Latte Çeviri İngilizce
1,272 parallel translation
Kahve için teşekkürler.
Thanks for the latte.
- Bir büyük latte alayım.
Can I get a double latte?
- Kafeinsiz, diyet sütlü latte.
Non-fat decaf latte.
Kaynamış yağsız süt, köpüğü tamamen alınacak önce kahve, sonra su konacak, süte yer bırakılacak.
I want one no-foam, skimmed latte with an extra shot and three coffees with room for milk.
İşte orda.
Here's your latte.
Bir latte alabilir miyim?
Can I get a latte, please?
Bana da latte lütfen.
I'll have a latte, please.
Terrence'e sütlü kahve.
BARISTA : Cafe latte for Terrence.
Köpüksüz mocha latte?
Double mocha latte, no foam?
Bir kızın kahvesini yudumlaması beni heyecanlandırıyor.
Just something about the way a girl sips her latte that gets me a little hot under the collar.
Kahretsin bu vanilyanın ne hünerleri var öyle.
Damn, vanilla latte got skills.
- Ben kafeinsiz latte alırım.
I'll have a decaf latte. Same here.
- Moka latte yapabilir mi? - Harika yapar.
He does a great mocha latte.
Ben moka latte içerim.
I'll have a mocha latte.
Yağsız latte. Paket olsun!
Hey, nonfat latte to go.
Kirazlı kola.
Decaf soy latte.
Decaf soy latte. Süt.
Milk.
Meyve, yoğurt. İçecek bir şey alır mısınız?
Fruit, yogurt... would you like a latte or a cappuccino?
Görsel hafızan mı var evlat? Çünkü yoksa bir kalem kapıp not almaya başlasan iyi edersin. - Bademli sütlü latte.
I was trying to find a job and not really finding anything and... kinda felt like something was holding me back.
- Kafeinsiz latte. Üç büyük boy soyalı...
I think this makes me stand out from the crowd.
Köpüksüz bir sürü büyük boy latte.
So this is how you live?
Bu tarz, taşralıların oyunu alabilir, ama posta kutuları için delik açanlara değil de, "latte" satışı yapanlara yakınlık duyanlar içinde daha fazla oy var.
it may win over the cowpokes, but there's a pool of voters that are more familiar with vente lattes than they are with digging postholes.
- Ben bir latte alırım.
- I'll have a latte.
Canı fena halde kahve çekmiş olmalı.
She must really be jonesing for that latte.
- Latte, lütfen.
- A latte, please.
- Latte geliyor.
- A latte it is.
Latte'niz.
Your latte?
Bir sütlü kahveye ihtiyacım var.
I need a latte.
Bir kapuçinolu çörek ve bir sütlü kahve.
A CAPPUCCINO MUFFIN AND A MOCHA LATTE.
Sana kahve ikram ederdim ama görünüşe bakılırsa Beyin, kantinimizi yıkmış.
I'd offer you a latte, but Brainiac seems to have busted up our refreshment station.
Kahve?
Latte?
Sütlü kahvemi bir denyebilir misin?
Will you taste this latte for me?
Latte alayım öyleyse.
I'll have a latte then.
Latte mi?
Latte!
Sütlü kahve, 4.50.
Cafe latte, 4.50.
Sütlü kahve isteyen var mı? .
Anybody ordering a cafe latte?
Yedinci sütlü çaydan sonra seni durdurmadıklarına inanamıyorum.
I can't believe they didn't cut you off after the seventh chai latte.
Duble latte, Sean.
Double latte, Sean.
- Latte mi?
- Lattes?
Aslında Doris, genellikle günüme bir latteyle başlarım belki biraz da hamur işiyle.
Actually, Doris, see, I usually ease into my day with a latte and maybe some sort of pastry.
Hut'ta onu sütlü kahvenin içine, Irish Cream şurubu koyup yapardık.
At Java the Hut, it meant a latte with a little shot of Irish cream syrup.
Kahve içmek için dışarı çıkmıştım.
I went out for a latte.
Kahve istiyorsan hemen gitmelisin.
If you want that latte, you should go now.
Pekala, bir tane moka sirilyum latte ekstra sıcak krom macchiato ve iki kat damıtılmış Peru rostosu hazır.
Okay, I've got a triple-shot, mocha, cirillium latte, an extra hot, chromium kona macchiato and a double-distilled Peruvian slow roast.
Hizmetli için yağsız-sütlü?
I've a non-fat latte with room for Schnapps for Janitor?
Ve sabah koşudan geldikten sonra soya lattesi içtin.
And in the morning, you had a soy latte after your run.
Soya lattesi içtiğimi biliyorsun, çünkü beni tanıyorsun.
You knew I had a soy latte because you know me.
Mocha latte.
Mocha latte.
- Ben de.
Can he do mocha latte?
- İki orta latte.
Oh, this thing?
Latte'nin içindeki sütün artık, kaymak olarak konduğunu biliyor muydun?
Did you know the default milk in a latte is skim now? They don't even ask. Yeah.