Müsait misin Çeviri İngilizce
535 parallel translation
Müsait misin?
Are you busy right now?
Müsait misin?
i Are you decent?
- Müsait misin?
- You decent?
Bob, bu akşam müsait misin?
Look, Bob. Are you positively off tonight?
Müsait misin bir iş için?
Good morning, Father.
- Müsait misin?
- Can you talk?
Öğle yemeği için müsait misin?
Free for lunch?
Lucy, müsait misin?
Lucy, you decent?
Müsait misin?
Are you busy?
Müsait misin?
Are you decent?
- Müsait misin?
- Are you decent?
Dostum, bu akşam müsait misin?
Listen, buddy, are you free tonight?
Müsait misin?
Are you free?
Müsait misin?
May I?
Bu akşam müsait misin?
Are you busy tonight?
Cole Thornton, müsait misin?
Cole Thornton, you decent?
Müsait misin?
Am I disturbing you?
- Kapı açık. - Müsait misin?
- Are you decent?
- Müsait misin?
- You don't mind, do you?
- Müsait misin?
- Got a moment?
Yani bir aksiyon için müsait misin demek istedim.
I meant, uh, are you available, you know, for action? "Action"?
- Sandy, müsait misin?
- Sandy, can ya talk?
- Müsait misin?
Are you tied up?
- Bu akşam yemeği için müsait misin?
- Are you free for dinner tonight?
- Taksi mi? - Evet. - Müsait misin?
- Is it a " tassi'"?
- Bu gece müsait misin?
- Are you catching tonight?
Müsait misin?
You free?
Lazlo, müsait misin?
Lazlo, are you decent?
Bu akşam müsait misin?
Are you free this evening?
Merak ettim, acaba yarın akşam yemeği için müsait misin?
I was wondering, are you possibly free for dinner, perhaps tomorrow night?
Tammy, Müsait misin?
Tammy, you decent?
Müsait misin?
Do you have a moment?
Bu hafta sonu müsait misin?
Are you free this weekend?
Bu arada, bu gece müsait misin?
By the way, are you available tonight?
Bir dahaki perşembe müsait misin?
Are you available next Thursday?
Gösterimden sonra müsait misin?
Are you free after the projection?
Müsait misin?
You free? Yeah.
- Doyle, müsait misin? - Birazdan.
- Doyle, are you free?
- Teşekkürler. Öğle yemeğinde müsait misin?
Oh, thank you.
Evde misin, müsait misin, yanında biri olup olmadığı ya da yalnız olup olmadığını sormak için.
Check if you're in, if it's okay, that you haven't got anybody with you or anything, that you're by yourself.
- Bugün müsait misin?
- Have you got time today?
Akşam yemeği için müsait misin?
Are you free for dinner?
Müsait misin?
You available?
Müsait olursa bana uğramasını söyler misin, Stephen?
Well, ask her to drop in for a moment if she has time, will you Stephen?
Müsait bir zaman olduğuna emin misin?
Are you sure this is convenient?
Müsait olduğunda bunları Chang Wu'ya ulaştırabilir misin?
You may deal with it in a while and take this to Chang Wu.
Müsait misin?
Thief!
Seni daha sonra arayabilirim. Müsait değil misin şimdi?
You want me to call you back?
Peki akşam yemeği için müsait misin?
So, are you free for dinner or what?
Müsait değil misin?
Not convenient?
- Sen müsait misin?
Are you available?