Labs Çeviri İngilizce
1,900 parallel translation
Müdür burada yeteneklerimizi kullanmayı öğreneceğimizi söylüyor fakat aslında yıllar önce bu laboratuvarlarda bizim gibi çocuklar üzerinde araştırmalar yaptılar.
Headmaster says that we'll learn to use our abilities here, but what's really going on is that, years ago, in these labs, they researched kids like us.
Beş köşeli şekil kullanan sadece bir avuç yerel laboratuar var.
Well, there's only a handful of local labs that use that pentagonal shape.
Geçen hafta Lancaster'da iki laboratuar havaya uçtu.
Two meth labs exploded last week in Lancaster.
Kaç tane laboratuara mal tedarik ediyorum? !
Do you know how many labs I supply?
Yasadışı meth laboratuvarı onlar!
They're illegal meth labs!
Tedarikçisi olduğun laboratuarların listesini istiyor.
He wants a list of the labs you supply.
Başka laboratuarlar da patlamış.
Other labs are blowing up.
Ama, Steve, gidip de meth laboratuarlarını patlatmak için mazeret değil.
But, Steve, it's no excuse To go around blowing up meth labs.
Steve patronu Joey ile meth laboratuvarı hakkında konuşup dinleyici takmayı kabul etti.
Now, Steve's agreed to wear a wire for us, Get his boss, Joey, talking about the meth labs he supplies.
Meth laboratuarlarımı havaya uçuran adamları pek sevmem.
I don't like people blowing up my meth labs.
Eğer teselli edecekse Joey bize bir kaç tane meth laboratuarının yerini hasta yatağından verdi.
If it's any consolation, Joey's already given us a bunch of meth labs From his hospital bed, so...
Biz burada Crawford Hill'de Bell Lab. tekrardan gerçek bir Büyük Patlamayı başlatarak yeni mesafeler kat edebiliriz.
And here we are at Bell Labs at Crawford Hill, the place where the hot Big Bang theory really all started, in some ways.
Onlar gökyüzünü mikrodalgayla Bell Lab. " da araştırarak mikrodalga üzerinden iletişim fikrini meydana getirdiler.
What they were doing is they were studying the microwave sky as Bell Labs was exploring the idea of using it for microwave communication.
İmkansız teslim tarihleri, laboratuarları birbirlerine rakip yapmak her tarafa gözetleme kamerası koydurmak.
Impossible deadlines, pitting labs against each other, Surveillance everywhere.
Şefin cipi bir saate kadar Franklin laboratuarında olacak.
Chief's S.U.V. will be at Franklin labs in about an hour.
Bunu yapabilmek için bilim insanları dünyanın erken dönemlerini tekrardan yaratmalı labaratuvarlarında ilk büyülü kıvılcım için bir bakış yakalamaya çalışıyorlar.
To do that, scientists must re-create early earth in their labs and try to catch a glimpse of that first magical spark.
Burası evrensel saati hesaplayan dünyadaki 6 yerden birisi, yani resmi dünya zamanı.
It's one of six labs around the world that calculate coordinated universal time, the official world time.
- Laboratuarda herhangi bir iz var mı?
'Any traces in the labs?
Bak, sana yardım etmek isterdim ama en fazla yapabileceğim, kanıtları fae laboratuvarına vermek olur.
Look, I would love to help you, But the most I can do is give my stuff to the fae labs.
Bana Wakefield'a girmemi ve onlar için laboratuvardan metal kabı çalmamı söylediler.
Told me to break into Wakefield and steal some canister from the labs there.
Herkesin laboratuarlarına gitmesi gerekiyor, lütfen.
Need you to go back to your labs, please.
Laboratuarlarınıza dönün.
Back to your labs.
Ama orada yüzlerce laboratuar var.
But there are hundreds of labs down there.
Yapay Zeka Sistemleri asansörlerin hızlarından tut laboratuarların ısılarına kadar her şeyi kontrol ederler.
Well, A.I. Systems control everything From the speed of the elevators To the temperature in the labs.
Bir daha kırmızımsı bir leke görürsen, kan diyeceksin. - Laboratuar sonuçlarını beklemeden.
Next reddish-brown stain, you call blood, before the labs come in.
Chase tahlil yapıyor.
Chase is running labs.
Baron Kimya Şirketi'nde laboratuarlarında hatalar oluştuğunun bahsi geçiyor ve şirket, hissedarlarını sakinleştirmek için çok uğraşıyor.
Baron Chemical's been cited for errors in its labs. It's struggling to calm stockholder jitters.
- Torres'in diz hastasını kontrol edip intihara meyilli hastayı psikiyatriye yönlendirip klinikteki çocuğun kulağındaki böceği çıkartıp çığlıklar atan böbrek taşı hastası adama ilaçlarını yazıp, guatr hastama da...
It's gonna have to wait until after I check on Torres'knee girl, turf the window jumper to Psych, remove a june bug from some kid's ear in the pit, write meds for screaming kidney stones guy and then deliver labs - to my goiter lady.
Cristina. Roy'un sonuçları.
Cristina, Roy's labs.
Çiçek hastalığı, P4 laboratuvarları ve biyolojik silah tesisleri dışında bir yerde yoktur.
Smallpox doesn't exist outside of P4 Labs and bioweapon plants.
Lab testlerini mi yaptırmak istersin, taramalarını halletmek mi?
Do you want to order her labs or take her scans?
Laboratuvarlarda oturur, başka insanların deneylerini yapardım.
I sat in labs, ran other people's experiments.
Ameliyat sonrası kontrolü normal, sabah testlerini laboratuvara yolladım.
Post-ops are stable and I've ordered morning labs. Hm.
Bundan sonra doktor veya laboratuvar yok sadece bol bol seks yapacağız.
No more doctors, no more labs. And you and I, we have a lot of sex.
Laboratuvar sonuçlarına bak.
Just skip down to the labs.
Lily'nin test sonuçları geldi,
So we just got lily's labs back,
Eski moda polisliğin iyiliğine ne olduysa oldu ki saç, lif, parmak izleri departmanınızdaki laboratuarların görüş alanındaki kanıt Komiser Reagan?
Whatever happened to good old-fashioned policing? Which relies on hair, fibers, fingerprints. Evidence in the purview of your department's labs,
Takip edecek testlerden söz etmiyorum bile... - H.I.V. ilaçlarına da devam etmelisin.
Not to mention follow-up labs, continued h.I.V. Drugs.
Öksürük şurubu metamfetamin laboratuvarlarının ana bileşeni olduğu için bunu herkese satamayız.
Apparently, cough syrup is the main ingredient used by meth labs, so we can't just sell it to anybody.
Malikânenin az ilerisinde son model bir bilim laboratuarı hem benim cephaneliğim hem de Hank'in modüler laboratuarı için yer.
The mansion's got a beyond state-of-the-art science lab, space for Hank's modular labs, as well as my armory.
Virüsün labaratuarımızdan 3 ay önce kaybolduğuna eminiz.
We're quite certain that the virus that went missing from one of our labs 3 months ago.
Labaratuvardan gelen örnekler RT, PCR, ve RCPR teşhisi içeren vakalar.
We've gathered files from Chan Labs and processed the RT, PCR,
Chan Labaratuvarları, Bonkok'ta denekler üzerinde yaydı.
Chan labs released it on guinea pigs in Bangkok.
Chan Labaratuarları mı?
Chan Labs?
Chan labaratuarı bize virüs bulaştırdı.
Chan Labs injected us with the virus.
Oraya sen de mi gittin?
Did you go to Chan Labs?
İnternette labaratuarın kapandığını okudum.
I've read news on the internet that Chan Labs closed down.
Ayrıca bir söylentiye göre de, Maria Orseich, medyum ve gizli Vril örgütünün bir üyesi, kalan üyelere şifreli bir mesaj gönderdiği ve dünya dışı varlıkların yardımıyla kurtulacaklarını bildirdiği üzerine...
They blow themselves up in their own labs. It was also rumored that Maria Orsic, the psychic and member of the secret society known as the Vril, sent out a coded message to the remaining members, hoping to escape with the help of extraterrestrial beings.
Üç Iraklı ilticacının söylediklerinden, 1990 yılının sonlarında Irak'ta pek çok mobil biyolojik silah laboratuvarı olduğunu öğrendik.
From three Iraqi defectors we know that Iraq in the late 1990s had several mobile biological weapons labs.
Testler hiçbir sorunu olmadığını gösteriyor.
Labs show he's negative for everything.
Doğru. Pekâlâ, Dr. Grey, ameliyat hazırlıklarını yapın.
Dr. Grey, draw pre-op labs.