Louboutin Çeviri İngilizce
72 parallel translation
Gerçek Christian Louboutin değil bu.
And they're not real Christian Louboutins.
... burnu açık arkadan bantlı Christian Louboutin var mı?
Not the knockoffs, the real thing.
- Onlar Christian Louboutin.
- They're christian louboutin.
Oysa bu Louboutin çizmeler...
Those Louboutin boots, on the other hand...
Styles'tan Louboutin çizmelerimi alan kız çantanı almak için ölüp bitiyor.
See, the girl from Styles who got my Louboutin boots, she would die to have your bag.
Louboutin sandaletleri, her zaman.
Louboutin peep toes, always.
Louboutin ekonomik moda sayılmaz.
Um, well, they're Louboutins, so, I mean, well, they're not affordable fashion.
Sorun değil. İş bulmak üzereyim.
These shoes are christian louboutin.
Borç olarak alsan?
Women buy the louboutin because they're buying quality.
Geri ödersin. Haydi Jess, bırak da sana biraz para vereyim.
But more importantly they're buying what the louboutin represent- -
Gözü, Christian Louboutin ayakkabasına takılmıştı ama orta parmakları ortadaydı.
Had her eye on a pair of Christian Louboutin sandals, but her middle toes stuck out.
Şimdi, nerede benim?
Now, where is my louboutin?
Marka. Bu ayakkabılar Christian Louboutin.
These shoes are Christian Louboutin.
Kadınlar Louboutin'i alırlar çünkü kaliteyi alırlar.
Women buy the Louboutin because they're buying quality.
Ama daha da önemlisi, Louboutin'in simgelediği şeyi alırlar :
But more importantly they're buying what the Louboutin represent :
Evet. ah, * Christian LOUBOUTIN PINK SATİN PUMP * giyiyordu.
YES. UH, CHRISTIAN LOUBOUTIN PINK SA
Christian Loubotin Pink Satin Pumps.
CHRISTIAN LOUBOUTIN PINK SATIN PUMPS
Louboutin.
Louboutin.
BURLESQUE'DE YETENEKLİ SES Bay Louboutin masa 18'de seni soruyor.
Monsieur Louboutin is at Table 18 and he's asking for you.
O ayakkabıları nereden buldun? Christian Louboutin onlar.
Those are the Christian Louboutin shoes.
Bu arada, güzel ayakkabılar.
Nice shoes, by the way. Louboutin?
Sydney sevdiğim sanatçıların Manolo Prada ve Louboutin olduğunu bilirdi.
Syd knew the only artists I cared about were Manolo, Prada and Louboutin.
Bütün sabah, bir topuklu ayakkabıdan bile bahsetmedin.
You haven't lusted after a louboutin all morning.
Uyurken... Louboutin ve Laurent isimli adamları düşünüyorum.
I fall asleep thinking about guys named Louboutin and Laurent.
Louboutin mi?
Louboutin?
Louboutin bir dâhi.
Louboutin is a genius.
Louboutin "Bianca"
Uh, Louboutin "Bianca."
Seni Louboutin'imde yakaladığım zamanki gibi.
Like when I caught you in my Louboutins?
Hiçbir şekilde sorumluluk hissetmiyorum ama jest olarak çok güzel bir Christian Louboutin marka ayakkabı gönderdim.
I do not feel in any way responsible, but as gesture of good will I sent her a very beautiful Christian Louboutin shoe.
Evet ama 6 inçlik Louboutin ayakkabılarla ondan kaçmayı başardın.
Yes, but you did run him down in 6-inch Louboutins.
Ve şu Louboutin marka topuklu ayakkabılardan.
And those gorgeous louboutin wedges.
Bakın kayaların arasında ne saklanıyormuş.
Look what was hiding in the rocks. Ooh, a Louboutin.
Aa, Louboutin. Ayakkabıların Mercedes'i gibidir.
It's the Mercedes of shoes.
Ed'in dediğine göre bunlar Christian Louboutin ayakkabılarıymış.
Ed says those are Christian Louboutin shoes.
Louboutin'lerimi Otel Gansevoort'un emanet odasında unuttum.
I left my Louboutins in the luggage room at the gansevoort!
Christian Louboutin'i kaçırmam.
I don't miss Christian Louboutin.
Christian Louboutin'in çakması.
They're knockoff Christian Louboutins.
"Christian Louboutin ayakabıları ile."
"With her Christian Louboutins."
Baloncuk açıyorum, işimiz için bir çift Louboutin almak istiyorum.
So, opening dialogue. For our business, I would like a pair of Louboutins.
Yeni Louboutin'lerime bakın.
Check out my new Louboutins.
Neredeyse senin çıkıp Louboutin'leri almamızı önermen kadar çılgınca.
I know. Almost As crazy as you suggesting we run out and buy Louboutins.
Louboutin'larına bak.
Whoa! Look at all her Louboutins.
Louboutin'ları alayım.
I'll take the Loubies.
Louboutin'leri de koy. Hadi canım, saçmalama.
Don't act so stupid.
Mr. Louboutin polisleri senden uzak tuttu.
Mr. Louboutin kept the cops off your back.
Bay Louboutin aynı anda iki kız istiyor.
Mr. Louboutin wants two girls at the same time.
Louboutin. "
Louboutin. "
Bunu söylemeden edemeyeceğim Christian Louboutin dizaynı siyah süet çizmelerinle...
Hey, what's up, Rocky? Oh, and may I say, the way you look in those black suede
Bu, büyük bir güç olduğunun kanıtı.
Christian Louboutin ankle boots, that is proof there's a higher power.
İkimiz için bu ; TV'de üniversite futbol yayınının olduğu ve ağaçlardan Christian Louboutin ayakkabıların sarktığı kaplıca seks partisi gibi bir şey.
For you and me, that's like an orgy at a spa where there are college football games on TV and from the trees hang Christian Louboutins.
Louboutin mi? Cuddy'le mi konuştun?
- You talk to Cuddy?