Mainland Çeviri İngilizce
886 parallel translation
Tek gördüğüm orada, bu adalar ve şuradaki anakara arasında büyük, siyah bir su duvarıydı.
All I seen was a big black wall of water out there between this island and that mainland over there.
Suyun ada tarafında sığlaşırken anakaraya doğru giderek derinleştiğini göreceksin.
You'll see the water shoals on the island side... while the deep soundings run to the mainland.
Branca Adası'yla ana kara arasındaki kanala doğru yol alıyoruz.
We're heading straight for the channel between Branca Island and the mainland.
Biz bildireceğiz. Anakaraya ulaşır ulaşmaz.
- Well, we'll report'em... just as soon as we get back to the mainland.
Yani sizi ana karaya dönmekten alı mı koyuyor?
You mean he's keeping you from returning to the mainland?
Anakaraya sağ salim ulaşması için sessizlik ve bolca dinlenmesi gerekiyor.
She must have absolute quiet and rest... if she's to reach the mainland alive.
Burada vatanımızdasınız?
You here on the mainland?
Deniz Kuvvetleri bizi Japon anakarasının 650 km kadar yakınına götürecek.
The Navy will take us within 400 miles of the Japanese mainland.
Rogers, sahilden adaya motor ne zaman gelir?
Rogers, how soon can we get the boat from the mainland?
Anakaradan motor geldiğinde Kızılderili adasında on ceset ve kimsenin çözemeyeceği bir muamma olacak.
When the boat arrives from the mainland, there will be ten dead bodies and a riddle, no one can solve on Indian Island.
Anakaradan, yanında somon balığıyla geliyor.
He brings salmon with him from the mainland.
Anakaradan gelmiş olmalılar.
They must've come over from the mainland.
Kiloran'lı MacNeil, anakaradan güzel bir eş almış.
MacNeil of Kiloran took a beautiful wife from the mainland.
Bir yıl ve bir gün sonra kocası anakarayı yakıp yıkarken Kiloran'dan kaçmış ve Moy Kalesi'ndeki sevdiği insanın yanına sığınmış.
After a year and a day, when her husband was away ravaging the mainland, she escaped from Kiloran... and took refuge in Moy Castle with her lover.
Antonio'nun nesi var? Antonio askerliğini ana karada yaptı.
Ever since he did military service on the mainland... he can't stand injustice.
Ana karadan bir haliç ile ayrılıyordu.
It was separated from the mainland by a body of water.
Küçük Todday Adası anakaradan yüz mil uzakta ve toplumdan tamamen izoledir.
The little island of Todday is a completely isolated community a hundred miles from the mainland.
Bu cephane sandıklarını anayurda götürmesi için Kaptan MacKechnie'ye ısrar etmelisiniz.
You must insist on Captain MacKechnie taking those boxes of ammunition back to the mainland.
Bu gece anavatana gitmek istiyorlar!
They want to get to the Mainland tonight!
Anakaraya falan gittiğim yok.
No, I'm not going anywhere near the mainland
Mesuliyetin sizde olduğunu belirten bir notla birlikte Anavatana iki kasa cephane yollamışsınız.
You sent two cases of ammunition to the mainland with a note to say you were personally responsible
Bak, Guido'nun ailesi bile Anzio savaşta ölünce adayı terk edip gitti.
Look, even Guido's family went to the mainland when Anzio died.
Annem bu yüzden beni göndermek istiyor. Anakarada bir kız lisesine.
That is why my mother wants to send me away to the girl's high school on the mainland
Bugün Nigata'yı göremeyeceksin.
We can't see the mainland today.
Okinawa'yı kaybettik ve savaş anavatana kadar sıçradı.
We've lost Okinawa and face battle on our mainland.
Ben de seni soruyordum. Anakarada ne haberler var?
- What's the news from the mainland?
Bir haftaya kalmaz, anakaradan bir tekne gelecek.
You will pass the mainland's ship before a week.
En iyisi şehre dönüp şerifi, birkaç köpek ve yardım getirelim.
Let's head back to the mainland and ask the sheriff for dogs and more men.
Başkomutanı Mr. Jiang Komünist Parti'yi.. .. anakaradan çevirmek ve imha etmekle meşgul!
The commander-in-chief Mr. Jiang is busy encircling and annihilating the Communist Party in the mainland
Peki niye seni buraya gönderip, kendim anakarada kaldım?
Then how come I moved you here and kept myself on the mainland?
Bağımsızlığımızı, Ana Kara'da savaş sona ermeden önce kazanmalıydık!
We should have achieved independence before the war ended on the mainland.
Onu birinci elden almıştık, ve lanet olası Arap'ı vurdular mı?
We had him on the mainland, and they shot my fuckin'Arab?
Kurulum ekiplerini memleketlerine götürüyor.
They took the setup crew back to the mainland.
Korkarım arkadaşım pek içki bırakmadı, savaşı konuşmaya karar verince.
I'm afraid my friend didn't leave much liquor when he decided to sit the war out on the mainland.
İki yıl önce anakaraya yollandım.
Two years ago I got sent to the mainland.
Ana karayla hiç bağlantısı yok.
No contact with the mainland.
O tekne ihtiyaç durumunda ana karayla tek bağlantımız.
That's our only contact with the mainland in case we need help.
Ana karayla hiçbir bağlantımız kalmayacak.
We won't have any contact with the mainland.
Ana karaya ulaşamayız.
We can't reach the mainland.
- Ana kara ile iletişim nedir?
- What is communications with mainland?
Ben anakaraya geçeceğim.
I'm leaving for the mainland.
- Anakaradaki büyük bir mağara.
- It is a big cave on the mainland.
- Anakarada ne diyorsunuz ona?
- What do you call it on the mainland?
Anakarada buna ne diyorsunuz?
What do you call it on the mainland?
Kurage Adası elli yıldır anakaranın gerisinde kaldı, bu zaman alır.
Kurage Island lags fifty years behind the mainland, so it takes time.
Anakarada ne diyorlar buna?
How do they call it on the mainland?
Bay Ryu bana biraz para verdi... Toriko'yu kürtaj yaptırmaya anakaraya götürmem için.
Mr Ryu has given me some money to take Toriko to the mainland for an abortion.
Anakaraya.
To the mainland.
Anakarada bir ev ve tarla alabilirsin.
And you'd get land and a house on the mainland.
Ama yurda gönderilmek üzere sakin ve hissiz bir rapor yazabildim.
But I still wrote a cool, dispassionate report to send back to the mainland.
Bu kış dükkanda çalışmak için ana karaya gidebilirim, parasız kaldığımız zamanlarda, önceden yaptığım gibi.
This winter, I can go to the mainland to work in the shop, like I did before, when we were short of money.