Narin Çeviri İngilizce
1,312 parallel translation
adam kadını görmek için girişe geldi, uzun ve narin bacaklarından onun kazağına doğru tırmanmandı ikisi de coşmaya başlamıştı, yuvarlak kavun gibi memeler. "
"He turned, just in time to see her enter the room, with her long, slender legs that climbed high up her skirt, leading to two tumultuous, round, melon breasts."
Harikulâde mürettebatım adına seçildim Mars misyonunu temsil etmek için ve aklıma gelen bir hayali... Mekiğin penceresinden bakan mavi-beyaz yerkürede güzel oldukça narin, oldukça küçük.
I've been chosen on behalf of my wonderful crew... to represent the mission to Mars... and an image that comes to my mind... is looking through the porthole... at the blue-white globe... beautiful... so fragile, so small.
Mağrur hayvan, narin kız çocuğu, annesi ve fısıldayan adam lakaplı erkek.
The once-proud beast, the broken girl, her mother, and, finally, the man they called The Whisperer.
- Ellerin çok narin.
You have delicate hands.
O halde çok narin bir dostluğumuz varmış ve peşinde koşmaya değmezmiş derim.
It'll mean our friendship was fragile, and needn't be pursued.
Narin ve yeri doldurulmaz evlatlarımızı... savaşa gönderme zamanı sona erdi.
The age of sending our fragile irreplaceable sons to war is over.
Orada minicik bir kadın vardı. Her şeyi fısıldayarak söyleyen, ufacık, mini minnacık, ince narin bir kadın.
There was a wee woman there, tiny, tiny wee frail woman who whispered everything.
Bu duvarın ne kadar narin olduğunu çoğu insan bilmez.
A lot of people don't realise how delicate these ceilings are.
Çok narin görünüyor.
She sure looks fragile.
Bakan narin cinse olan düşkünlüğüyle ünlüdür.
The minister is reknowned for his adoration of the fairer sex.
Bu yakut Peppino'nun bağışlanması için. Bu size narin bacaklı büyüleyici kızın minnettarlığını kazandıracak.
It will earn you the gratitude... of the charming child with the delicate feet
Narin dalları gözyaşları misali yüzüme dokunuyordu.
Its delicate branches touching my face like tears.
Narin yapılı, kahverengi saçlı.
Petite, brown hair.
Hoş ve narin.
Um, in the outfit. Pretty and vulnerable.
Bu oldukca ince ve narin bu benimki olmalı.
Well, this one's so perky and petite, it's got to be mine.
Narin Raymond benden mümkün olduğunca uzak durabilir.
gentle Raymond can stay as far away from me as possible.
Kadın zarif ve narin gibi davranmalı... bu erkeğin kendini daha üstün hissetmesini sağlar.
Women have to pretend to be weak and fragile... so that men can feel superior.
Bir yerde siz olursunuz. Diğer yerde bu narin vücut.
Single you thither then this dainty doe and strike her home by force, if not by words.
Çok narin hissediyorum.
I feel so delicate.
Bir hali vardır. Başımızı yastığa koyunca öylesine narin.
There's a side to him... when our heads are on the pillow...
Narin yürekleri, yerde gördükleri küçücük bir fareciğe bile, korku ile yaklaşan hanımlar, bu kısımda sarsılıp titreyebilir. Aslanın vahşi doğasında vardır kükremek.
You, ladies, you, whose gentle hearts do fear the smallest monstrous mouse that creeps on floor may now, perchance, both quake and tremble here when Lion rough in wildest rage doth roar.
Narin ördeğim canım benim.
O dainty duck! O dear!
Yumuşak, narin elleri vardı.
But he had soft, gentle hands.
- Kısa ve narin mi?
- Not so big and tall.
Ellerim, zengin bir kıza yakışacak kadar narin.
I've got delicate rich girl's hands.
Çok narin gözlerim var benim.
I have very weak eyes.
Kimse onun narin olduğunu düşünmemişti.
No one thought she was delicate.
Hiçbir şey yemezseniz elbette narin olursunuz, Bayan Gibson.
Of course you'll be in delicate health if you eat nothing, Mrs Gibson.
Ben ne yapacağınızı söyleyeyim hasta olacaksınız öleceksiniz ve bunu hak edeceksiniz amına koyayım, çünkü zayıfsınız ve çok narin bir bağışıklık sisteminiz var.
I'll tell you what you're going to do, you're going to sick, you're going to die and you're going to deserve it cause you're fucking weak and you got a fucking weak immune system.
Ben narin veya şirin değilim, ve yol boyunca bir çok kişiyle siktir çekicem.
I'm not subtle or pretty, and I'll piss off a lot of people along the way.
Kadın çok narin bir halde.
This woman is very fragile.
Narin bir mesele.
it's a delicate matter.
Ne de narin bir çiçekle evlenmişim meğer.
That's very ladylike. What a delicate little flower I married, hm?
Sadece narin kemikli Rhamphorhynchus değil incinen saatte 160 km ile esen rüzgarda karanlık sularda yolunu şaşıran yaşlı bir Liopleurodon da, kendini adanın kumsalında karaya oturmuş şekilde bulmuş.
It was not just these delicate-boned Rhamphorhynchus that were broken in the 100-mph winds... .. the old Liopleurodon, disorientated in the murky waters, has ended up stranded on an island beach.
Gölde bir tonluk timsahlar yaşıyor, ve bu narin kanatlıyı kolaylıkla ölüme sürükleyebilirler.
0ne-tonne crocodiles live in the lake, and could easily drag the delicate glider to his death.
O ekstra-uzun parmaklar geliştirmiş bir uçan sürüngen narin kanat zarlarını desteklemek için.
She is a flying reptile who has evolved extra-long fingers to support her delicate wing membranes.
Çok narin biridir.
This boy is fragile
- Narin bir bölgeyi çektin galiba.
- You picked a soft spot.
Burada senin kokunu taşıyan bir şeylere ihtiyacım vardı. Senin gibi tarifsiz şekilde narin ve masum.
I needed something here that smells of you unspeakably delicate and innocent.
O çok narin bir çiçektir.
She's a very delicate flower, you know.
Maymunlar yaşlı yaprakları yiyebilir. Ama daha çok narin ve taze yaprakları tercih ederler.
Though the monkeys can deal with old leaves they much prefer tender young ones
Hayvan narin.
The animal is delicate.
- Çok narin bir dokunuş yaptı, Dee Dee.
- He's got a delicate touch, Dee Dee.
- Bir ceylan kadar narin, Dee Dee.
- Delicate like a moose, Dee Dee.
# Yaseminler üzerindeki taze çiy kadar narin #
# The fresh dew on jasmine.
Uzun kalın ipleri, tutuverdi narin elleriyle.
You must have another man who cares for you? Please tell me.
"Binlerce narin tomurcuk " Açmadan koparıldı dalından "
Thousands of tender buds have been torn from their branches
Müzik... narin, değişken... ve hayatın vahşiliği.
Music...
Çünkü narin bir aşka sahip olduğunda bilirsin ya, gözetirsin öyleyse, olanların farkında olsan iyi edersin
'Cause when you got a tender love, you know, take care of then you'd better be aware of the happening
ONUN NARİN ÇEKİCİLİĞİNİN ONUN İÇİN TAHRİKİ
A provocation FOR ME SENSITIVE TO HIS CHARMS
Narin kolonları gökyüzüne yükselirdi.
That is... she's keeping her chastity for her husband. Chastity? A courtesan's daughter...