Minded Çeviri İngilizce
2,042 parallel translation
Benim dar kafalı, geri kafalı ve sevdiği kadının yetenekleri hafife alabilecek kadar da kıskanç biri olmam.
That I was a small-minded, old-fashioned, jealous sort of person who could underestimate the capabilities of the woman he loves.
Hepiniz ödlek, tırsak, zırlak birer...
You're all a bunch of meek-minded, yellow-bellied, pansy-a...
Evet, o açık görüşlü.
Yeah, she's open-minded.
Paul'le ikinizi görmek güzel dogrusu. ikimiz birlikteyken aklima gelecek son sey açik fikirli olduguydu.
Well, it's good to see you and Paul together. I have to say, when Paul and I were together, the last thing I would have taken him for was open-minded.
Dar görüşlü olmayı seviyor olabilirsin ama bu paranoyakça, saçmalık.
You wrap it up like it ain't narrow-minded, paranoid bullcrap, but it is.
Kendimce geniş hayaller kurmayı sevmiştim ama o tür birşeye sahip olmayı değil.
I like to think of myself as broad-minded but I am not having that sort of thing going on under my roof.
Ufku geniş birisin.
You're open-minded.
Seni küçük, geri kafalı, tanrım lütfen öğle yemeği aramı mahvetme bürokratı.
A small-minded, little copies-in-triplicate and please-God - don't-disturb-my-lunch-hour bureaucrat.
Bu grupta yeteri kadar kadın yok ama biz yeterince açık görüşlü bir grubuz.
There aren't enough women to go around, but we're very open-minded.
Heyecanlı, boş kafalı- -
She's uptight, narrow-minded...
Pireyi deve yapan zihniyetli bürokratların gittiği gibi.
As petty-minded bureaucrats go.
William, babanın suçlu olması konusunda sabit fikirlisin.
William, you seem single-minded about your father's guilt.
Tek bir amaç için tek akıl oluruz.
Single-minded on one goal.
Ciddi, aklıselim, hayvani etkinliklerden uzak duran çocuklar.
Serious, like-minded boys without any sort of animal housedistractions.
- Kırmızı! Elbette, amanın ne kadar da dalgınlaştım ben!
Of course, how absent-minded of me!
Josef Kostan iyi bir yurttaş ve girişimci olarak mı kutlanıyor?
josefostan celebrated as a civic-minded entrepreneur?
Hem de çok!
She minded a lot.
Aynı fikirde olduğumu göreceksiniz, efendim.
You'll find I'm like-minded in that, sir.
Herkes senin gibi düşünseydi şimdi hala karanlık çağda yaşıyor olurduk. Eğer herkes kendi işine baksaydı dünya çok daha iyi bir yer olurdu.
If everybody thought like you we would still be living in the dark ages... if everybody minded their own business the world would be a better place...
Ne istediğini bilmediğinden, muhtemelen çok da zor olmamıştır.
It probably wasn't too hard. I mean you're a little single-Minded.
Biz aynı kafadayız.
We're like-minded.
Miguel ve senin gerçekte ne kadar aynı kafada olduğunuz fikrini bir teste tabi tut istersen.
You might wanna put that notion to the test... see how like-minded you and Miguel really are.
Anladığı zaman, şu "ayn kafadayız" meselesini tekrar düşünmek isteyecektir.
When he does, he'll wanna rethink the like-minded thing.
Ben o kadar asil ruhlu değilim.
I'm not quite as high-minded.
Bu, açık fikirli halim.
This is me open-minded.
Nasıl bir dar görüşlülük?
Narrow-minded, how?
Tek bir amacın peşindeki bir akıl.
Single-minded pursuit of a goal.
Angela, doğası gereği açık fikirli.
Angela is open-minded by nature.
Her zaman dar görüşlü olmak zorunda mısın?
Must you always be so small-minded?
Yeterince açık fikirli biriyimdir ama burada açıklamaya bile yeltenemediğim bir dizi şeyler oluyor.
I mean, I'm a fairly open-minded guy. But there are things happening here that I can't even begin to explain, and I am not going anywhere until I can.
Kendi işine bakmalıydı.
Just should've minded her own business.
Ben doğam gereği fazla özgür düşünceliyim.
I am by nature far too independent-minded.
Başkan Washington'u her zaman olduğu gibi bağımsız fikirli bulacağına eminim.
I trust you will find President Washington is as independent-minded as ever.
Charming'i terk ettin çünkü burası ensest, geri kafalı ve aptal bir yer.
You left Charming because it was incestuous, backward, and small-minded.
Çok açık fikirli birisin.
Yeah. Well, you're broad-minded.
Adil bir insanımdır.
i'm a fair-minded person.
Çok dar görüşlü. Ona söyledim...
He's so narrow-minded.
İşte o günden beri yeniliğe kapalıyım. İcada karşıyım emmi.
Since that day I've been close minded to novelty against innovation.
- Geri kafalı mı?
- Narrow minded?
"Bir süre daha burada yanlız kalmaya karar verdim."
"l am minded to sojourn here alone a while."
Homie, Bart'ın Müslüman arkadaşının Müslüman ailesini yemeğe çağırmak çok hoşgörülü bir davranış.
Homie, it's very open-minded of you to have Bart's Muslim friend's Muslim family over.
Çocukların zihni hâlâ açık oluyor.
Because you still so open minded.
Şu andan itibaren burada kalmaya kararlıyım.
Henceforth, I am minded to remain here.
Yalan söylüyorlar. Çünkü buranın en güzel şeyini onlardan aldım. Çünkü..... evlerine arazilerine döktüğüm onca paraya rağmen onlar dar kafalı, cimri paragöz sürüsü olarak kaldı.
They're lying because I took their most beautiful possession from them and because... despite the money I pour into their land, their houses, they remain a narrow, mean-minded, avaricious bunch of peasants.
Mağara araştırmacısı mı ne haltsa, o tip delilere ihtiyacımız var.
We need cavers and potholers and other like-minded lunatics.
Sen o kadar geri kafalı değilsin, bu yüzden düşündüm ki...
You're not narrow-minded like that, so I thought...
Gazetelerde de çok okuduğum Bay Merdle'ın yeni bankasına paramı devretme konusunda ona danışmaya karar verdim.
I am minded to consult with Mr Merdle as to the disposal of my fortune in his new bank, of which I have read so much in the papers.
Ben zaten hep kendime neden bu kadar dar kafalıyım diye sorarım.
Absolutely not I constantly ask myself ; Why am I so narrow minded?
Nasıl aptal ve düşüncesizim...
How stupid and absent minded...
Keşke bu sıkıcı, banal dünyada... yaşamak yerine fantezi... dünyasında yaşayabilseydim.
If only I could live in the world of fantasy forever... instead of being forced to put up with this banal realm... and its silly, weak-minded mortals.
Bir kraliçe arın ve bir grup bağımsız arın varsa eğer ve sen bunları ayırırsan, giderler. Sen de boş kovanlara bakarsın.
When you get a queen and a group of independent-minded bees... that split off and look for another place to live, then you get swarms.