Lahey Çeviri İngilizce
340 parallel translation
Londra havaalanında, Lahey'deki Uluslararası Mahkemede Britanya adına davaya bakacak...
Seen here at london airport on his way to judge for britain At the famous international court at the hague.
Lahey'deki antik Şövalyeler Salonu'nda, Alman memurlarını işaret etti.
In Haia, it was directed the officers German.
Borçlarınızın ertelenmesi için Lahey Divanı'na başvurmanız alacaklılarınızı çileden çıkardı.
Your request to the States in The Hague to apply the insolvent debtor's act has exasperated your creditors.
Lahey'e muzaffer bir biçimde dönüşü... kurtuluşun bu ilk haftalarını vurguluyor.
Her triumphant return to The Hague... highlights these first weeks of liberation.
Lahey, 8 Kasım 1942
The Hague, November 8, 1942
Ama Lahey'deki Katolik tayfasının umurunda bile değil.
But that Roman clique in The Hague doesn't give a damn.
Birisi lahey beni uçlu.
Someone tipped me from the hague.
Sen Lahey'de pis sokak gördün mü?
Did you ever see a dirty street in Hague?
Eski Yugoslavya'daki savaş suçlularının yargılanması için LaHey'de kurulan mahkemenin yargıçları atandı.
Today in the Hague the judges were sworn in on the UN war crimes tribunal for former Yugoslavia.
Julian, ben Bay Lahey.
- Julian, Mr. Lahey here.
Julian, ben Jim Lahey.
- Julian, it's Jim Lahey.
- Neymiş Lahey?
- What's that, Lahey?
Lahey, arazimden çık.
- Lahey, get off my lawn.
- Lahey haklı.
Lahey's right.
- Haklı mı?
- Lahey's right?
Bay Lahey seninle birkaç dakika...
Can Mr. Lahey and I just talk to ya, just for a couple of minutes?
- Defol, Lahey. - Oğluma aptal mı dedin sen?
t Better call the fire departmen before Mr. Stupid's car explodes.
Bu devamlı oluyor, sorun değil.
- Frig off, Lahey.
Bana 12'lik bira borcun var, pislik!
Would you guys stop it? Lahey, Lahey...
Lahey! Bu kadar aptal olmanıza inanamıyorum.
Like father, like stupid son.
- Lahey. Ricky, çekil.
- Lahey, Lahey get him off the street.
- Babası da oğlu gibi aptal! - Lahey, onu sokaktan kaldır!
- We've been trying to get him off the damn street.
Lahey, sigara ister misin? Çünkü burada var.
- Ricky, you've got one joke in your "resitory."
Randy Lahey.
O.k., guys. what's your first name, bud?
- Randy Lahey mi?
- Randy.
Tanıdık geldin. Bir yerden tanıyorum.
- Randy Lahey.
Jim'i biliyorsun Jim seni biliyor ya da bunun gibi.
- Randy Lahey. - Yup. You look familar.
Bay Lahey, 10-78, desteğe ihtiyacım var.
Mr. Lahey, 10-78, I need back up!
Lahey, ben Ricky amına koyayım.
Lahey, this is fucking Ricky
- Evet.
- I just came to check a noise complaint, Mr. Lahey and he's growing marijuana in his car. - Yeah.
Yalnızca gürültü şikayetini kontrol etmeye gelmiştim Bay Lahey hem arabasında esrar yetiştiriyor.
, - You stay the fuck out of there.
10 yıldır benden ot satın almıyorsun yani?
You haven't been buying dope from me for ten fucking years, Lahey?
Lahey bile ondan ot alıyordu.
Even Lahey was buying dope off him.
Siktir ol git buradan Lahey.
Get the fuck out of here, Lahey.
Kıyafetlerinizi geri giyin. Lahey ve Randy geldi.
put your clothes back on, it's Lahey and Randy!
Kaseti geri istiyorum, Lahey.
- I want the fucking tape back, Lahey.
Unutma Lahey ne ekersen onu dikersin.
Just you remember, Lahey : what comes around is all around.
Başka bir seçeneğim yok. Lahey'in karavanına gireceğim.
I feel I have no other option, I'm gonna break in Lahey's trailer.
Muhtemelen Lahey'i de öldüreceğim.
y and I'm basically probably gonna kill Mr. Lahe
Lahey!
Lahey!
Ben Bay Lahey değilim.
- I'm not Mr. Lahey.
Polisleri aramayacaksın Lahey, tamam mı?
You're not gonna be callin g the cops, Lahey, alright?
Lahey, Lahey, Lahey!
- Lahey, Lahey, Lahey!
Sen ellerini koy ve defol!
Lahey, Lahey, Lahey... You'r e not a cop anymore, alright
Dikkat et, Ricky. Neler döndüğünü biliyorum. Lahey!
I was a police officer.
Lahey! Lahey! Artık polis değilsin, tamam mı?
But that was a long time ago
Detaya inmek istemiyorum... ama iki seçeneğim kaldı, ben de istifa ettim.
So I resigned. Don't you ever talk about me being a cop again - Lahey, please leave...
- Lahey, lütfen git. - Yapma!
Drug dealing is against the law, remember?
Nerede O? Lahey'de.
Where is he?
- Götür onu buradan.
- Mr. Lahey, do you want a smoke?
Hiçbir fikrim yok, Bay Lahey.
I don't have a clue, Mr. Lahey.