Mount Çeviri İngilizce
3,465 parallel translation
Yeterince kibardı ama hâlâ o ata binip binemeyeceğim konusunda ise sana hiçbir bok söyleyemem.
Uh, like... Polite enough, but as for whether I've still got the mount, I couldn't tell you fuck all.
Ben de yaralandıktan sonra kaybettiğim sürücülüğe dönmeyi umut ediyorum.
This is me hoping to be considered, getting the mount back I lost getting hurt.
Onun menajeri olduğum kadarıyla eğer bu ata o binmeye devam etmeyecekse evet diyerek ona iyilik yapıyor olmam.
Now as far as being her agent, if it don't seem likely that she's going to be keeping the mount, I'd not be doing her a favor saying yes.
Kendini hazırla ve ayık kal ve o Allah'ın cezası eyere tırman.
Get yourself fit, stay fucking sober, and climb onto the goddamn mount.
Zaten yaralanmadan önce de ona vermiştim.
Which I gave him the mount before he got hurt.
O bunu "Dağbaşında Erkeksiz" diye isimlendirmiş.
He calls it his "Mount Gushmore."
Derby'de Escalante'nin atına binmen için onu ikna ettim.
I maneuvered you the mount on Escalante, the overnight stake on derby day.
Daha önce ucuz yarışlarda koşuyordum.
My mount, he's been running in with the cheap ones. Well, running and winning, I hope.
Şu açık yarış var ya, Ronnie atımı kaybettim.
That little stake on the undercard, Ronnie... I lost my goddamn mount.
Neden zamanı geldiğinde bu şeyi kıyamet dağının içine atmak için... senin küçük parmaklarından birini kesmek zorunda... kalacakmış hissine kapılıyorum?
Why do I get the feeling that, when the time comes, I'm going to have to cut off one of your stubby little fingers... To throw this thing into mount doom?
" Sevgili anne ve baba Güney Amerika'nın en uzun dağı olan Aconcagua'dan size selamlar.
" Dear Morn and Dad : Greetings from Mount Aconcagua in the Andes, ahem, tallest mountain in South America.
Tannhäuser dağları, Venus dağı.
Tannhäuser mounts the mount of Venus.
Vezüv Yanardağının Volkanik Patlamasında Bile sorumlu bir Cherufe'di.
It was a Cherufe that was responsible for the volcanic eruption of Mount Vesuvius.
Cherufe'yi İle Vezüv Yanardağını Kullanarak, Orada Yaşayanları Yok Ettiniz.
By using the Cherufe who lived below Mount Vesuvius.
Marşlar âleminde Everest gibidir.
It is the Mount Everest of anthems.
Sonraki kamerayı şuraya monte edin.
Mount the next node up there.
Atlara binin.
Mount up.
Atlara!
Mount up!
Bir gün Kilimanjaro Dağı'na tırmanacağım.
I'm gonna climb Mount Kilimanjaro one day.
Ama bu pezevenk, Olimpos Dağı'nın en tepesinde
♪ But this pimp is at the top of mount olympus ♪
Onun güzel başını da seninkinin hemen yanında kazığa geçirirler.
They'll mount her pretty little head on a spike right beside yours.
- Mount Pleasant mezarlığında.
- Mount Pleasant Cemetery.
Eğer Mount Hood Resort Oteli'ni arayıp 217 numaralı odayı isterseniz böyle bir oda olmadığını öğrenirsiniz.
If you call the Mount Hood Resort and you ask for room 217 you will find there is no such room.
Bir seferinde de ben Everest Dağı'na gayri-kahramanca... tırmanırken bulundum.
I was part of an expedition to the top of Mount Everest, one that had the distinction of failing un-heroically.
Mount Vernon'da Derek H. Watson var.
I show a Derek H. Watson in Mount Vernon.
Ve siz yalanlar, reçeteli Cooper-Weiss Jannex'i kullandığı için hoş mezarda yatıyor.
And who now lies in mount pleasant cemetery after being prescribed copper-weiss'jannex.
Eric Sunberg için sabah 10'a kadar yönetime karşı savunma hazırlamalıyım.
I've got to mount an entire defense to the school board for Eric Sunberg by 10 : 00 a.m. tomorrow morning.
Bir keşif için paramız yok.
We... we don't have the money to mount an expedition.
Vesuvius'un doğusunda.
To the east, Mount Vesuvius.
Oo, bu, bu güzel. Kötü bir zamanlama mı?
Kirsten spent all year training to hike mount Kilimanjaro.
Aurora'nın Tabu Dağı eteğinde bir çiftliği vardı.
Aurora had a farm in Africa at the foothill of Mount Tabu.
Çift Tabu Dağı'nın kuzey yamacına bir ev inşa etti.
The couple set up home on the western slope of Mount Tabu.
Tabu Dağı'na yapılan trajik bir keşif, pek çok genç insanın ölümüyle sonuçlandı.
A tragic expedition to Mount Tabu resulted in the deaths of several youths.
Tabu Dağı'nın korkutucu doruklarında ikinci bir meydan okuma sonucunda kafesindeki canavarla beraber bir zafer içinde iniş yaptı.
Challenging a second time the scary summit of Mount Tabu, he made a triumphal descent with the caged beast.
Tırmanmak için herkesin geçtiği patikaya.
I planted that mine on Mount Sutro, right on the trail everyone took to the top.
Araçlara binin!
Let's mount up!
- O zaman bunu "ölüm dağındaki ateşin içine atabiliriz".
Let's throw it of Mount into the fire.
Deung-mok, dağa binmek mi?
Deung-mok, riding on a mount?
moo-deung la aynı söyleniyormuş demek ( omuz-binmek ).
The one you mount on is called moo-deung ( shoulder-ride ).
Haydi, millet.
Ahora, mount up, manitos! I'm gonna get you back.
Adı Jacob Mount.
His name is Jacob Mount.
Yedi ayrı nokta yedi farklı hedef ve Mount yaptıklarını bir kez bile tekrarlamadı.
Seven clusters, seven very different targets, and Mount hasn't retraced his steps once.
Jacob Mount!
Jacob Mount!
Bay Tarrant, Ruddigore oynama fikrinin - sizden çıktığını söyledi.
Mr Tarrant tells us it was your idea to mount a production of Ruddigore.
Ruddigore oyununa Bart'ı Leila ikna etmiş. Şimdiyse her şey berbat oldu.
Leila encouraged him to mount Ruddigore, now he's ruined.
Arabalara!
Mount up! Let's go.
Doldurup, dekorasyon eşyası olarak kullanabiliriz.
We could mount them and then hang them up as decoration.
Mount Hill Lisesi'nde yedek öğretmenim değil miydin?
You were my supply teacher at Mount Hill Senior School?
Tapınak tepesinde ki tapınakta hak iddia etmeye başladılar.
Mount, which is holy in Islam.
Sonra sabit kamera montajlı bir helikopter ortaya çıkıyor.
Then a helicopter with a stabilised camera mount.
Hadi, Donaghy. St. Helen dağında kayak yaptın, Michelle Bachmann'la göz teması kurdun, bir kayanın altında 128 saat kısılı kaldın.
You've skied Mount St. Helen's, made eye contact with Michelle Bachmann, been trapped under a Boulder for 128 hours.