Mandatory Çeviri İngilizce
935 parallel translation
Çalışmak zorunluluktur.
Work is mandatory.
Çalışmak zorunluluktur.
Work is mandatory
O budalaya rehberdeki kapsamanın zorunlu olmadığını söyleyin.
Tell the fool that inclusion in the directory isn't mandatory.
Bu zorunluymuş.
Says it's mandatory.
- Gerekli değil, zorunlu.
- Not necessary, mandatory.
Zorunlu.
I s mandatory.
Bu durumda idam cezası zorunlu olacaktır.
The death sentence is mandatory in this case.
Bu zorunlu.
That's mandatory.
O halde cezası, ölüm.
Then the mandatory sentence... is death.
Durumu polise bildirmeliyiz.
In the meantime, see the brigadier for the report. It's mandatory.
On bir, deneyler için bir sınır.
11 is the mandatory number of experiments.
Zorla ettirdiler.
It was mandatory.
Korkarım, son model denizaltı spor giysilerimizi giymeniz gerekiyor.
Afraid it's mandatory that you wear our newest style in submarine sportswear. - May I?
Bay Woodsworth, zorunlu süre olan bir yıl on bir ay boyunca soruşturma altındaydınız.
You've been under investigation, mr. Wordsworth, for the mandatory period of one year and 11 months.
Bir kaptan fiziksel ya da zihinsel olarak uygun olmadığında, yeterlik duruşması zorunludur.
When a captain is unfit physically or mentally, a competency hearing is mandatory.
Ama ne yapabilirdim? Aslında arkadaşlarımdan biri arabada şöyle söylüyordu : "Okula gitmedin mi?" Hayır, güldüm.
The best I did, in the words of the former mayor of Combronde was the school of crime, which is nothing more than our mandatory answer to those who were killing our friends.
- Zorunluluktan doğuyorlar.
- Are mandatory.
Kesinleşmiş bir ceza gibi.
It's almost a mandatory, you know.
Zorunlu olduğunu bilmiyordum.
I didn't know it was mandatory.
Bu zorunlu.
It's mandatory.
Mecburi refahı vurgulamalıyım.
We have to emphasize mandatory welfare.
Uyuşturucu üretmenin cezası senin için en az 15 yıldan başlar.
Mandatory minimum for manufacturing... ten to 15.
O tokadı yemeye mecbursun.
It's mandatory you get hit.
"şehir sınırları içinde, bu zorunludur." İmza :
within city limits, this is mandatory ".
Bu olay çözülene kadar ücretsiz izne ayrılıyorsun.
You'll take a mandatory vacation without pay until this matter can be cleared up.
Bence bu şart oldu.
I think it's mandatory.
Üç ya da beş sene hapse hazırlan...
You're looking at three to five, mandatory...
Yarışın amacı pistin etrafında 20 tur atmak, her tur zorunlu bir pit stop yapılacak, ve her seferinde bir bira çekilecek.
The object of the race is to complete 20 laps around the track, while stopping every lap for a mandatory pit stop, at which time the driver will chug a beer.
Bir kilo, indirimsiz hapis demek Eddie!
Apound and a half means mandatory time, Eddie.!
İndirimsiz 15 yıl ağır hapis cezası yiyecek 19 yaşındaki çocuğa değil.
Not to a 19-year-old kid lookin'at a dime-and-a-half mandatory.
Bu eyalette parça başına indirimsiz 15 yıl yiyecekti.
And in this state it's 15 years mandatory apiece.
Zorunlu kapatılma Bütün mahkumlar hücrelerine.
Mandatory lockup! All prisoners in their cell.
Zorunlu kapatılma
Mandatory lockup.
- Ajans beş hafta zorunlu izin verdi.
- The Agency gave you a mandatory five.
Sen de yaş haddinden emekliliğe yakınsın, değil mi Highway?
You're close to mandatory retirement yourself. Aren't you, Highway?
70 yaşından sonra emeklilik zorunludur.
See, after 70, retirement is mandatory.
Herkes katılmak zorunda.
it's mandatory for everybody.
- Lanet zorunlu ilaç testi.
- Damn mandatory drug test.
Yönetim kurulu başkanımızın 65. yaş gününde zorunlu emekliliği ve başkanımızın fahri başkan olarak kabul edilmesi.
Mandatory retirement on our chairman's 65th birthday, at which time the chairman will be named emeritus.
Zorunlu emeklilik, doğum günümün büyük kutlaması.
Yeah. The big celebration of my mandatory retirement birthday.
Bu kayıtlara göre, Komutan Eric Lassard... geçen yıl zorunlu emeklilik yaşına gelmiş!
According to these records, Commandant Eric Lassard reached the state's mandatory retirement age last year! - Ha-ha-ha!
Komutan Lassard zorunlu emeklilik yaşına gelmiştir.
Commandant Lassard has reached this state's mandatory retirement age.
Zorunlu.
It's mandatory.
Çalışma stilime uyum sağlamak zorundasın.
It's absolutely mandatory that you buy into my way of working.
Ben şahsen onlarla dans etmenizi tercih ederim ama, mecbur değilsiniz.
Well, I prefer you dance in them, but it's not mandatory.
AYARLANABİLEN İPOTEK ORANINIZ SIFIRLANMAK ÜZERE.
Participation is mandatory. Repeat, mandatory. That is all.
Evet, bu daha iyi. Zorunlu taleplerinizi yerine getirmek için götümün bu sandalyeyi daha ne kadar ısıtacağını söyleyebilirsin.
So you can tell me how long my ass has to warm this chair... before I satisfy the mandatory requirements.
Eğitim sisteminizde sürücü eğitim programları zorunlu mu?
Harry, are driver education programs mandatory in your school system?
Bizi delirtiyorlar. Tansiyon haplarım yüzünden halsiz kaldım.
Damn mandatory drug tests are driving my men crazy.
Bakanlık yargıçları rapor edilen etkilerin ürünleri piyasadan kaldırmaya yetmeyeceğini, ancak ürün etiketlerinde bu etkileri.. ... ve bunun zorunlu olduğunu bildirdi.
Although FDA judges that the reported reactions are not sufficient to j-justify removal of these pr-products from the market, they are sufficient to warrant the proposed mandatory label warnings. "
Gerekli check-uplar yapılmış.
No visible distress. We did the mandatory workup on him.