Millstone Çeviri İngilizce
123 parallel translation
Beş dakika önce, sırtımdaki bir değirmentaşıydın.
Five minutes ago, you were a millstone around my neck.
Sen gördüğüm en güzel boyunbağısın.
You're the prettiest millstone I ever had around my neck.
- Senin için iyi biri değilim.
- Millstone. I'm no good for you, darling.
İstediğin buysa o aslan katilini değirmen taşına bağlarız.
We'll chain this lion-killer to the millstone if that is your wish.
Samson'ın değirmen taşındaki halini görmedin mi?
You've not seen Samson grinding at the millstone?
Delilah boynuna değirmen taşını geçirmiş! Etini de ekinlerle öğütün!
Delilah has put a millstone around his neck.
... Üzerimde Eastman denen bir ağırlık var.
... I've had a millstone named Eastman round my neck.
Bu, eski değirmen taşı.
That's the old millstone.
Eski değirmen taşını da masaya dönüştürmeye çalışıyorum.
The old millstone I'm trying to make into a table.
Boynuma bir değirmentaşı!
A millstone round my neck!
Beş dakika önce sırtımda bir yüktün... şimdiyse bir kudret abidesisin.
Five minutes ago you were a millstone around my neck and now you're a tower of strength.
Yaptığı ayıpların yükünü ben taşırım!
His morals have been a millstone around my neck all my life.
- Demiş değirmen taşı buğdaya.
- Said the millstone to the barley.
Atsan atılmaz satsan satılmazsın. Buna ne diyeceksin?
You are my millstone, and you, you are my flaming white elephant!
Şu miniklerin kalbini kırmaktansa, boynunda ağırlıkla denize atılmak evladır.
It were better for him that a millstone were hanged about his neck and he cast into the sea than that he should offend any of these little ones
Etrafta bir değirmen taşı sürüklüyormuş gibi.
It's more like a millstone we drag around.
Ve ben de Trier'e değirmen taşı getiririm.
And I will carry a millstone to Trier.
Hayır daha çok bir baş belası gibi. " - 6 Kişi ölmeli. -" Tanrı'nın gazabı gibi.
More like a millstone... a plumbing stone, by God.
En kötü şiir ve yaratıcısı, Paula Nancy Millstone Jennings, dünyanın yıkımı sırasında ölmüştür.
'The very worst poetry of all and its creator : 'perished in the destruction of the planet Earth.
5 yıldır sırtımda onun yükünü taşıyorum.
I've had this millstone around my neck for 5 years!
Leydi Emily geçen gün söylediğinizi düşündüm de aslında biz aynı dili konuşuyoruz gibime geliyor bu ev size büyük yük oluyor ve çok açık ki yardıma ihtiyacınız var.
I was thinking about what you were saying the other day. Well, I think we're talking the same language here. This house is evidently a millstone around your neck.
Ve belki de sadece akıllarını tüm olasılıklara açamadıkları için,... akıllarına müdahale etme ihtiyacı utanç duygusundan daha ağır geldiği için saldırganlaşan çok fazla insanla karşılaştım.
And maybe I run into so many people who are hostile because they can't open their minds to the possibilities that sometimes the need to mess with their heads outweighs the millstone of humiliation.
Ve belki de sadece akıllarını tüm olasılıklara açamadıkları için,... akıllarına müdahale etme ihtiyacı utanç duygusundan daha ağır geldiği için saldırganlaşan çok fazla insanla karşılaştım.
And maybe I run into so many people who are hostile just because they can't open their minds to the possibilities that sometimes the need to mess with their heads outweighs the millstone of humiliation.
Lucy ikimiz için de potansiyel bir değirmen taşıydı.
Lucy was a potentially fatal millstone on both our necks.
Sırtından büyük bir yük kalkmış olur.
Millstone off from around your neck.
Görüyorsun, boynunun etrafında onun gibi bir değirmen taşıyla biraz daha zormuş, değil mi?
You see, it's a little more difficult with a millstone like her around your neck, isn't it?
O zamandan beri onun için sadece işaret koyduğu, bir kilometre taşı oldum.
From then on I was no more than a millstone round his neck, that he put up with out of a sense of duty.
Ve İsa Mesih boynunda bir değirmentaşıdır.
And Jesus Christ is a millstone round your neck.
Eğer biri, bana inanan bu küçüklerden birine günah işletirse, Boynunda kocaman bir kaya asılı olarak Denizin diplerinde boğulmuş olması onun hayrına olur!
If anyone causes even one of the little ones who believe in me to sin, it would be better for him to have a large millstone hung around his neck and be drowned in the depths of the sea!
Değirmendeyken oldu.
It's when I stopped the millstone.
Elim, değirmen taşında böyle oldu.
My hand, it was the millstone.
Değirmeni ben döndürüyordum.
I turned the millstone.
Tümünden daha kötü olan şiir ise yaratıcısı Essex, Greenbridge'den
The absolute worst poetry was by Paula Millstone Jennings of Sussex.
Paula Nancy Millstone Jennings ile birlikte Dünya'nın yıkımı ile yokolmuştur.
Luckily, it was destroyed when the Earth was.
Senin gibi sanatçılar burada kayıptır, sadece yüksünüz.
Artists like you are a dead loss. Nothing but a millstone.
Ben Ulusal Muhafızdan çavuş Jeffrey Millstone.
This is Sergeant Jeffrey Millstone of the U.S. National Guard.
Sırtında bir kaya.
A millstone around your neck.
Millstone Caddesi 408 numarada buluşalım.
Meet me at 408 Millstone Avenue.
Sabah bankaya giderken Fred Millstone ile karşılaştım.
Well, I was down at the bank this morning, and I ran into Fred Millstone.
- Nereye gideceksin bu tekerlekle? - Bu tekerlek değil ağam, değirmen taşı.
- lt's a millstone.
Beyler, tekerlekleri söküyoruz, bunlardan değirmen taşı yapacağım ben.
We are detaching the wheels. I will use them as a millstone.
Bu Güney kutbundaki yön levhasının bir resmi.
It's a picture of a millstone in the South Pole.
Çıraklar ona gizemli Yedinci Değirmentaşı diyorlardı. Ve çirkin suratından sadece Yeniay gecesinde bir şeyler geldiğini fısıldarlardı.
The boys mysteriously called it the seventh millstone, and whispered that the grotesque face only spewed forth on the night of the new moon.
Kadınlar hakkında ise : Bir değirmen çarkı, değirmen çarkıdır.
As for the women : a millstone remains a millstone.
Tıpkı, insanın boğazındaki bir düğüm gibi.
Like a millstone around one's neck.
" Eğer birazda olsa günaha kanmışsanız boynunuza taş bağlayıp, kendinizi denize atmanız daha iyi olurdu.
" If a little of that of me is seduced by sin it would be better to put a millstone around my neck and thron it into the sea.
Onlara ayak bağı olduğum için.
Because I'm a millstone around their necks.
Ayak bağı için tebrikler.
Yeah, congratulations on my millstone.
Tam zamanında. Dr. Koothrappali, size MIT'ten Dr. Millstone'u takdim edeyim.
Dr. Koothrappali, may I present Dr. Millstone from MIT.
Onun yük olduğunu, beni engellediğini düşünüyordun.
You thought he was a millstone. You thought he was keeping me back.
Lucrezia ruhum bir günah değirmeninin yükünü taşıyor.
Lucrezia, my soul is weighed down by a millstone of sins.