Location Çeviri İngilizce
10,587 parallel translation
Powell ve Reed seni güvenli bir yere götürecekler.
Powell and Reed will escort you to a safe location.
Hepinizin hayatta olduğunu tespit etmiş gibi görünüyor, çünkü buraya doğru yaklaşıyor.
Too late, Captain ; apparently, it has determined you are still alive, because it is closing in on our location.
Robotun şu anki konumumuza bir saat içinde ulaşacağını hesapladım.
I estimate the robot should reach our location within the hour.
Gideon, derhal rotayı ayarla!
Gideon, get us to that location now!
Oranın adının Sığınak olmasının ve tarihte gizli bir yerde saklanmasının bir sebebi var.
There's a reason it's called the Refuge, and a reason that it exists in a secret location in history.
Gideon sana yeri ve zamanı yollayacaktır.
Gideon will send you the location.
Savage'ın yerini bulmamız ne kadar sürer ki?
So how long will it take to determine a new location for Savage?
Niye her gece ayrı bir yerde olduklarını sanıyorsun?
Why do you think they change the location every night?
Konumu gizli.
Location is secret.
James Olsen'nin istihbaratına güvendiğimizi göz önüne alarak Lord Teknolojilerinin 52. Oda'sının yerini tespit ettim.
Okay, I've pinpointed the location of Room 52 at Lord Technologies, assuming we can trust James Olsen's intel.
DEO'nun yeri mi?
The location of the DEO?
Şimdi bana karargâhınızın yerini söyleyeceksin.
Now, you are going to tell me the location of your base.
Astra Non'un olduğu yerden ümidini kesti.
Astra gave up Non's location.
Mevkide üç yaralı var.
- Three down at location.
Yerimizi Merkezi Komuta'ya bildirmeyin.
Do not alert Central Command to our location.
Yer ve zaman bilgisini Lages'e ilettim, hepsi bundan ibaret.
I passed the time and location on to Lages and that was it.
Bir süre buradan uzak durması lazım.
He... He has to avoid this location for the time being.
Kaptan Park, lütfen yer!
Captain Park, location please!
Yerel kanun güçlerinden yardım alamadığı için Whicher'ın Jesse'nin yerini bulmak için başka bir yol bulması gerekiyordu.
With no help from the local law, Whicher needs another way to learn Jesse's location.
Jesse'nin annesi Zerelda'nın çiftliğine.
Whicher finally lands a lead... the location of the farmhouse belonging to Jesse's mother, Zerelda.
Fakat uzak olması ve polis güçlerinin eksikliği silahlı soygunculara, katillere ve kanun kaçaklarına cazip geliyordu.
But because of its remote location and lack of a police force, it attracts gunslingers, murderers, and outlaws instead.
Yerinizi söyler misiniz?
Can you tell me your location?
Baz istasyonu kayıtlarına göre Will ve Tommy en son Shivaji Park'taymış.
According to cell phone tower records, Will and Tommy's last known location was Shivaji Park.
Burası Will ve Tommy'nin bilinen son yeri.
This site was Will and Tommy's last known location.
Buluşma yeri ;
The location?
Büroda Lobos'un yerini sızdıran kişiye ait telefon.
It's the phone that belonged to someone in this office that leaked Lobos's location.
Kimliğinizi ve lokasyonunuzu tanımladım.
I have established your identity and location.
Doktorun kullandığı son lokasyon ormanlık alandaki o ev, bankaya aitti.
The previous location the doctor was using, the house in the woods, was owned by the bank.
Tableti yanındaysa yerini saptayabiliriz.
If she has hers with her... we can pinpoint her location.
GPS on beş metre sapma gösteriyor.
GPS has a location at 50 feet off the ground.
Bu lokasyon rutininizde değil.
This location is not in your routine. Are you lost?
Danışma Meclisi Charles'ı güvenli bir yere gönderdi.
The privy council has sent Charles away to a safe location.
- Bir konum arıyorum.
I'm looking for a location.
Kötü haber, Lobos'un nereden olduğunu bulamadım.
Bad news is, couldn't get a location on Lobos.
Eğer Lobos'un yerini bulabilseydim, bir planın var mıydı?
If I had found the location on Lobos, you had a plan in place?
Geçen akşamki aynı yer ve koşullar.
It's the same location and same conditions as last night.
Bu, Kate'in Shane ile buluştuğu motelin adresi.
This is the location of the motel where Kate met Shane.
İşte paranın bırakıldığı yer.
This is the location of the money drop.
Muhbirlerimden biri Killer Frost ve Deathstorm'un yerine dair ipucu verdi.
One of my snitches gave me a lead on Killer Frost and Deathstorm's location.
Nerede olduğunu söylemene gerek yok.
You don't have to expose the location.
Algoritmam, bütün verileri toplayıp bize tahmini bir lokasyon verecek.
My algorithm compiles all the data and gives us an approximate location.
Ücra bir yerden korku yaymak zor.
It's hard to spread fear from an isolated location.
Öyleyse Neith Hank'i grup için önemli bir yerde tutuyor olabilir.
If that's the case, then maybe Neith is holding Hank in a location that was important to the group.
Fotoğraftaki mekanı biliyor musunuz?
Do you recognize this location in the photo?
Güvenlikli bir bölgedeki nadir bir bitkiden bahsediyoruz.
We're talking rare flora in a secure location.
Carl bu sihirbaz sayesinde üçüncü şubesini açtı geçenlerde.
Carl just opened a third location because of that wizard.
- Yerin lokasyonunun mükemmel olduğunu ve senin Keys'te işinde en iyisi olduğunu söyledim.
- I said that the location can't be beat and that nobody in the Keys can do the work you do.
Hayır, lokasyon algoritması oluşturmak için yeterli bilgiye sahip değilim.
No, I don't have enough information to create an accurate location algorithm.
Polis olayın yeri ve zamanına rağmen kayıtlara sıradan bir gasp olarak geçirdi.
Police have it down as your basic mugging, even with the time and location.
Buraya polis çağırın.
Send the police to this location.
- Net bır yer bulabılır mısın?
Can you pinpoint a location?