Lık Çeviri İngilizce
152,083 parallel translation
Güzel, inatçılık ve itaatsizlik etmeyi bırakabiliriz demek ki.
I get it. Good. Then we can stop all of this stubbornness and the insubordination.
Sadakat ve inatçılık arasında büyük fark vardır Grey.
Okay, there's a difference between loyalty and stubbornness, Grey.
Çocuğu hastanede olduğuna göre ağlaması çok yüksek bir olasılık.
Well, her kid's in the hospital. There's a high probability of tears.
Eğer ayrılırsam avukatlık yapmayı özlerim diye korkuyorum.
I'm also afraid I would miss practicing the law.
Eğer ona dokunulmazlık önerirlerse elektrik şebekesinden zararlı yazılımı etkisizleştireceğini söylüyor.
He will defuse the malware from the power grid if they offer him immunity.
- Savcılık tekrar aradı.
The prosecutor called again.
Kötü amaçlı yazılımın bakanlık bilgisayarına bulaşması gerekiyordu. Bunun için de bizi kullandı.
The malware needed to infect a DOJ computer, and you used us to do it!
- Yanlılık sebebi sayın yargıç.
- Goes to bias, Your Honor.
Bilin diye söylüyorum, eski şirketim biraz inatçılık ediyor.
Um, just so you know, my old firm is being a bit intransigent.
Şu büyük aşağılık şirketlere karşı bir dava oluşturuyoruz da senin kulağın deliktir buradakilerin dertlerini bilirsin.
We're bringing a lawsuit against all these big asshole companies, and I know you know all the people here and how they complain.
Bu yıl mağazamızda çok fazla hırsızlık yaşandı, yaklaşık 600 bin değerinde.
We had a lot of theft from the store-room, almost $ 600,000 this year.
Bağcılık teknolojilerini seçici toplayıcılar ve optik sıralayıcılar kullanarak... -... yenilemek üzere özel bir iş aldık.
We have a private job to revamp their viticulture technology with selective harvesters and optical sorters.
Kesinlikle aşırılık var.
It's definite overkill.
Böyle istekler neden E-Uşak'lık yaptığımı hatırlatıyor bana.
Requests like these remind me why I E-buttle.
Uçuş riski oluşturduğundan ve toplum için tehlikeli olabileceğinden savcılık sanığın duruşmaya kadar tutuklu şekilde tutulmasını talep ediyor. - Şaka mı bu, toplum için...
The government asks the defendant be detained pending trial, both as a flight risk and a danger to the community.
Hukuk sisteminin sınırlılıklarına tosladık.
We've hit the limits of the legal system.
Bayan Lockhart karşılık verecek misiniz?
Ms. Lockhart, how do you respond?
Trump'a yağcılık eden kanala açmış olduğunuz dava sayesinde.
This case you're bringing against the networks - for sucking up to Trump. - I know.
- Diyet kola bağımlılık sayılmıyor üzgünüm.
Yeah, Diet Coke doesn't really count.
Vahşi Batı'nın ırkçılık ve cinsiyetçiliğine benzeyen iki adet internet sitem var.
I have two sites that have become like the Wild West of racism and sexism.
Buradaki asıl sorun, içerikten ziyade duygusallık yüzünden sansür uygulamamız değil mi?
Well, isn't the problem here that we're thinking of censoring based on sensitivities and not content?
Evet, bu haksız müdahale saçmalığı davasını düşürdüğünde savcılık görevine devam edebilirsin.
Yeah, well, when you get this tortious interference nonsense dismissed, you can go back to prosecuting.
Yağcılık yapmayı bırak, savunma tarafı nerede?
Stop kissing my ass. - Where's the defense?
Eğer satılık bir şeyi alamazsan, zengin olmanın ne anlamı var?
What's the point of being rich if you can't buy what's for sale?
Oğullarımız satılık değil.
Our sons are not for sale.
O aşağılık herif babamı öldürdüğünü itiraf etti!
That bastard admitted he killed my father!
Tam Wendy ve Richard'lık bir olay!
This is typical Wendy and Richard stuff.
Ona bakıcılık yapmasını ister misin?
Do you want to go splitsies on a nanny?
1949 yılında Edward Murphy bir roket kızağı deneyi yürüttü. İnsanların baskıya ne kadar dayanabileceğini görmek için.
In 1949, Edward Murphy conducted a rocket-sled experiment to see how much pressure a human being could withstand.
Sıkılıyor.
She's bored.
Benim yatağımda yatabilirsin. Nasıl olsa sıkıntıdan öleceğim.
You can have my bed because I'll be dead from boredom.
Hipotalamus kıvrılıp uyarı eksikliği yüzünden çalışmayı bırakabilir mi?
Can you hypothalamus just curl up and stop working from lack of stimulus?
Yaklaşık bir yıl önce Chris'i alıp evden ayrıldım.
I left with Chris almost a year ago.
Kızının daha önce akıl sağlığıyla ilgili sorunu oldu mu?
Did you daughter have a history of mental illness?
Bu müvekkili kabul ettik ve parasını da aldık. Asıl amacımız da Lucca'yı savunmak olmalı, değil mi?
The fact is, we took on the client, we have his retainer, and the goal should be to defend Lucca, yes?
Asıl şaşırdığım kısımsa yargıcın bu kadar kolay manipüle edilebileceğini düşünmen.
What-what I find offensive is that you think the judge could be so easily manipulated.
Sıkıcılığa o halde.
To boring.
- Ama sıkıcılığa demiştik değil mi?
But to boring, right? Right.
Sayın yargıç BMI'nin insancıl yaklaşımı için kınanması biraz garip bence.
Your Honor, I-I think it's a little odd that BMI is being censured for doing the humanitarian thing.
Tamam, kaplıcalara vardık sayılır.
Okay, we're almost at the hot springs.
İletişim kurduğu sivillerle sık sık tartışmaya girerdi ki bu yüzden birçok Los Angeles tesisinden yasaklandı...
He often got into disputes with civilians he had contact with, which led him to be banned from a number of L.A. establishments :
Öleli üç yıl oldu ve artık geçmişte yaşayamam.
It's been almost three years since he died, and I can't keep living in the past.
Üçü birleşince kıyafet boyası olarak kullanılıyor.
And all three, when taken together, are used to dye clothes.
Nasıl da yükseğe çıkıyor!
Look how high it goes!
Yaralar sarılıp yeni bir bakış açısı kazanıldığına göre, artık gidebilirsin.
Well, wounds healed, whole new perspective, off you go.
Asıl sıkıntı o tarafta gibi doktor.
Sounds like it's where you are, Doctor.
-... ameliyata kalkıştı. -... kısıtlama sayılır. - Şaka mı bu?
Arresting him again is prior restraint.
Hatta Yüksek Mahkeme'nin Holder'ın İnsancıl Hukuk Projesi'ne karşı davasında bu çok açık bir şekilde şöyle belirtilmiştir. Hukuk Projesi'nin iyi niyetinin, bu suçluluk karşısında hükmü yoktur.
In fact, the Supreme Court decision in Holder v. Humanitarian Law Project made it very clear that the good intentions of the Law Project made no difference as to their culpability.
Nasıl tanıştık, merak ediyorsunuzdur.
You're probably wondering how we met.
Biliyorsun ki Eden'ı koruyan kılıç, herşeyi kesen kılıç hatta cennetin kapılarını bile kesebilen Yanan Kılıç elinde olsaydı isyanı kazanabilirdin.
You know that if you had possessed the Flaming Sword, the weapon that guarded Eden, the weapon that can cut through anything, even the Gates of Heaven itself, well, you would've won that rebellion.
Gerçek şu ki kılıç bende değildi ve babam kılıcı o olaydan sonra yok etti.
The fact is, I didn't have the sword, and Dad destroyed it soon after, so...