst üste yığılmayı ve köylü bir kızın parmağıyla seni işaret edip gülmesini tercih edersin?
How would you like to be stacked naked in a pile with a hillbilly girl pointing at you and laughing?
Köylü gibi olmamı istedin.
You want me to look like a country peasant?
Eski bir Fransız köylü yemeği.
It's a French peasant food.
Ben bir bilim adamıyım, köylü değilim.
I'm a scientist, not a redneck.
~ Köylü maracatu dansını ~
The rural maracatu
Beni rahat bırak, köylü!
Leave me alone, you peasant!
- Robin'i biliyorsun. - Gerisi sadece köylü. - Anlat bana!
You know about Robin, the rest are just peasants like me.
Köylü. - Hırbo.
- Hillbilly.