Liste Çeviri İngilizce
3,902 parallel translation
- Liste sunucusu var mı diye bakın.
- Now see if there's a catalog server.
- Liste sunucusu?
- Catalog server? - Here.
Malcolm'la beraber yaptığım iş ve şu liste benim kefaretim, Moira.
The work I'm doing with Malcolm, with the list, it's my penance, Moira.
Peki, ben artıları ve eksileriyle bir liste yaptım,
Well, I've drawn up a list, pros and cons.
Mide bulandırıcı, ama yine de bir liste.
It's disturbing, but it's a list.
Pekâlâ, elimizde, reşit değilken işlediğin suç kayıtları var. Uyuşturucu bulundurma geçmişin ve açıkçası Sid Vicious'u yanında tertemiz gösterebilecek kan testi sonuçlarından oluşan uzun bir liste var.
Well, you have got a long list of juvie priors, a history of possessions and, frankly, a blood workup that, uh, makes Sid Vicious look clean.
Bu liste 6 yıl öncesinden kalma.
This list is from six years ago.
Ben de Dedektif Bell'den aldığım dosyaları kullanarak kendim, bir liste oluşturmaya başladım.
So I began to catalogue them myself, using some files I got from Detective Bell.
İlk olarak, onu bir liste yüzünden adamın biriyle tartışırken gördüm.
First of all, I just caught him arguing with some guy Over there about a list.
Müfettişte böyle bir duygunun ortaya çıkaracak şeyler için bir liste tutuyorum.
I keep a list of what might provoke such emotion in the Inspector.
Elimde liste var.
I got it written down.
Tüm liste içinde.
That's got the whole roster on it.
Uzun bir liste.
That's a long list.
Bir liste yapacağım.
I'll make up a list.
Jane içlerinden birinin Red John olabileceği 7 kişilik bir liste çıkardı.
Jane has worked out that Red John is one of seven men.
Kusura bakma, liste doldu.
Sorry, we're full up.
Biz gittikten sonra yayına girmesi için bir liste hazırlıyorum.
I'm setting up a playlist to broadcast right after we leave.
Onun yerini bağlantılarını muhtemel hedeflerini biliyor olabilir liste böyle uzar gider.
He could know his location, his connections, possible targets, I mean, the list goes on.
Burada bir liste var ve yerel işletmelerden kimlerin rüşvet aldığını gösteriyor.
This here is a list, of those who took bribes from local businesses.
Bu liste tamamen yanlış.
This list, it's all wrong.
Bir- - Bu liste doğru mu?
Wa... Is this list right?
Liste bizde var mı?
Do we have one?
Ama merak etme buzdolabı kapağına liste koydum.
But don't worry, I put a list on the fridge.
Bu bez çantası, volki tolki, liste acil durumlarda aranacak numaralar.
Here is diaper bag, the baby monitor, and this schedule and... list of emergency context. I should be back around ten. Whoa, whoa, wait!
Elinde bir liste var.
He has a list.
Ya bana liste fiyatının tamamını önerirsin, ya da şu kapıdan çeker giderim.
You're leaving? I told the landlord I'd be gone by the end of the week. Why?
- Kara liste?
- Black list?
O.J. Simpson, Robert Blake, liste uzar gider.
O.J., Robert Blake, the list goes on and on.
O bir liste değil, Frank.
It's not a list, Frank.
Banknotların sütunlar halinde tutarlarıyla sınıflandırıldığı bir liste.
There's a list of banknote denominations, alongside a column of amounts.
Ama o liste bazı süper kötüleri çok mutlu edecek biliyorum.
But I know that list is going to make some super villain very happy.
Bir liste lazım.
I need a-a list.
"Kara Liste" mi desek?
It's called The Blacklist.
20 yılı aşkın süredir benim hazırladığım bir liste.
A list I've been cultivating for over twenty years.
Ryan Clark gibi insanların olduğu bir liste çıkardım ve günde bir kişiyi öldüreceğim ; her gün ta ki başbakanımız, idam cezasını geri getirecek bir referandum düzenleyene kadar. Tek istediğim bu.
I have a list of people like Ryan Clark and I will execute them at a rate of one a day, every day, until the Prime Minister agrees to hold a referendum on the death penalty.
- Graham'ın NSA'den kimle konuştuğunu bul. - Büyük bir liste olabilir.
Find who Graham has been communicating with at the NSA.
Liste hala dışarıda bir yerde.
That list is still out there.
Büyük liste hala benim elimde ve şifreli bir sunucuda.
I still have that master list on an encrypted cloud server.
Ona kara liste adını verdik ama yasadışı bir şeyi yok.
We call it a blacklist, but it's nothing illegal.
Kefaletle serbest kalıp mahkemeye çıkmamak, Ağustos ayında 3 saldırı. Liste uzuyor.
Skipped bail, three counts of assault in August, skipped bail again - quite a list.
Uzun bir liste.
And a long one.
Liste fiyatı 17 milyon olarak belirlenmiş ama komisyoncu 14,5'a kadar ineceğini düşünüyor.
It was listed at 17 million, but the broker thinks it's gonna go as low as 14.5. They're very motivated.
Artık Kara Liste'desin
You're blacklisted.
Polise vermek için liste tuttun mu?
Did you write a list for the police?
Bir liste çıkardım.
I made a list...
Bu liste, yoluna devam etmeye hazır olan biri tarafından yazılmamış.
This list isn't written by someone who's ready to move on.
Bu liste ne?
What's this list?
- Liste.
- The list.
Bende öyle bir liste olsa bile, bayağı kişiye özel olabilir.
Well, if I did have such a list, it would be quite confidential. Then I'll get quite the subpoena.
- Evet, bu yüzden liste yapıyoruz.
Yeah, which is why we make lists.
- Korsak, liste yanında mı? - Evet.
- Korsak, you got that list?