Lumen Çeviri İngilizce
210 parallel translation
Çift lümen serum.
Double lumen IVs.
Safrayı boşaltırlar ve safra kesesi lümenine bağlı değillerdir.
They drain bile and don't communicate with the gallbladder lumen.
Bu lumen CVP'si.
This is a triple-lumen CVP.
16'lık French.Üç lümenli
Get me a 16 French, triple lumen.
Üçlü lümen kiti getirin.
Get me a triple-lumen kit.
Philip, hastanın kasıklarını tıraş et ki ben de üçlü lümeni yerleştirebileyim.
Philip, I need you to shave his groin so I can place a femoral triple-lumen.
Lümen!
Lumen!
Mide boşluğu kararmış, macun kıvamında bir nesne, belki önemsiz miktarda hazmedilmiş et, kılçıklı bir bitkisel madde.
Gastric lumen contained dark, pasty material, maybe slightly digestive meat, stringy vegetable matter.
Steril eldiven ve 7'lik French üçlü-lümen.
Sterile gloves and a 7 French triple-lumen.
Diyaliz iste. 12'lik French çift tüplü femoral kateteri.
Let's open a 12 French double lumen femoral catheter.
- Kemp, feneri aç!
lumen, lumen!
Duygularımızı aydınlat, kalplerimizi sevgiyle doldur, vücut arzularımızı azalt, doğruluktan ayrılmamak için bize kuvvet ver.
Accende lumen sensibus infundem amorem cordibus in firmans nostri corporis virtute firmans perpeti.
Lumen, hat 5.
Lumen, line 5.
Lumen, siktiğimin telefonunu aç.
Lumen, pick up the fucking phone.
Üçlü lümen kateteri.
Triple lumen catheter.
Kateter, lümenin içindeki şu gölge.
That shadow within the lumen is the catheter.
Hava, ya ince bağırsak lümenindeki bir delikten veya nadir durumlarda havadan da geliyor olabilir.
Air can either come from a breach of the lumen in the small intestine, or, in rare instances, air can come from the air.
Kahretsin, lümeni açamıyorum.
Damn it, I can't get the lumen open.
Deum de Deo, lümen de lumine
Deum de Deo, lumen de lumine,
Üçlü lümendeki enjeksiyon deliği.
The injection port in the triple lumen.
Minnesota'lı Lumen Ann Pierce
Lumen Ann Pierce, from Minnesota.
Lumen'sa gerçeği söylememden ötürü güvenmiyor.
Lumen doesn't trust me because of the truth.
Sorun şu ki ; Lumen benim hakkımda çok şey bilirken ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
The problem is Lumen knows way too much about me and I know nothing about her.
Tam emin değilim ama karım, yani annesi bavulunu burada bırakmış olabilir.
- I'm not sure. I think my wife, his mom... might have left her luggage here, Lumen Pierce.
Lumen.
Lumen.
Minnesota'lı Lumen Ann Pierce.
Lumen Ann Pierce, from Minnesota.
- Lumen...
- Lumen...
Bırak!
No! - Lumen.
- Lumen. Lumen.
Lumen...
Lumen Ann Pierce.
Lumen Ann Pierce.
Lumen'ın karanlıktan uzak durması gerekiyor.
Lumen needs to stay away from the darkness.
Lumen'in ne planladığını bilmiyorsun.
You don't know what she's planning.
Lumen...
Lumen...
Lumen'ın sırtında.
On Lumen.
Lumen'den önce adama ulaşmalıyım.
I've got to get to him before she does.
O eğlenceye Lumen da dahil mi?
Did that fun include Lumen?
Öldürmem lazım yoksa Lumen öldürmeye kalkacak.
I need to kill him so Lumen doesn't have to.
Robert Brunner Lumen'e zarar verenlerden biri değilmiş.
Robert Brunner isn't one of the men who hurt her.
Lumen'ı asla başaramadığım bir şeye ikna etmem gerek :
I have to convince Lumen to do what I never could.
Lumen'ın da ondan.
Because they belong to Lumen.
Lumen Minneapolis'teki evinde şu an. Hayatımın bir kısmı daha ortadan kalktı.
Lumen is home in Minneapolis, another part of my life packed away.
Lumen Pierce.
Lumen Pierce.
Başıma Lumen çıktı.
Lumen happened.
Lumen annesinin ölümüne tanıklık etmemiş ama o da tıpkı benim gibi kan içinde doğdu.
Lumen didn't witness her mother's murder, but she was born in blood. Like me.
Lumen?
Lumen?
Rita'nın ölümünün intikamını alamam. Ama kendisine yapılanların intikamını alması için Lumen'a yardım edebilirim.
I can't get revenge for Rita's death, but I can help Lumen avenge what was done to her.
anatomik bir anevrizma mı?
- Double lumen on an aortic arch.
- Tek-lumen mi?
Right.
Evet.
Single-lumen? Yes.
" Sevgili Lumen,
" Dear Lumen...
Lumen?
- Lumen?