Mıydı Çeviri İngilizce
74,360 parallel translation
Pazartesi de erzak almamış mıydın?
Didn't you get, um, groceries on Monday?
- Matthew da var mıydı?
Was, uh, - - Was Matthew there?
Kardeşimin yüzüne tüküren de bu ayak takımıydı.
This same mob spat at my sister not long ago.
Uzun Veda mıydı ismi?
The Long Goodbye, was that it?
- O da çıplak mıydı?
- Was he naked?
Ölürken yanında mıydın?
Were you with him when he died?
- Orada mıydın?
- Were you there?
- Tanır mıydın babamı?
- Did you know my father?
O zamana kadar Sofia Kovalenko ile önceden tanışmış mıydınız?
Up until that time, had you ever met with Sofia Kovalenko?
Orada senelerce bulunmamış mıydım.
I mean, I was in there for years.
Barda mıydın?
- You were at a bar?
- En azından bir planınız var mıydı?
- Did you guys at least have a plan?
Yani sen Pennsylvania'ya gitmeyi başardın ve baban orada mıydı?
So you... Um... you managed to get yourself to Pennsylvania and Dad was there?
Bu yüzden özel bir fırsat mıydı?
So it was a special occasion?
Böyle hissettiği konusunda herhangi bir fikrin var mıydı?
Did you have any idea she felt that way?
Noah'nın mıydı?
She turned out not to be Noah's?
Benden dolayı mıydı?
Was it because of me?
- Her zaman bu kadar şakacı mıydı?
Has he always been such a joker? Oh, God, no.
Bu acil durum dalgıçkuşu çağrısı mıydı?
Is that the emergency loon call?
Bu mağaza çapından bir satış mıydı?
So, uh... was it a store-wide sale?
Tüm gece burada mıydın?
You been here all night?
Kocan soruşturulurken, 5 milyon doları aldıktan önce mi yoksa sonra mıydı?
Was it before or after you were given five million dollars by the target of his investigation?
Kardeşin de bir baş belası mıydı?
Was your brother a dickhead, too?
Şöyle diyeyim o zaman yaşadıklarımız benim için çok anlamıydı.
Well, let's just say, um... I'm glad'bout what happened between us.
Kilisenin etrafında eskiden bir çit var mıydı acaba?
You think the... this church ever had a-a fence around it?
Yuh be, şu gizli sığınak asansörlü olsa olmaz mıydı?
Shit, man. This secret hiding place couldn't have no elevators?
Gövdesi var mıydı?
He had body in box?
Bu planın bir parçası mıydı?
Was this part of your plan, too?
O gece ofisimde biri var mıydı bilmem lazım.
I need to know if anybody was in my office that night.
Haklıydı, alçaktım.
He was right, I was low.
İlk savaşın mıydı?
Your first battle?
Hayatım boyunca Tyrell Hanesi'ne bağlıydık.
All my life, we've been pledged to House Tyrell.
Yabanilerin tutsağıydım.
I was the savage of the wild ones.
Tamam ama benim dediğim bağlantılıydı.
Right, but it's linked is what I'm saying.
Bir muhbiri nasıl kullanacağını mı biliyorsun yoksa çok mu şanslıydın bunu çözmek için zamanım yok.
I don't have the time to figure out if you actually know how to run an asset or if this was a lucky accident.
Will, sana yalan söylemek hayatımın en büyük hatasıydı.
Will, lying to you was the biggest mistake of my life.
Daha dikkatli olmalıydım.
I should have paid more attention.
... Martin'in okulunda bir toplantı yapıldı çok önemli bir toplantıydı ve o da gelmedi, bu yüzden ben sadece... Bütün gün kapalıydı ve bugün... ... Ben...
It's been turned off all day, and there was a meeting today at Martin's school, and it was an important meeting, and he didn't show up, so I'm just...
Sadece onun... iyi olduğundan emin olmalıydım.
I just had to make sure he was okay.
Burada olmamalıydım.
I shouldn't be here.
Arkadaşım bana "Make-A-Match" i önerdiğinde biraz ön yargılıydım.
When my best friend introduced me to Make A Match, I was a little skeptical.
Hepimiz için çok heyecanlıydım.
I'm really excited for everybody else.
Ama haklıydım.
But I was right.
Haklıydım o zaman. Benimle evlenmek istemiyor.
I was right then, that he does not want to.
İllium Moon, ben Florida. Chester'ın arkadaşıydım.
Illium moon, it's florida, chester's friend.
Hayatım önceden daha farklıydı.
My life was different before.
Bahçıvanlığı eğlenceli hâle getirecek bir şey yapmalıydım.
I had to do something to make gardening fun.
Gerçi bir şey hakkında haklıydım.
I was right about one thing, though.
Bu Ulusal Güvenlik işe alım merkezine yapılan terörist bir saldırıydı.
This was a terrorist attack at a Homeland Security recruitment center.
Seni o zaman kapmalıydım.
I used to be able to pin you down.
Bu konuklarımızla beraber yukarıda olmalıydı.
This should be up with our hosts.