Lodz Çeviri İngilizce
112 parallel translation
Varşovada yakalanıyor, Lodz'dan sınırdışı ediliyor, Prag,
Seized in Warsaw, deported from Lodz, Prague,
Borowiecki ise, Lodz'daki en güçlü adam.
And Borowiecki is the biggest man in Lodz.
Lodz'dakiler bunu istemez.
Not many in Lodz.
Lodz çok güzel.
Lodz is very pretty.
Paçavra toplayıcılarının canı cehenneme, ama Lodz'a bir şey olmaz.
The ragmen will all go to hell, but Lodz will remain.
Lodz'un büyümesini istiyorum, istiyorum ki Lodz muhteşem binalara, görkemli bahçelere sahip olsun ki, bol bol işler yapılsın büyük paralar dönsün.
I want Lodz to grow, I want it to have... magnificent palaces, beautiful gardens... that there be lots of activity... big business and big money.
Ama burası Lodz.
But you're in Lodz.
Lodz'un hırsızlarının elebaşı...
Ringleader of Lodz's thieves...
Güller çok hoş, sanırım Lodz'dan değil.
The roses are lovely, not from Lodz I think.
Evet, ama artık Lodz'dan daraldım.
Yes, but I've had my fill of Lodz.
- Lodz'un kaybı ne kadar?
- How much is Lodz involved?
Bay Kessler harika teklifiniz için teşekkür ederim ama Borowiecki, Lodz'da sizden daha büyük bir adamdır.
Mr. Kessler... thank you for the wonderful offer... but Borowiecki is a bigger man in Lodz than you are.
Lodz'da da aynısı.
It's the same in Lodz.
Hızlı davranmayı severim, Lodz tarzıdır bu.
I like a fast pace, it's the Lodz way.
Borowiecki kaliteyi yükseltmek ve Lodz'un paçavralarına bir son vermek istiyor.
Borowiecki wants to improve quality and put an end to Lodz trash!
Zuker, Szaj, Bucholtz ve Lodz'daki tüm pamuk üreticilerinin işlerini mahvetmek istiyor.
He wants to ruin business for Zuker... Szaj, Buchholtz, all of Lodz's cotton mills.
Hakkında hayırlısı olsun, ama bizim Lodz'un düşüncesini sana söylemem gerek.
I wish you well, but must tell you what our Lodz is thinking.
Babanın, Lodz'un en dürüst adamı olduğunu bilmek seni rahatlatabilir.
You can take comfort knowing your father was Lodz's most honest man.
Onları, Lodz'a daha iyi satabilmek için.
To sell them well in Lodz.
Lodz'da bir ismim vardır, Lodz dışında başka bir ismim.
In Lodz I have one name, and in the country another.
Lodz'dayken ben, bir Alman ya da Scab'in çağırdığı gibi, Kaczmarek'im, "Kaczmarek, gel buraya".
When I'm in Lodz I'm Kaczmarek... where any Kraut or Scab calls out, Kaczmarek, come here.
Demek Lodz'a malzeme götürüyorsun, ha?
So you're taking the pictures and furniture to Lodz?
Lodz'da ona uygun bir şey yok.
There's nothing in Lodz for him.
Baba, Lodz'dayız.
Father, we're in Lodz.
Lodz'da kendi kuruşunu harcamadan kim, nerede bir inşaat yapabilir?
In Lodz, where anyone can build without spending... a penny of their own? !
Lodz'un evleri için çok güzel şeyler söylerler.
They say marvelous things about it in Lodz.
Damadın olacak kadar varlıklı bir Polonyalı yok Lodz'da.
There's no Pole in Lodz... wealthy enough to be your son-in-law.
Lodz'da şey diyorlar Karol'un Made Muller ile evleneceğini...
In Lodz they say... that Karol would marry Made Muller if...
Gelecek ay Lodz'da sizi görmek isteriz.
I'll expect you in Lodz next month
Lodz, Klodzko ve Varşova yakınlarında da hareketlenmeler var.
Something's going on in Lodz, Klodzko and near Warsaw.
- Bak şimdi. Lodz'da Varşova yakınlarında da olaylar çıkmış. Daha ne kadar bekleyeceksiniz?
- Listen, something's going on in Lodz, near Warsaw.
Daha sonra Lodz'da bir tane vardı.
Later in Lodz there was one.
Büyükannem ve büyükbabam Lodz'da gömüldü.
My grandparents are buried in Lodz.
Lódz'daydınız, değil mi?
- [Schalling, In German] In Lodz, yes. - Litzmannstadt?
19 Ocak 1942'de... Grabow hahamı Jacob Schulmann Lódz'daki dostlarına şu mektubu yazar :
[In French] On January 19, 1942, the rabbi of Grabow, Jacob Schulmann, wrote the following letter to his friends in Lodz :
Gettoda, birisi... Lódz'daki gettoda birisi karşı koymaya kalkmasın, hemen öldürülüyordu.
in the ghetto in Lodz, that as soon as anyone took a step, he fell dead.
Olağan bir şeydi yani. Lódz sokaklarında,... yüz metre yürüdüysem, iki yüz cesetle karşılaşırdım.
I'd walk the streets of Lodz, maybe 100 yards, and there'd be 200 bodies.
Ben de, ama Lodz'da.
Me, too, only in Lodz
Lodz'da kitapları buldular.
They found books in Lodz.
Lodz'daki teyzem parti kartımı görünce adeta yıkıldı ve ağladı.
When my aunt in Lodz saw my Party card she broke down and cried
Lublin ve Lodz'daki grevler...
Strikes in Lublin, Lodz...
- Lodz'a gelecek misin?
- Will you come to Lodz?
Lodz'a gitti.
She's gone to Lodz
Okulla bir haftalığına Lodz'a gidiyorum.
I'm going away for a week with the class
Babam Lodz doğumluydu. Bu yüzden bizde oraya taşındık.
My father was born in Lodz... so we moved there.
Almanların Bertha'yı öldürdüklerini biliyordum, ama yine de Lodz'a gitmek istememiştim.
I knew the Germans had killed Bertha... but I didn't want to go to Lodz.
Bizleri Lodz Yahudi Mahallesi'nde, Knupfergasse 7'de ara!
Look for us in the Lodz ghetto. Knupfergasse 7!
Lodz'a gideceğim...
I'll go to Lodz...
Annem babam ve onların komşuları ben Lodz'u terk ettikten iki hafta sonra öldürülmüşlerdi.
My parents and all their neighbors were killed... two weeks after my leave in Lodz.
" Binlerce Lódz'lu Yahudi'nin başına bunlar geldi.
It's just happened to thousands of Lodz Jews.
Ben Anka. Bir haftalığına okul ile birlikte Lodz'a gidiyorum.
This is Abka speaking...