English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ M ] / Magnitude

Magnitude Çeviri İngilizce

525 parallel translation
"Bu miktarda yasadışı bir kazancın şiddet doğurması hiç de şaşırtıcı değil."
It's unsurprising that illicit profits of that magnitude would bring out violent behaviour, " a surviver said
Ben olmasaydım, onun işlediği günahlar daha az ehemmiyetli olurdu.
"His sin would be of less magnitude if not for me."
İnsanüstü denebilecek mantık gücüyle desteklediği geniş hipnoz bilgisini eskiden imkansız kabul edilen büyüklükteki cürümleri işlemekte kullanıyordu.
Aided by an almost superhuman logic, he used his profound knowledge of hypnosis to commit crimes of a magnitude previously deemed impossible.
Ve yasanın dışında işlemeyi bilen yeraltı örgütleri yeni bir gelir kaynağına gözünü dikti ki bu kazancın boyutunu kimse kavrayamazdı.
And the forces of the underworld, who best know how to operate outside the law are moving in on a new source of revenue, the magnitude of which no man dare guess.
"Bu gün, donanmamız bir çok denizde savaşırken, bu seremoni bize zaferimizi göstermek için büyük bir güç kazandıracak."
"Today, when our fleet is fighting on all the seven seas, this ceremony gains magnitude for it represents a victory."
- Doğrusu bu çok büyük bir sorumluluk.
It's a responsibility of the first magnitude. I'm sorry, Mr. Wilson, but you must...
Gördüğüm felaketin önemini anlamıştım. Bu ülkede soykırım yaşanmıştı.
I understood the magnitude the catastrophe he was seeing.
Dr. Morbius, bu boyutta bir bilimsel bulusun Birleşik Gezegen kontrolüne girmesi gerekir.
Dr. Morbius, a scientific find of this magnitude...... has got to be under United Planet supervision.
Sık görülmeyen büyüklükte bir deprem! Daha çok, volkanik patlamaya benziyor.
It's an earthquake of unusual magnitude!
Ekselanslarını yelpazeleyin.
Fan His Magnitude.
Ama diğerlerini görmediniz ki, Ekselans.
But you haven't seen the others, Your Magnitude.
Güce bağlı sonuçlar, kudrete...
Results of power. Of magnitude.
O kadar para cebine girebilir.
A fortune of that magnitude may end up in your pocket.
Bir grevin büyüklüğünü nasıl belirleyebilir?
How can it gauge a strike's magnitude?
Bu boyutta güç gösterdi mi?
Has he shown abilities of such magnitude?
İleride 7 parlaklığında kuyruklu yıldız var.
A comet, magnitude 7, dead ahead.
Demir-silika yapılı, gezegen boyutunda, çapı ise 1-E.
Iron-silica body. Planet size : Magnitude 1 E.
Durum aslında son derece acil. Bu nedenle iş bilen kişilerle çalışmak zorundayız.
In an emergency of this magnitude, one must overlook such minor considerations as to whose nose is out of joint, mustn't one?
Dördüncü büyük güneş.
That was a fourth-magnitude sun.
Yabani insanın ruhunun kapılarını bağdaştırabileceği ve dertli gönlünü dinginleştirebileceği bir bağdır.
It is a bond wherewith the savage man may charm the outward hatchments of his soul and soothe the troubled breast into a magnitude of quiet.
Yine de, yaptığımız her manevrayı yapıyor. Artan büyüklükte bir enerji algılıyorum.
However, it is matching each manoeuvre we execute and I am receiving increasing magnitude of energy.
Çünkü onun kadar büyük bir yıldız seçici olabilir ama başlığı görünce kabul etti.
Because a star of his magnitude can pick and choose but he read the title and just flipped.
Önce, Ölüm cezasının büyüklüğüne göre... Bu iki kişi basın önünde... utandırılmalılar.
But first, due to the magnitude of these capital crimes... these two people must be humiliated... in front of the media.
Bu genişlikle ilgili de bir konu, Bu güçlü bir politik organizasyonu anlatıyor.
It concerns the magnitude, the political impact of the organization.
Ancak, konunun büyüklüğünün ve öneminin farkında olduğumuzdan... önümüzdeki günlerde iki tarafın temsilcilerini mahkemeye gelerek bakan tarafından anlaşmazlık çözülecektir.
However, we are aware of the importance and magnitude of this issue... So each side must send a representative to the courthouse within the next few days where the matter will be settled by the chancellor himself.
Tutsakların sayısı yenilginin büyüklüğüyle arttı.
The toll of prisoners rubbed in the magnitude of the defeat.
- Sekiz şiddetinde bir deprem...
- A magnitude of eight would produce...
Gücü, son gözlemlenenden yüzde bir daha büyük.
Magnitude within one per cent of last observation.
İnsan kaybı yanında müthiş derecede bir halkla ilişkiler ve para kaybı faciası oldu.
Aside from the human loss, It was a financial and public relations disaster of the first magnitude.
Bu büyüklükte bir toplantı görmedim.
I've never seen a gathering of this magnitude.
Hiçbir gemi böyle bir güç alanı üretemez.
No vessel could generate a power field of this magnitude.
Parmağınızı hafifçe deldiğinizde, çok küçük boyutta bir olay meydana gelir.
The casual act of pricking a finger is an event of some magnitude on the scale of the very small.
Ama dönen bu çubuk uygarlığımız üzerindeki etkilerinin büyüklüğü göz önüne alındığında ateşlenen tüm silahları ve patlayan tüm bombaları gölgede bırakan bir devrimin başlangıcıydı.
But that turning spindle is the beginning of a revolution, one that dwarfs all the shots fired and bombs ever detonated in the sheer magnitude of its effect on our civilization.
Aşkımın bereketli yağmurunun üzerinize yağmasına neden izin vermiyorsunuz?
Why don't you like me? Why don't you draw into the magnitude of my love and pull it... all over your life, like a veil?
Zekan ve kendine güveninin büyüklüğü karşısında hayrete düştüm.
I'm astounded by your brilliance and the magnitude of your gall.
Kruvazörlerimiz bu devin saldırısına karşı koyamaz.
Our cruisers can't repel firepower of that magnitude.
- Bakın... Sunduğum harika hizmetlerden sonra güzel bir bahşiş bekliyordum ama bu da fazla oldu gibi. - Durun biraz.
Considering the great service I gave him, I was expecting a big tip, but nothing of this magnitude.
Donduracağım ve en azından bir büyüklük sırası elde edeceğim.
I'll freeze it and get at least an order of magnitude.
Umarım yakın kaderinin ehemmiyetini yeterince takdir edersin.
I hope you fully appreciate the magnitude of your impending good fortune.
Biri bu çok önemli sırrı saklamak için büyük bir çaba harcamış.
Someone was at great pains to conceal a secret of the first magnitude.
Ama bizi burası her neyse, buraya getirecek kadar... büyüklükte bir hız mümkün değil.
But there is no velocity of any magnitude that can possibly bring us... wherever this is.
Skandalın boyutunun farkında mısın?
Do you realize the magnitude of the scandal?
Artı, tabi ki, bir tazminat. Yere asla ayağınızı değdirmeyecek ağırlıkta bir altın paraşüt.
Plus, of course, a settlement, a golden parachute of such magnitude that his feet will never touch the ground.
Olayın büyüklüğünü anlamıyor musunuz?
Don't you appreciate the magnitude of that?
Kaptan, onun araştırmasının bu boyutta bir deney için... gerekli verileri desteklemediğine inanıyorum.
Captain, I believe his basic research lacks the specifics necessary to support an experiment of this magnitude.
Güneş parlamalarının büyüklüğü ve sıklığı artıyor.
Stellar flares are increasing in magnitude and frequency.
Bu kararının öneminin farkında mı?
Does she understand the magnitude of these decisions?
Uzaydan görüyoruz ki Yeryüzü'ne yaptığımız şeyin boyutlarını daha yeni farkına varıyoruz.
It is only now that we can see it from space that we realize the magnitude of what we are doing to the Earth.
Benim küçük hikayemin ortaya çıkardığı gücü, ihtişamı... saf kudreti takdir etmeye başlamıştım.
I began to appreciate the power, the magnitude the sheer force unleashed by my little story.
Bu boyutta bir şeye karar vermem...
I will not make a decision of this magnitude...
Tuhaf insanlar gördüm.
The mob wouldn't have the guts or the power for something of this magnitude.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]