Matador Çeviri İngilizce
449 parallel translation
Pascual, bu Morenito, matador.
Pascual, this is Morenito, the bullfighter.
Siz iki aptal dinleyin, sarhoş bir matador kadar gözü dönmüş Alberto'nun.
Listen, you two idiots, Alberto is as mad as a drunken toreador.
Matador falan değil.
Not a matador.
Ama matador gibi biriydi.
But something like a matador.
- Matador'mu?
- Torero?
O köpeğe kim matador diyor?
Who called that perro a torero?
Bir matador oldugum zaman ilk resmi müsabakam bir Miura bogasiyla olucak.
When I get to be a matador, my first formal bull will be a Miura.
Bir matador olduğun zaman... belki menajerin olmamı sağlarsın.
When you become a matador... perhaps you'll let me be your impresario.
Bir Matador olduğumda benim menajerim olmak istiyor.
He wants to be my manager when I get to be a matador.
Biri ata binerken bir Matadorun yayan yürümesi nasıl görünür?
How's it going to look for a matador to walk while one of his men rides a horse?
Bende bir Matador olucam.
I'm going to be a matador too.
| Bu çetede sadece bir Matador var, ve adı da Juan Gallardo.
There's only one matador in this cuadrilla, and his name is Juan Gallardo.
Bu sana aptalca gelebilir, ama çok büyük bir Matador olmadan... ve kendi imzamı atamadan mektup atmak istemedim...
This may sound silly to you, but I didn't wanna write... until I could sign my first letter to you...
"Juan Gallardo, Matador de Toros."
"Juan Gallardo, Matador de Toros."
"Muhtemelen arenada ölür... matador olduğu için kendini şanslı saymalı."
"He will probably be killed in the ring... long before he advances from novillero to matador."
But if the matador could only see his godson just for a minute -
But if the matador could only see his godson just for a minute —
Bendeniz, Curro - iÖğleden sonra Madrid'e en büyük.... matadorun sunumunu yaptım.
I, Curro — I was present the afternoon of our Juan's formal presentation... as a matador in Madrid.
- Sonunda, Sevilla'nın artık bir matadoru var.
- At last, Sevilla has a matador.
Tarihin en büyük matadoru..
The greatest matador of all history.
"Artık Sevilla'nın bir matadoru var" dedi.
"At last, Sevilla has a matador," he said.
"Tarihin en büyük matadoru" dedi.
"The greatest matador in history," he said.
Bu da seni ilk matador eşi yapar.
That makes you the first lady.
- Matador için bi mesaj getirdim.
- A messenger just brought this note for el matador.
Artık Sevilla'nın bir matadoru var.
At last, Sevilla has a matador.
Sende hepimiz gibi küçük doğdun... ama seninle ilgili tek şey doğruydu - sen Matador olmak için doğmuştun!
You were born to very little like the rest of us... but one thing you had that was real and pure — you were a born killer of bulls, a matador!
Bugün izlenmeye değer tek matador göreceksiniz :
I tell you, there is only one matador here this afternoon worth watching :
El Matador Oteli'ne lütfen.
To the Hotel El Matador, please.
- Geçen Pazar tam üç matador öldürdü.
- Last Sunday, he killed three matadors.
- Kardeşi, Büyük Sezar geçen hafta bir matadoru öldürdü.
- His brother Big Caesar killed a matador last week.
Ole, ole, matador.
Olé, olé, toreador -
Ne duruyorsun matador?
What're you waiting on, toreador?
Matador nerede?
Where's toreador?
Hey matador!
Hey, toreador!
Aslında ben bir matador giysisi ile görünecektim, ancak, son dakikada, bunun televizyon izleyicisinin henüz hazır olmadığı bir görüntü olduğuna karar verildi.
Originally I was to have appeared in the skintight pants of a matador, however, at the last moment, it was decided that this was a sight for which the television audience was not yet ready.
Boğa güreşinde, bu matador'un boğayla onu hamburgere dönüştürmeden çnce karşı karşıya geldiği andır.
In bullfighting, it is the moment the matador faces the bull, before he converts him to hamburger.
Cesur matadora saldırışı!
And he charges at the bold matador!
Matador her zaman tek başına yürür.
The matador always walks alone.
Yüz kez deldi eti..
The greatest matador from France!
Pierre Schull'den bile ünlü! ( Fransız Matador )
Even greater than Pierre Schull!
Matador ya da boğa gördün mü?
Was it the matador? The bull?
Bana bakın, siz nankör Seyirciler, matador gördünüz işte!
Look at me, you ungrateful audience and pluck out your eyes!
- Sana bir Matador'u tanıştırayım.
- Let me introduce a matador.
Ünlü bir matadorla ilgili bir efsane var
There's a legend of a famous matador
Üzüntünün yanı sıra matador utancı da yaşamış
And to his sorrow, the matador knew shame Ah-ah-ah, ah-ah-ah-ah...
Üzüntünün yanı sıra matador utancı da yaşamış
Ah-ah-ah, ah-ah-ah-ah... And to his sorrow, the matador knew shame Ah-ah-ah, ah-ah-ah-ah...
Matador hesabı kapatmaya gitti
- The matador - Ooh... - Went to settle the score
Matadoru ölür halde bulduklarında
When they found the matador, they saw him dying
Üzüntünün yanı sıra matador utancı da yaşamış
- And to his sorrow - Ah-ah-ah The matador knew shame.
Cesur matadorlarla yerleri silerdi o
He'd wipe up the floor with each brave matador
Akşam yemeğinde de matador yahnisi yerdi
Then have matador stew for his dinner
Tatlı matadorla dans ettiği sırada
As he waltzed with that sweet matador