Lamba Çeviri İngilizce
1,320 parallel translation
otel yöneticisini arayın arayın ve kim olduğumuzu yönetici bay lambaya sorun
dial his number. Ask for our hoeI manager Lamba.
Ben daha önce söyledim ama bu kadar masum olduğunu... bay lamba sizi tanıyorum
I old you earlier bu you are so innocen ha... I know you.
Anne bu Genel Müdür bay lamba.
Moher. his is our general Manager.
Lamba bizim gerçeği, anlayışı arayışımızdır.
The lamp is our search for truth, for understanding.
Ona düzgün bir şekilde vurursan lamba gibi yere devrilir.
Hit him right and he'll go down like a lamp.
Burası da lamba cinini gördüğüm yer.
That's where I saw the leprechaun.
Lamba cini.
A leprechaun.
Bak şimdi, eğer led lamba alırsan, yıkanabilir süetle birlikte.
Now you see, if you had led with the washable suede,
Yeni bir lamba ve küçük, bebek keçi kafaları.
We got a new lamp and little baby goat heads.
Hayır, o lamba pek hoşuma gitmedi.
No, I don't care for that lamp. It is far too glaring.
Bilardo masası, lamba, ve herşey.
The pool table, the lamp, and everything.
Bu lamba, yeni ayı temsilen burada- -
This lantern doth the horned moon present.
Bu lamba, yeni ayı temsilen burada bende aydaki adam oluyorum o halde.
This lantern doth the horned moon present. Myself, the Man in the Moon do seem to be.
Demek istediğim, bu lamba ay olacak. Ben aydaki adam bu dikenler, benim dikenim ve köpek de, benim köpeğim.
All I have to say is to tell you that this lantern is the moon I'm the Man in the Moon, this thornbush, my thornbush and this dog, my dog.
Dedektif Chen, lamba dükkânından uzaklaşan katilin kimliğini her an tespit edebilir.
Detective Chen is now able to identify the shooter... who got away from the lamp store.
Bir lamba görmüşler.
They see this pot.
Lamba mı?
A lamp tree.
Ayrıca lamba gazını da unutma! Ne?
- And don't forget lamp oil!
Başsavcıyı göreceğim ve şu almayı hep unuttuğun lamba gazını da alacağım.
I'll see the attorney general, and I'll get the lamp oil you always forget.
Lamba bozulmuş.
The bulb's out.
... bana bir lamba getir. "
" Oh, kind one, bring me the lamp
Biz bir arada dururuz alevlerimiz lamba gibi
"Like the lamp and its'flame, we stand together."
Lamba gibi, ve alevli
"Like the lamp and its'flame."
O anda bir lamba görüyorum.
Then I see the light.
Sıra 102, bir lamba.
Lot number 102, one lamp.
Aşağıda bir lamba bozulmuş, Ve elektrik teçhizatının burada olduğunu düşündüm, Bilirsin, düzeltmek için.
I need to fix a light downstairs, and I was hoping there'd be some old fixtures up here, you know, that I could cannibalise.
- Bu lamba gibi mi? - Evet.
- You mean like this lamp?
- Lamba bize ışık veriyor.
- The lamp gives us light.
Evden tek farkı telefonun yanındaki bozuk lamba.
You only need that broken reading lamp you had by the phone at home.
Seninde öğrenmek zorunda olduğun gibi, lamba alevi kontrol eder.
The lamp controls the flame, as you must learn to control your emotions.
Kurşun lambaya isabet etti. Lamba yere düştü. Ütü masası devrildi.
And he hits the lamp, which falls over and knocks over the ironing board, so as the bullet ricochets,
- Meşhur lamba.
- The famous candle.
Birkaç lamba devirdin diye mi?
Because you knocked over a few lamps?
Buna da lamba değil, uzay gemisi derler.
And that is not a bottle, it is a spacecraft.
Lambam. Yatağımın yanındaki lamba.
The lamp, the goddamn lamp next to my bed.
Lamba ne, bilir misin?
You know what a lamp is?
Bana elektrikli battaniye ve lamba getirin.
Get me heating blankets and a lamp.
Vitaminler ve bir lamba.
Vitamins and a sunlamp.
Zaten verdim.Ona bir kürk ile bir de lamba verdim.
I already did. I gave him a fur coat and the sun lamp.
Yemek kabı, çatal bıçak seti, sıkıcı, lamba, ve küçük bir çakı.
Well... I have this solid fuel, a Swiss army knife, A compass, a flashlight, and then...
Adamlar nasıl takıyor lamba gibi.
Don't you see the way they're playing?
Westinghouse fuar vaktine kadar, alel acele çiftparça bir lamba tasarlamış ve günü kurtarmıştı.
Westinghouse frantically devised a two-piece stopper lamp by Fair time and saved the day.
- Birkaç tane ayaklı lamba koymalısın.
- Get a few more standard lamps.
Lamba çok tanıdık geliyor.
That lamp looks very familiar.
Lamba canavarı tarafından saldırıya uğruyor.
A lamp monster! Ooh!
Bu bir lamba.
That's a lamp.
- Lamba gelecek...
- Lamba will come...
Lamba için diyelim.
- You borrowed one tassel, for what? Let's just say a lamp.
Lamba gazını unutma!
- What?
Hey, eski karımı versem yenisini verir misin? Yok abi. Bu sefer sadece lamba.
No, my friend, only oil lamps this trip, eh?
Ama güzel bir lamba alırsan çok şeker olur.
It's a little small.