English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ K ] / Kırbaç

Kırbaç Çeviri İngilizce

841 parallel translation
Eğer güvertede parçalanırsa boştaki uç kırbaç gibi dolanacaktır ; bu çok zarar verebilir, insanları öldürebilir.
If it parts on deck, loose end whips around, it could cause a lot of damage, kills people.
"Günahkâr vücudunla, zavallı ruhuna kırbaç ve duayla şifa vereceğim."
"I'll whip your sinful body and your poor soul, into faith healing."
Çalınan bu mücevher için 24 kırbaç cezası.
Four and twenty lashes for the stealing of this jewel.
Kırbaç izi, aynen dediğim şey.
It's a whip, that's what it is.
Kırbaç cezası alan suçlunun fiziksel cezası için.. araçlarının nakliyesi ile Valilere örneklerle ilgili olarak, kamçılar, özel kayışlar ve sıcak demirle dağlama.. gibi unsurların kullanımı ile ilgili klavuz.
Regarding the shipping to the provincial governors of samples of the instruments for the corporal punishment of the criminals such as whips, lashes, special belts and hot irons for branding as well as the manuals for the use of the above-metioned.
Sonra bir kırbaç yap ve kendini kırbaçla.
Then do so and lash it to your spine.
Biz dahil donanma boyu kırbaç.
Flogging through the fleet. We're included.
Kırbaç kullanmak da bilimdir.
There's science in using a cat-o'- nine-tails.
"Donanma boyu kırbaç" ne demek?
What does it mean, sir, "flogging through the fleet"?
Mahkeme kararı. Her gemide 2 düzine kırbaç.
Sentence of court-martial, two dozen lashes at each ship.
Ama bu 300 kırbaç eder.
But that's over 300 lashes.
Sonuncuya on iki kırbaç!
A dozen for the coat of the last man down!
Bu adama iki düzine kırbaç.
Report that man for two dozen lashes.
Topa bağlayıp 24 kırbaç vurun.
Stretch this man over a gun and give him two dozen lashes.
Bay Bligh, Portsmouth'da kırbaç altında ölen denizciyi unutmadım.
Mr. Bligh, I have in mind the dead seaman you had flogged in Portsmouth.
400 kırbaç yiyeceksin.
We'll give you 400.
Artık gemide kırbaç yok.
No more flogging aboard this ship.
Kırbaç.
Lash.
"... 50 kırbaç cezasıyla cezalandırıldığını bildiriyoruz...
"... is to receive 50 strokes with the cat-o'- nine-tails...
Daha önce kırbaç yeseydin dayanırdın.
You could if you'd been whipped once. - Have you?
Kırbaç kullanmalarına izin vermemiz büyük bir hataydı.
We made a great mistake when we let them use their whips.
Cezası 12 kırbaç.
Sentence : 12 lashes.
Cezası 20 kırbaç.
Sentence : 20 lashes.
Nazi kültürünün temel direkleri kırbaç ve postal yardımıyla.
With the aid of those pillars of Nazi culture - the whip and the jackboot.
Kırbaç sapı da.
Whip shafts too.
Can yakan bir kırbaç, durduran bir boyunduruk ve öldüren bir kılıç.
the lash that descends, the yoke that breaks and the sword that slays.
Kırbaç ve işkence, belki cendereye de sokulur. - Cemil!
The whip and the rack, mangled on the wheel perhaps.
Bu Hristiyanlık duyarlığınızı incitiyor olabilir, değerli papaz... ama kırbaç kesinlikle gerekli.
This might hurt your Christian sensitivity, dear chaplain, but the whip is absolutely necessary.
Ne yaptım ki böyle konuşuyorsun benimle, kırbaç şaklatır gibi yüzüme?
What have I done that thou wag thy tongue so rude against me?
- O halde yaslanacak bir tekerlek olmadan kırbaç ye.
No, sir. Then you'll take it without a wheel to lean against.
Kırbaç görmemiş yavru bir tay gibisin zaten.
You're like a fiilly that never had a rope on her. - I waited for you all day.
Bu tekrarlanırsa, 12 kırbaç yersin.
Any further offense, 12 lashes.
ve gelecekte belki iki kere düşüneceğim bu kırbaç herkeze bir tehdit aslında.
And in future, perhaps you'll think twice before you threaten anyone with a flogging.
aynı zamanlarda Meksika Körfezi'nde ortadan kaybolan Arthur Cravan'ın kırbaç şaklatan ruhu...
the whipcracking spirit of Arthur Cravan who vanished in the Gulf of Mexico around that same time...
Kırbacın var.
You've got your whip.
- Hay allah, kırbacını getirmemişsin.
- Too bad you didn't bring your whip.
Onlara kırbacı öğreteceğim.
I'll teach them what flogging's like.
- Bay Byam, kırbacını kullan!
- Mr. Byam, use your rope's end!
Eğer bir kırbacım olsaydı...
If I only had a horsewhip.
Kırbacımı bana uzatın.
Now, just hand me my whip.
Tıpkı kırbacının iş görmesi gibi.
Works like that whip of yours.
Galiba kırbacın var.
I see you'll carry a whip.
Saygı duymalı hayata. Çünkü budur felaketleri yaşanır kılan. Yoksa kim katlanabilir zamanın kırbacına?
There's the respect that makes calamity of so long life... for who would bear the whips and scorns of time... the law's delay... the insolence of office... and the spurns that patient merit of the unworthy take... when he himself might his quietus make with a bare bodkin?
Kırbacınızla bir sorununuz varmış gibi görünüyor.
You seem to have got slightly mixed-up with this whip of yours.
Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden. Kim dayanabilir zamanın kırbacına?
There's the respect that makes calamity of so long life, for who would bear the whips and scorns of time, the oppressor's wrong, the proud man's contumely,
Dişlerim olsun ya da olmasın. Kırbacımı hala kullanabilirim.
Teeth or no, I can still use a whip.
Vurduğumda kırbacı yakala.
When I strike, catch hold of the lash.
Kırbacının izi çıksın!
Let him wear the mark of your whip.
Tepeme bindin ve kırbacı çaktın.
You rode me proper, and you throwed me proper.
Hep söylerim kadınlar ve atlar, kırbacını kullanacaksın.
Always said, women and horses, use the whip on them.
Kırbacı kullan.
Use the whip.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]