Lug Çeviri İngilizce
399 parallel translation
Pop'la ben bu kazmayla karşılaştık ve benimle münakaşa ediyor.
Pop and I found this big lug, and he give me an argument.
Hey, adamın teki şurada, tam düğmenin üstüne büyük bir şeyle vurdu.
Hey, some guy hit a great big lug out there right on the button.
Buraya gel.
Hey, lug. Come here.
Selam bijon, burada ne arıyorsun?
Hiya, lug. What are you doing in there?
- Hey, bijon, hiç New England'a gitmemiştin değil mi?
- Hey, lug, you was never in New England, were you? - No.
- Sam Vettori'ye güvenilmez.
- That Sam Vettori's a no-good lug.
- Gel buraya münasebetsiz!
- Come here, you lug!
Biriyle gönder.
- I'm not gonna lug that with me.
Kolumu bırak seni yarma!
Let go of my arm, you big lug!
Köpek bisküvisi yapmayı.
- You'd make a good dog biscuit. ( LUG HS )
Dünya beni anlamıyor.
- The world doesn't understand me. ( LUG HS )
Dilesen iyi olur, yoksa fena yaparım.
You'd better crawl, or I might have to put the lug on you.
Seni ahmak herif.
You big lug.
Kalk ayağa, hiç bir yarma gülemez bana.
Get up on your feet. No big lug is gonna laugh at me.
Bu koca sap dans edebiliyor mu?
That big lug dance?
Zavallı adamı yalnız bırak.
It's us. - Let the poor lug alone.
- Mutlu Noeller, dangalak.
Merry Christmas, you lug.
Çekip bir yana götüreyim bu işkembeyi.
I'll lug the guts into the neighbour room.
Bu yüzden bu yiyecekleri yerleşkeye götürmeye çalıştığın için safsın.
You're a fool to lug this food to the settlement.
Eğer büyük bir halka değilsen...
If you weren't such a big lug...
Biz de senin için endişeleniyorduk.
And we were worried about this big lug.
Ama boşandığımızdandır'Büyük Kulağı'sevmeye başladım.
But, now that we're divorced I'm beginning to like the big lug.
Leva taşırken sana yardım eder.
Leva will help you lug your stuff upstairs.
Şimdi ben de meraklandım.
Now you got me worried. It's about time, you big lug.
10 kök.
Ten of lug.
Kökünden elde edilen su da çok şifalıdır.
The lug here is good only for cheap pipe tobacco.
Ah, lafımı duyun, önce şişman kanişi taşı sonra domates bitkisini taşı, şimdi de bu.
Boy, I'm telling you, lug the fat poodle lug the tomato plant, now lug this.
Eğer yarın bizi tahliye ederlerse giderken yanımızda bir sürü şey taşımak zorunda kalmayacağız.
So if we do get evicted tomorrow... we won't have to lug a lot of stuff along with us.
Aptal olma! Her an ölebilir. Biz de onu çekerken ölebiliriz!
He'll be dead in no time with us trying to lug him around.
Göğsümü korumak için yelek giydim. Onlar da ayağımı uçurdular.
I lug this damn bulletproof vest, and they blow my foot off.
Bu koca kafalı seni seviyor!
The big lug loves you!
Anlat ona, seni koca kafalı!
Tell her, you big lug!
Ben beceriksizin tekiyim.
Come now. I'm just a big lug, and too dumb to make women forget it.
Hödük Louie'yi al, düğme deliğine bir karanfil tak, herkes Grover Whalen sansın.
Louie the Lug - with a carnation in his buttonhole, he'll look like Grover Whalen.
- Sadece ne? Ben, Looey kadar iyiyim. Eğer o, büyükelçi oluyorsa, benim kral olmam lâzım.
I'm as good as Louie the Lug is, and if he's ambassador, I oughta be a king.
Fondip!
Jug-a-lug.
Fondip! Fondip!
Jug-a-lug.
Sersemin borcu var.
The lug owes me one.
Senin çocuklardan biri bavulumu taşıyabilir mi?
Would you have one of your boys lug this bag up for me?
Yanlarında gülle taşımak zorunda değillerse.
If they didn't have to lug cannons with them.
Kapa çeneni.
Chug-a-lug.
Bu hayvanı canlı götüreceğiz!
We're gonna lug this critter back alive!
Düzgün fizikli, kibar İtalyan.
Big Italian lug.
Taşı şu kadınları, Cole.
Lug them whores, Cole.
- Bırak beni, yağ tulumu!
- Let go of me, you fat lug!
Yani, kim bu ayıyı öldürebilirki?
I mean, who could kill this big lug?
'Koca salak onu sevmişti.'
'The big lug loved her.
Beladır ama bijon anahtarı nedir, bilir.
He's trouble, but he knows a lug wrench.
Durup somunlarını sıksan iyi edersin!
Hey, you better stop and tighten your lug nuts!
Hogan, senin işin amfibiye bakmak, ertrafa göz kulak olmak değil.
Hogan, your job is to look after the amphib, not lug that stuff around.
Sana dükkânda yardım edeceğiz, sebzelerini taşıyacağız.
We'll help you in the store, we'll lug your vegetables!