Kürek Çeviri İngilizce
2,543 parallel translation
Ellerinde kürek ve delici aletler var. Kendilerinden büyük birinin üstüne gidiyorlar hatta ellerinde baltalarla. Fiziksel avantajları onu kolayca öldürmeden himâyeleri altına almalarını sağladı.
Armed with shovels and springs, they had over an elderly man, even armed with a hatchet, the physical advantage that they could safely subdue him, without killing.
Çarmıha gerilen ya da kürek mahkumu olan daha fazla insan görmek istemiyorum.
I don't want to see any more men crucified or sent to the galleys.
Kürek mahkumu olacaksın.
You're for the galleys.
Kürek başında konuşmak yok.
Silence at the oars.
Hangi tarafta kürek çekiyorlarsa savaş anında onları o tarafa zincirleyebiliyorum.
It requires being able to chain them to battle stations whichever side they are rowing.
Tabii efendim, bu sayede daha iyi kürek çekiyorlar.
Yes, sir, they are better oarsmen for it.
Ve sen de bir kürek mahkumunun aklına mı uydun?
And you took the advice of a galley slave?
Verimlilik, verimsizlikten daha iyidir, bu bir kürek gemisinde bile olsa.
Efficiency is better than it's opposite, even for a galley slave.
Ne kadar süredir kürek çekiyorsun?
How long have you been at the oars?
Tatlı tatlı kürek çekersin.
It will sweeten your stroke.
Geri geri kürek çekin.
Back oars.
Kürek mahkumu olmayasın diye kurtardığım hayatı almamı mı istiyorsun?
So having saved your life, I should take it to save you from the oars.
Hangisi gladyatör olan kürek mahkumun?
So which is your galley-slave-turned-gladiator?
Bu senin kürek mahkumun mu?
This is your galley slave?
Peki nasıl oldu da bir kürek mahkumu bir amiralin hayatını kurtardı?
So how is it a galley slave saves the life of an admiral?
Ömür boyu kürek mahkumluğuna çarptırıldım!
My sentence was life at the oars!
Geri geri kürek çekin!
Back oars! Back oars!
Görünüşe göre özgürlüğe kürek çekmeyi başarmışsın.
You seem to have rowed your way to freedom.
Nasıl oluyor da ömür boyu kürek cezasına çarptırılmış biri zengin olup kendi evini satın alabiliyor?
How is it that someone sentenced to the galleys for life is now wealthy enough to buy back his old home?
Sextus Arrius kürek cezasına çarptırdığın adam mı?
Sextus Arrius is the same man you sent to the galleys?
Herkes boşa kürek çektiğimi söylüyor.
Everyone says it's not going to work.
- Bana tüfek ver, ben de sana kürek vereyim.
- Give me a gun, and I'll give you a shovel.
Orospu çocuğu, silah yerine bana kürek ver!
Motherfucker, gave me shovels instead of guns!
Ve bir kürek getirin.
And bring a shovel.
Burada boşa kürek sallayıp hiçbir sonuç almadan döneceğiz.
The part of the job where we get to do something that has no point and yields no results. Excuse me.
Mürettebat herkes kürek çekme pozisyonuna.
Now, crew... to your rowing positions.
Ya da... Skolyoz için kürek çekmeye ne dersin?
Or, uh, sculling for scoliosis.
Kürek kemiğine büyük bir baskı yapıyor!
That's a deep omoplata there. He's got the seats up.
Bir kürek alıp çukur kaz!
And pick up a shovel and dig a hole!
Kürek çekiyorum.
I row.
- Harvard'da kürek takımındaydım.
- I rowed crew at Harvard.
â ª Hepsi yakında uyanacak â ª Yel yepelek yelken kürek
♪ They're all gonna wake up soon ♪ They're all be hell for leather
Teknede iki kürek var.
There are two paddles in the boat.
Yale kürek takımının bir parçası olarak Esselstyn 1956'da bir altın madalya kazandı.
As part of Yale's rowing team, Esselstyn won an olympic gold medal in 1956.
Kürek çekmeyi neden seviyorum biliyor musun?
Do you know what I like about rowing?
Dave ve lan, siz kürek yapın.
Dave and Ian, we need oars.
Ben de Boşa Kürek Çekme Bulvarı'nda sanıyordum.
'Cause I thought it was on beating-a-dead-horse boulevard.
Kafasında kürek olan bir adama ne dersin?
What do you call a guy with a spade in his head? Dunno.
Böylece bize boşa kürek çektirdin, seni orospu çocuğu!
So you could send us on a wild-goose chase, you son of a bitch!
Boşa kürek çekiyorsun, Max.
You should really stop trying, Max.
O yüzden bir kürek al ortak ve işe koyul.
So grab a paddle, partner, and hop on in here.
Kürek çekmeyi biliyor musun?
You got a paddle?
Ama bilgin olsun boğulmamak için bir kürek satın alabilirsin.
You know, FYI, you can buy a paddle.
Boşa kürek çektiğimiz düşüncesini vermeyi seviyor.
I'm sure he loves the idea of sending us on a wild goose chase.
- Hoyt, bize kürek lazım. Kürek mi?
- Hoyt, we need a shovel.
Kürek çekmeyi kes.
Stop rowing
Kürek çekmeyi kes!
Stop rowing!
Dizim çıktı, bir kaç çıkık kürek kemiği ve pelviste çatlaklar.
My knee was dislocated, a few scrapes, I had a fractured pelvis and a fractured shoulder blade and a bruised lung, as well.
Onlar kürek.
Those are oars.
- Kürek mi?
A shovel?
Sol kürek kemigimde.
Came out of my left shoulder, plates shattered.