Lisedeyken Çeviri İngilizce
1,374 parallel translation
Bu yaptığım en acı verici şey ve lisedeyken bir haftalığına marangozda kesicilik yapmıştım.
This is the most painful thing I've done, and I was a cutter for a week in high school.
Lisedeyken esrarkeş olan bir adamla çıkıyordu.
Plus she was dating this guy who back in high school was a total pothead.
Lisedeyken.
When I was in high school.
Bize lisedeyken, maçtan önce söylerlerdi.
They used to say to us in high school before the game,
Lisedeyken annemin oynaştığı matematik öğretmeni.
- Who? - The math teacher she boned in high school.
Sözüm ona, lisedeyken dağınığın pisliğin tekiymiş.
Apparently, this guy was a mess in high school.
O, lisedeyken... bizim okuldan bir kızı sevmiş.
When he was in high school he liked a girl in our school
Ben lisedeyken, bizim mahallede bir soygun olayı yaşandı.
When I was in high school, a robbery case occurred in my area
Lisedeyken bayılma nöbetlerim başladı, Koç.
I started fainting when I was in high school, Coach.
Hepsi bu. Ama lisedeyken oynayamadım anneme ve kardeşlerime bakmak için çalışmam gerekliydi.
But you see, I could never play in high school, because I had to work to support my mom and my sisters.
Lisedeyken babanı pataklamıştım!
I kicked your father's ass in high school!
Lisedeyken yüzücüydüm.
I was a swimmer in high school.
Lisedeyken futbol oynadım ve üniversitede ve hayatımın büyük bir kısmında oynadım.
I played football in high school and college and most of my life.
Lisedeyken münazara takımındaki ineklerden biriydim.
Yeah, I know about the leper thing. I was a debate team nerd in high school. - So...
Muhtemelen lisedeyken orada sarhoş olmuşuzdur.
Hell, we probably drank there when we were in high school.
Lisedeyken, gizlice kaçıp, hep buraya gelirdik.
In high school we used to sneak out and come here all the time.
Eminim lisedeyken sana hastaydı, değil mi?
I bet he had a huge crush on you in high school, didn't he?
Lisedeyken, randevularımın çoğu kendimleydi.
In high school, most of my dates were with myself.
Lisedeyken sıçanım vardı.
I had a pet rat when I was in junior high.
Senin hiç kendini, lisedeyken davrandığın kişi gibi hissettiğin oldu mu?
You ever feel like that, like all you are is the person you were pretending to be in high school?
Lisedeyken tören konuşmacısı olduğumu söyledi mi?
Did she tell you I was valedictorian of my high school?
Lisedeyken çıkmıştık.
I went with her in high school.
Lisedeyken Zindanlar ve ejderhalar kulübünün sekreteri ve veznedarıydım.
In high school I was secretary and treasurer of the Dungeons and Dragons club.
Lisedeyken çok heveslenmiştim.
When I was in high school I was really into it.
Hey, Neden siz ikiniz içeri gelip beni lisedeyken yaptığım güreş videolarını izlemiyorsunuz?
Hey, why don't you guys come in and watch my old wrestling tapes from high school?
Hatta lisedeyken "En Muhtemel Yalnız" seçilmiştim.
I mean, in fact, in high school I was voted Most Likely to Be Alone.
Yiyeceğini çaldı diye bir adamın gözünü oymuş. Lisedeyken.
Took a guy's eye out with a fork for stealing his food in junior high.
Sahi mi? Lisedeyken bu benim ek işimdi.
I used to sideline these in school, making them for buddies.
Evlat, lisedeyken her attığım top basket oluyordu.
Son, I lit'em up in high school.
Lisedeyken, ben milli bir yüzücüydüm.
In high school, I was actually allstate swimmer.
Lisedeyken futbol oyuncularıyla da, basketbol oyuncularıyla da ilgiliydi.
She went through football players like she went through basketball players.
Lisedeyken peşime takılan o tuhaf çocuk mu?
Is that that weird guy who used to follow me around in high school?
Biliyor musun, lisedeyken tüm okulun karşısında bir konuşma yapmıştım.
You know, I majored in Public Speaking in college.
Pekala, lisedeyken tüm okulun karşısında konuşma falan yaptığım yok.
Okay, I didn't actually major in Public Speaking.
Lisedeyken oraya giderdik.
Made us go there in junior high.
Ben lisedeyken, çok öfke doluydum.
I know that when I was in high school, I was so... uh, angst-ridden.
Lisedeyken, siyahlardan nefret eden George adında bir zanaat dersi hocam vardı.
I had a shop teacher named George who hated black people.
- Lisedeyken sık sık partilere gider miydin?
- Did you go to a lot of parties when you were in high school?
Bunu bir keresinde lisedeyken duymuştum.
I heard this once in high school.
Oğlumuz öldükten birkaç ay sonra, lisedeyken çıktığı bu herifle yeniden takılmaya başladı.
A couple of months after our son died, she took up with this guy she dated in high school.
Hey, anne, lisedeyken Dan'i seviyordun, değil mi?
Hey, ma, you loved Dan, right, in high school?
Lisedeyken bir çok kez kustum, o yüzden artık adet kanaması olmuyor.
I threw up a lot in high school, so I don't get my period anymore.
Ben lisedeyken...
When I was in high school...
Hey lisedeyken beyzbol oynadığını bilmiyordum
I didn't know you played baseball in high school.
Lisedeyken her yaz orada çalışıyordum ve orası yandı.
I worked there every summer in high school and it burnt down.
Lisedeyken, bir kadına kamyon çarpmasıyla ilgili rüyalar görmeye başladım.
When I was in high school, I started having these dreams of a woman hit by a truck.
Aslında lisedeyken, tam da aynı şeyleri hisseden birkaç arkadaşım vardı.
I actually I knew any number of friends in high school who felt the exact same way.
Lisedeyken fantazi takımımdılar.
They were my fantasy minor league team when I was in high school.
Keşke seni lisedeyken tanısaydım.
I wish I'd known you in high school.
- Tanrım, lisedeyken benimle birlikte oradaydın.
In high school, you would've been with me.
Lisedeyken bir asır gibi geliyor.
That's like a decade in high-school years.