Model Çeviri İngilizce
12,466 parallel translation
Sesinin tonunu değiştirmişti. Çünkü mevcut modelin satışlarını etkilerdi. Bu da moral bozucu bir durum.
He really changed his tone at that point, because it would affect the sales of the current model, which is kind of disappointing, you know?
Japon bir model mi?
A Japanese model?
Model olarak kedi bulmak, çok kolay.
Replacing a model with a cat, that's a cakewalk!
Modeli harika.
This model is great.
Sadece çekim noktalarını belirleyecektik, neden model gibi giyinmiş ki?
We're just marking the shots, why does she dress up like a model?
Ama herkesin güzel saçları, son model arabaları var.
But everybody has great hair and fancy cars.
Şimdilik üç model var.
Three models now. The wolf.
Mankenin biriyle kesiştik az önce.
A high fashion model was giving me the eye.
Tahmini modelimize göre batı-güneybatı yönüne doğru ilerliyorlar istatistiki tutarlılığı % 94 dolayısıyla batıya kıralım.
Now, our predictive model says they headed downhill west-southwest, with a statistical likelihood of 94 %, so bank west here.
Galiba bu modeli kullanarak umduğumuz sinyali alamayabiliriz.
We might not get the reception we're looking for on this model.
Ama bu çalışan bir model, izle.
But it's a working model.
Bu sistem savaş analizi için daha uygun. Bir sonraki hareketin ne olacağının milyonlarca simülasyonunu yapabiliyor. Geleceği bir saniyede yüzde doksan dokuz doğruluk oranıyla tahmin ediyor.
More appropriate for battle analysis, it'll run millions of simulations of what could happen, predict the future with 99 % accuracy within a single second, or this test will map a 3-D space and use it to model quantum teleportation.
Modern bir vampir kabız manken ve acemi şiir majorü arasında bir ses tonuyla konuşur.
The modern vampire is more of a cross between a constipated model and a freshman poetry major. - What?
Sistemcim, Henry'nin birkaç gün önce 2013 model X5'in...
My alarm guy told me that henry was asking
Haciz listemizde 2013 model X5 yok.
We don't have any 2013 x5s on our repo list.
- Araçlardan biri 2003 model bir X5.
And one of them was a 2013 x5.
Tabii model olmadığımı biliyorum ama...
I mean, I'm no model, but...
Podyum modeli gibi olmadığım ortada.
Well, certainly not a runway model.
Neden bir podyum modeli olmayayım?
Why not a runway model? Why not?
Paris'te modellik yapabilirim.
I can model in Paris.
Sanat öğrencilerine modellik yapıyorum.
I model for art students.
- Cidden mi? - Zor durumdaki bir ressamdan tablo alıp zavallı bir sanat okulu modeline yiyecek göndermiş.
- He bought a painting off a struggling artist, sent groceries to a poor art school model.
Benim annem modeldi, Cyrus.
My mother was a model, Cyrus.
Herhangi bir Ms. Pac-Man de değil orijinal 1982 model, tamamen yenilenmiş tabanıyla birlikte.
And not just any "Ms. Pac-Man," but an original 1982 fully reconditioned podium-style unit.
Mary Watson, anaç bir yargıya sahip olduğu kadar aynı zamanda örnek alınası bir tutarlılık abidesidir de.
Well, as well as being an enthusiastic practitioner of maternal judgment, Mary Watson is also a model of consistency.
Her neyse, bu modelin kenar kilidi var. Zorla açılamaz.
Anyway, this model has a side-locking bar- - it's unbumpable.
Açık bir model var gibi.
Feels like he's establishing a clear pattern.
Marka, model ve renk de adadaki popüler bir servis minibüsüyle aynı.
And the make, model and color all match a popular service van on the island.
Eğer model değişmezse aileyi canlı bulmak için 12 saatimiz var.
If the pattern holds, we've only got 12 hours to find them alive.
Model U.N., bas gaza!
Model U.N., and step on it!
5 para etmez aptal mankenin teki.
He's a stupid trashy model.
Aptalın teki ve sıradan bir manken olduğumu biliyorum ama seni tanıyorum.
I know I'm dumb and I'm just a model, but I know you.
Ufaklığın katalog mankeni olduğunu söyledim.
I tell them that Junior's a catalog model.
Ünlü katalog mankeni Tony bu mu?
Tony, the famous catalog model?
Adam manken sevgilimi çaldı.
Dad, please. The man stole my model girlfriend.
Evet, ayrıca senin manken olduğunu sanıyor.
Yeah. Oh, and, uh, he thinks you're a model.
Demek ki senin manken olduğunu sanıyor.
So that means he thinks... you're a model?
Sen de katalog mankeni misin?
Ah. Another catalog model?
Katalog mankeni olduğuna inandığını düşündün mü gerçekten?
And you thought he bought you as a catalogue model?
Bu motor son model bilgisayar yeni cep telefonu, TV.
That bike, top-end computer, new smartphone, flat screen TV.
Bir zamanlar değer verdiğin bir kadın vardı. Bu yüzden 1968 model bu kolye boynunda. Ondan hediye olduğu açık.
You had a woman you cared about once, hence that 1968-era necklace around your neck- - clearly a gift from her.
Ve son model alarm sistemli.
And the latest anti-theft device.
2013 model ya.
It's a 2013.
Marka ve modelini almış mı?
He get a make and model?
- Canlı model ister misin?
Do you need a life model?
Canlı model ister misin?
Do you need a life model?
Suç mahallindeki lastik izlerine bakılırsa muhtemelen eski model bir cip.
Based on the tire tracks left at the crime scene, we're probably looking for an older-model SUV.
Dediğin gibi 67 model Impala kullanıyordu.
He was driving a'67 Impala, just like you said.
1978 model olmalı.
'78 it must have been.
Model evimizin içinin dekore edilmesi bitti.
Our model home is completely furnished.
C200 model bir Mercedes'ti.
It was a Mercedes C200.