Mean Çeviri İngilizce
351,292 parallel translation
Ne alaka yahu.
Doesn't mean anything.
Ne demek istiyorsun?
What do you mean?
Aşırı tepkiden bahsedenlere bak.
I mean, talk about overreacting.
Birleşik Devletler başkanının bile aşısı yok mu diyorsun yani?
You mean to tell me the President of the United States doesn't have a vaccine?
Sana nasıl yapıldığını anlatabilirim ama göstermesi daha kolay olurdu.
Well, I mean, I could tell you all about how I teach, but it'd be easier just to show you.
"At binenin kılıç kuşananın" atasözünü duymuşsundur ama nadiren görürsün.
I mean, you hear the expression, "Get back on that horse," but... you rarely see it.
Bu biraz kaba olmaz mı?
That seems kind of mean.
Demek istediğim yaşasın!
I mean, the old Aven...
Onları burada gördüğüme şaşırdım.
I mean, yay! Surprised to see them here.
Çocukların izini aramakla hükümetin maşası olmayı mı diyorsun?
You mean to track down children and play government stooge?
Kötü olduğun kadar da çirkinsin!
You are as ugly as you are mean!
Demek istediğim...
I mean, uh...
Bununla ne demek istiyor?
What does he mean?
Bu heyecanlı olmadığım anlamına gelmez ki!
It doesn't mean I'm not excited!
- Hayır, gerçekten.
- No, I mean it!
Yani, tasarımı çok hızlı değiştirerek onu telaşlandırmak istemiyoruz.
Yeah, I mean, we don't want to panic him by evolving the design too fast.
- Affedersin, öyle demek istemedim.
- I'm sorry. I didn't mean that.
Hayır, gerçekten. Yasal olarak alamam.
No, I mean, legally.
- Hamile olduğum öyle olacağım anlamına gelmez.
- Just because I'm pregnant doesn't mean that
Hamile olduğun hiçbir şey anlamına gelmiyor, Ellen.
Just because you are pregnant doesn't mean anything at all, Ellen.
Yani, bebeği bir kenarda bırak. Bu senin özgeçmişinde. Berbattın.
I mean, never mind a baby, once that's on your CV, you really are screwed.
Bırakmaya karar verdin ve 10 yıI evde kaldın diye benim de aynı şeyleri yaşayacağım anlamına gelmez.
Just because you decided to jack it in and stay at home for ten years - doesn't mean that I'm going to.
Kendi işimi kendim mi halletmeliyim?
You mean work it out for myself.
Hemen değil. Yani, kontrol edebilirsi...
Not easily, I mean, you could check...
Tıbbi kayıtlarına bakıp sana söylemeliyim mi demek istiyorsun?
You mean, like, look up their medical records and tell you?
Belki de Liam'a bir baktıktan sonra bolca vaktim olur. Baskı üzerimden kalkınca yani.
I mean, I would have plenty of time to look after Liam after I've been struck off.
Yani, böyle çılgınca bir şeyi nasıl bulabiliriz?
I mean, where would we find such a lunatic?
Samimice söylüyorum, eğer seni üzecek bir şey yaptıysam özür dilerim.
I mean, I'm sorry for anything that I've said that's upset you.
Yani, hep birlikte akşam yemeğine gidemez miyiz?
I mean, can't we all go for dinner?
Evet, tabii. Anladım, pardon. Haklısın.
Oh, yeah, yeah, I see-see what you mean, sorry, yeah.
Aradaki önemli parçaları anlatır mısın?
I mean, are the episodes connected?
Yani, sorun bulgular. Eğer onlar semptomsa ve kendi kaygılarımı yansıtamıyorsam...
I mean, the problem is the symptoms, if they are symptoms and not me projecting my own anxieties...
10 yıl evde kalman benim de aynı şeyleri yaşayacağım anlamına gelmez.
Just because you stayed at home for ten years doesn't mean I'm going to.
Yani, Caris'e bakıyordu. Rezerve edilmiş bir spa...
I mean, she baby-sat for Caris, we had a spa booked...
Gerçi ilk birkaç saati geçti. Bu da pek bir şey ifade etmiyor.
I mean, just because you missed the first few hours, it doesn't mean anything.
Yani, ona eşimi çatıdan atabilecek cesareti verdiğimi mi söylüyorsun?
You mean, I gave her enough encouragement to push my wife off a roof.
Ne demek istediğini anlıyorum.
I actually know exactly what you mean.
Bozuk plak gibi aynı şeyi tekrarlamak istemiyorum ama iş bulamadığın birinin sana sabotaj yaptığı anlamına gelmez.
I don't want to sound like a broken record but just because you didn't land a job doesn't mean someone's sabotaging you.
Yani, takım oyuncusu derken gerçekten ne görmek istiyorsak onu...
So when we say team player, what we really mean is we want to see...
Bu evdeki eşyaların % 90'ı eskici dükkanından alınma. - Onları boyuyor ya da yapıyoruz.
I mean, 90 % of the stuff in this house is from junk shops and we just painted them or made them.
Peki bu bağlamdaki'Taht'aslında ne anlama geliyor? " dedik.
What does'Throne'actually mean in this context? "
- Evet. "Cuidado" ne demek?
Yes, what does "cuidado" mean?
Bir şey yok, bir şey yok, öyle demek istemedi.
It's okay. It's okay. She didn't mean that.
Yemek boyunca normal davranmaya çalıştım.
I mean, I was trying to act normal through dinner.
Nerede yaşayacağız mesela?
I mean, where are we gonna live?
İlk evliliğini batırabilirsin, olur.
I mean, you mess up the first one, fine.
Tabii hâlâ çok gencim ve hayatımın geri kalanında kendimi bir insana bağlamadan önce yaparım sandığım çok şey olduğu da kesin.
I mean, sure, I'm still really young and there's obviously so much more I thought I'd do before I tied myself down to one person for the rest of my life.
- Muhtemelen eder. - Haley.
I mean, probably.
Evet, bağlanma sorunum var ve bir anlığına paniğe kapıldığımın da farkındayım ama bilmiyordum senin de...
I mean, I... clearly, I've had some commitment issues, and I know I had a momentary freak out there, but I was... I had no idea that you w...
Ne demek "kimin köpeği"?
What do you mean "whose dog"?
Marsh'ın emirlerini demek istiyorsunuz.
You mean Marsh's orders.