English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ K ] / Kılıc

Kılıc Çeviri İngilizce

25,846 parallel translation
"ama Gideon korkmuyordu kılıcını çekti ve kötü büyücüye döndü sevdiği insanları kurtarmaya hazırdı."
"but Gideon was unafraid. He drew his sword and turned to face the evil Sorcerer, ready to save the people he loved."
Kılıç... beni öldüren kılıcın kabzasında kırmızı bir taş vardı neredeyse parlıyordu.
The sword... the sword that's used to kill me, I... It had a red jewel on the bottom of the handle, almost glowing.
- O bir ışın kılıcı mı?
Is that a lightsaber?
Yüzüme bakın. Kılıcıma değil.
Look at me, not my blade.
Bu kılıcı kendisi hak etti elbet.
He has more than earned this sword.
Ama bugün sizlerin gördüğü ve kılıcımdaki kanın da kanıtladığı üzere bugün aramızda olmayan kişi rakibimdir.
But as all of you witnessed today, and the blood on my sword confirms, it is my opponent who no longer walks among us.
L.A. aktörleri buraya çıkıp geliyorlar, değil mi?
These L.A. actors, they come out here, right?
Öngörümdeki kılıç bu.
This is the sword from my vision.
Seni öldüren kılıç bu.
This is the sword that killed you.
Öldürecek kılıç bu.
Will kill me.
40 yıl sonra ortaya çıkıp, başkalarının harcadığı emeğin meyvelerini toplayamam.
That I just can't step in 40 years later and enjoy the fruits of someone else's labor.
Şimdi, bir kaç gündelik işçi kiralayıp buraya biraz zemini biraz düzelttireyim dedim, ama hiltiden çıkan titreşimler yüzünden bu sahte duvar yıkılınca altından bu eski asansör şaftıyla birlikte bu makineler çıktı.
Now, I hired a few day laborers to relay a little bit of the foundation there, but vibrations from the jackhammer forced this fake wall to fall down and-and underneath it there was a-an old elevator shaft with the machinery in it.
Bu şey düşerse, borular kırılır, sıvı metal açığa çıkar.
If this thing falls, the pipes break, liquid metal exposed.
Ama biz L.A.'de John David Bates vakasına bakarken Tırmık yeniden ortaya çıkmış, hem de Jack'in okulunda.
But when we were all in L.A. On the John David Bates case, Scratch surfaced again, this time at Jack's school.
Bununla nasıl başa çıkılır?
All that guilt.
- Onlarca yılın tacizini ortaya çıkardık.
- We exposed decades of abuse.
Sen dışarıda Süperman'cılık oynarken ben... burada onun yanındaydım.
But while you've been off playing Superman, I'm the one that's been there for her.
Öngörümdeki kılıç buydu.
This is the sword from my vision.
Seni öldüren kılıç.
This is the sword that killed you.
Seni öldüren kılıç o.
That sword is what kills you.
Çok karışık biliyorum ama asıl önemli olan buraya hayatımı riske atarak geldim çünkü sen Kurtarıcısın ve ailenin sana ihtiyacı var.
Okay, it's complicated, but... the point is I risked my life coming here because you're the Savior... and your family needs you.
Bu kılıç daha önce bir kere seni bu krallıktan uzaklaştırdı.
This blade banished you from the kingdom once before.
Emma'nın onu öldürebileceğini düşündüğü kılıç bile elimizde değil.
And we don't even have that sword that she thought she could use to defeat her.
Karanlık Olan'la bir tür anlaşma yaptım ve dönüş biletimiz karşılığında onu kafesinden çıkarttım.
Oh, I sort of made a deal with the Dark One and let him out of his cage for a ticket home.
Günümüz dünyasında can sıkıcı ama anlaşılır bir durum.
Sad commentary on our times, but understandable.
Markos "K" ile yazılıyordu, "C" ile değil.
Markos was spelled with a "K," not a "C."
Chicago'dan çıkıp Los Angeles'e geldiğin için çok mutluyum.
I'm so glad to be out of Chicago and back in L.A.
İlişki yaşayan insanlar işlerini ilişkilerinin nasıl gittiğini, inişleri ve çıkışlarını konuşurlar.
People in relationships, they talk about their jobs- - how things are going, the ups and downs.
Onlar bütün çalıntı malların alıcı ve satıcıları ve en nefret ettikleri düşman Tha Popo'nun yaptığı büyük bir dolandırıcılık hakkında şikayet ediyorlar.
They are buyers and purveyors of stolen goods all, and they are commiserating about a great fraud perpetrated by their much loathed nemesis Tha PoPo.
Burada güzel ve akıllı bir kadınla bir odada tıkılı kalmışım ve çıkmaya mı çalışacağım?
Here I am in a locked room with a beautiful, intelligent woman and I'm trying to get out?
Kıçımda bir raptiye ile orada asılıyken
Stuck on the wall with a pin in my ass
ve senin için canavara bakıcılık yapacağız, endişelenme.
And we'll babysit your pet monsters, no worries.
Hırsızlık, dolandırıcılık, ve siber suçlardan.
Grand larceny, fraud, a whole mess of cyber crimes.
Alıcıymış gibi açık artırmaya katılırız ve kazanırız.
We pose as a buyer, we get in on the auction and we win.
- Ama oradan otobana çıkılıyor.
But that takes us onto the highway.
Sanırım bundan çıkar sağlayacakların listesini göndermesine kıl payı kaldı.
I think she's a hair's breadth from sending me a list of the individuals who profited.
Ben, ailem ve bir uzay gemisinin olduğu bir resim ve ben "Hayııır!" diye çığlık atıp kaçırılıyorum.
That is a picture of me and my family and a spaceship, and I'm being taken away, screaming, "Noooo!"
Fakat bize belki de kalıcılığın sembolü gibi görünen kayalık zirveler göründüklerinden daha narindir.
But rocky peaks which to us, perhaps, seem a symbol of permanence, are more fragile than they appear.
Bu da yaratıcı birtakım teçhizatı zorunlu kılıyor.
And that calls for some inventive rigging.
Siz meslektaşlarınızın başarısıyla nasıl başa çıkıyorsunuz?
How do you deal with the success of your colleagues?
Ananızın karnından aklınızda tek bir fikirle çıkıyorsunuz nasıl ölürüm!
You emerge from the womb with only one thing on your mind... How to die!
Kılıç kullanmayı bilmediğinde neler olacağını göstereceğim.
I'm going to show you what happens when you don't know how to handle a sword.
Commodus, insanların açlık çekmesinden nasıl bir çıkarım olabilir ki?
Commodus, what possible reason could I have to see the people starve?
Commodus halkınız açlık çekiyorsa ve hayatları ve ailelerinin hayatları tehlikedeyse ve sonra bir adam kendi şahsi tahıl stokuyla son anda ortaya çıkıyorsa o adama herkes kahraman der.
Commodus. If your people are starving, if their very lives are in danger, the lives of their families, and then one man swoops in to save them at the last minute with his own personal grain supply, well, that man would be called a hero.
Bugün gerçek kılıç kullanacağız.
Today we use live steel.
Kılıç, hızla boğazını keserken sakin bir şekilde ileriye bakması gerekiyordu.
He had to stare calmly ahead as the blade was plunged into his throat.
Yakılmaya, zorlanmaya, yenilmeye ve kılıç tarafından öldürülmeye razıyım.
" To be burned, to be bound, to be beaten, and to be killed by the sword.
Ben de yakılmaya, zorlanmaya yenilmeye ve kılıç tarafından öldürülmeye razıyım.
I will endure to be burned, to be bound, to be beaten, and to be killed by the sword.
- Kılıç tarafından öldürülmeye de. - Kılıç tarafından öldürülmeye de.
- "... and to be killed by the sword! "-"... and to be killed by the sword! "
Bu tahta kılıç sadece yetenekleri savaş meydanını da aşan gladyatörlere verilir.
This wooden sword... is given only to gladiators whose abilities transcend the battleground.
Zorlanmaya, yenilmeye ve kılıç tarafından öldürülmeye de.
to be killed by the sword.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]