Musk Çeviri İngilizce
284 parallel translation
Misk sıçanına miskini korutan nedir?
What makes the muskrat guard his musk?
Parfümünüzü getirdim, efendim.
Precious musk of Tonking, Lord.
Yoo, bu koku çok ağır gelir şimdi.
Oh, no! The scent of musk fits ill the celestial signs.
Birisi misk sığırı ve ren geyiği postu getirebilir.
Someone could bring musk ox and caribou hides.
Ceylan.
A musk deer.
Ceylan burada durur, bir şeyleri dinler.
Musk deer stood here and listened to something.
- Sende mis kokusu olmalı.
- You must smell of musk or something.
Bana Suriye'den elma Amman'dan şeftali, Halep'ten yasemin Mısır'dan limon kuru üzüm, mersin, papatya nar, beyaz güller minik tatlılar, hindistan cevizli halka kurabiyeler, şekerler kısa pastalar, puf pastalar şeker ve tütsü kehribar, misk ve bal mumu al.
Give me apples from Syria, peaches from Amman, jasmine from Aleppo, lemons from Egypt, sultanas, myrtle, camomile, pomegranates, white roses, little pastries, nutmeg ring cakes, sweets, short pastry, puff pastry, sugar and incense, amber, musk and candle wax.
Yaban öküzleri.
Musk ox.
Biz, Tarık'ın kızları,... biz de yara bantlarıyla koşalım,... nefesi kesilene,... misk kokularıyla yardıma.
Us, girls of Tariq, We walk on the cushions, Whereas the house chokes, and the musk are everywhere,
Geyik, değerli boynuzları yüzüden avlanır
An elk is killed because the musk is valuable
"benim nefesim misk kokularıyla"
"On my breath the fragrant musk"
"Ağaç kabuğu, ince dallar, miskotu topla".
"Gather bark, twigs, musk".
Sence hemşireyi bir şişe misk kokulu yağla buraya geri getirtebilir miyiz?
Think we can get that nurse to come back here with a bottle of musk oil?
Misk-gülünden parfüm.
Musk-rose perfume.
Musk!
Musk!
Kehribar... bir damla misk hanımeli...
Amber... a drop of musk... honeysuckle...
Biraz gülsuyu bir damla misk hanımeli...
A little rosewater... a drop of musk... honeysuckle...
O çarpıcı misk kokusu, baharatlı deneyim
That heady musk spicy experience,
- Misk otu bezesi.
- lt is a musk gland.
- Beni ürküten misk kokusu.
- Wrong again. - It's the musk oil smell that scares me.
Ayı, misk ve fok derilerini saymıyorum.
Not counting the bear, musk and seal hides.
Yine de birkaç otlakçıyı doyuracak kadar yaprak üretir. Misk öküzleri gibi...
Even so, it still produces enough leaves to sustain a few grazers, musk ox.
Bir misk öküzü ölünce çürüyen bedeninden toprağa zengin bir besin bereketi akar. Kemiklerin siperlerinde de minik bahçeler meydana çıkar.
When a musk ox dies, its decaying body releases a rich flush of nourishment into the soil, and tiny gardens appear in the shelter of its bones.
Misk ile cilalayın.
Voluptuous resin, from musk.
Miskle yıkanmış hayvan cazibenizi bir kenara bırakırsak seni kandırmış olması epey yüksek bir olasılık.
Your musk-drenched animal magnetism aside it's quite possible that she was simply manipulating you.
Misk yağı.
Musk oil...!
Misk yağı konusunda bir şey yapsan daha iyi olur
I really think that it would be a very good thing if you just did something about that musk oil...
Bence misk yağını boş ver Örtüyü yerine as.
You know er, I think we can just forego the musk oil right now. Why don't you just cover, cover that back up.
Musk ya da öyle bir şey. Beğendin mi?
Musk or something.
Üç Silahşörler.
Three Musk eteers.
Biliyorsun, Üç Silahşörler'de vardı.
You know, he was in The Three Musk eteers.
Büyüleyici bir kokunuz var.
You've got an enchanting musk.
Talchok miski.
Talchok musk.
Biraz koku üzerine yüklen.
Go a little easier on the musk.
Misk öküzü karda yürümek için geniş toynaklarla ve kaşmir yünü benzeri, kuzununkinden daha yumuşak soğuk hava geçirmez bir palto ile bezelidir.
The musk ox is outfitted with broad hooves to walk on snow and a winter undercoat of cashmere-like wool softer than a lamb's and impervious to the cold.
Doğal misk.
It's a natural musk.
Roll-on olanlardan, hani şu büyük, güzel kokanlardan.
The roll-on kind, about this big, musk-scented.
Avustralya misk ördeği mesajını göndermek için de tam bunu yapar.
The Australian musk duck does just that in order to broadcast his messages.
Üzerinden mis gibi kokuyu aldım.
I can smell it on you like musk. ( shriek )
Vahşi kekiklerin yetiştiği bir nehir kenarı vardır. Öküz dudağı ve titreyen menekşeler oldukça büyük, sakin ve arı gözlerinin bir araya toplandığı bir yer.
I know a bank where the wild thyme blows where oxlips and the nodding violet grows quite over-canopied with luscious woodbine with sweet musk roses and with eglantine.
Gel, otur bu çiçekli yatağa. Gel ki, okşayayım tatlı yanaklarını. O güzel başını süsleyeyim güller ile ve o kocaman kulaklarını öpeyim büyük bir zevk ile.
Come, sit thee down upon this flowery bed while I thy amiable cheeks do coy and stick musk roses in thy sleek, smooth head and kiss thy fair large ears, my gentle joy.
Üzerinden kokusunu alıyorum.
I can smell it on you like musk. ( shriek )
Avcı kokusu acı.
Slayer musk.
Üzerine sinmiş Nebari kokusunun altından Hineryalı ve Delvialı kokusunu kolayca alıyoruz.
Show him. It would be easy to overlook the scent of Hynerian and Delvian beneath the musk of Nebari on you.
Jackie, bu misk kokusunun bir karışımı ve benim "Fez" demekten hoşlandığım küçük bir şey.
Well, Jackie, it's a combination of musk... and a little thing I like to call "Fez."
Avrupa ve Asya'nın ormanlarından Kuzey Amerika'nın buzullarına, mamutların, misk sığırlarının, bizonların ve ren geyiklerinin dünyasına gelmiş küçük kahverengi ayılardılar.
They were smaller, brown bears... which came to North America from the forests of Europe and Asia... into an Ice Age world of mammoths, musk ox, bison... and caribou.
Misk kokusunu alıyor musun?
Smell the musk?
Misk mi giyiyorsun?
You wearing musk?
Broud Misk Sığırını öldürdü.
Bround has killed the great Musk Ox.
Klingon veribantını araştırdım. Çok ilginç insanlar ;
Maybe we can adjust the environmental controls to filter out the musk.