Nudist Çeviri İngilizce
153 parallel translation
Ama çıplaklar kampı fonumuza koyabilirim.
I can put it in our nudist camp fund.
Bir çıplak larvası bile yeterdi, Cruchot.
A nudist larva, Cruchot.
Berlicot, çıplak nedir?
What is a nudist?
- Üstünde hiç bir şey olmayan.
- A nudist is naked.
Öte yandan Eğer bir çıplak jandarmayı görürse, hemen giyiniyor ve onun çıplak olduğu hiçbir şekilde kanıtlanamıyor.
And when a nudist sees a gendarme they put their clothes on and are no longer nudists.
- Ne? - Burası, çıplaklar kampı.
- This is a nudist colony.
Çıplaklar kampı mı? Evet.
- A nudist colony?
Çıplaklar kampında mı?
In a nudist camp?
Hayır, ben bir hippiyim ama insanların bizim hakkımızda kötü düşünceleri var.
No, I'm a nudist. It's prudishness that gives people bad ideas.
Ne olacak ki çıplak kalsan?
But I'm a nudist.
Siz kızlar nudist misiniz yoksa kıyafetsiz mi kaldınız?
You girls a bunch of nudists? Or you just, uh, short of clothes?
Hayır, nudist olamayız.
Oh no, not like with those nudists.
Çıplaklar kampındaki rahibeleri duydun mu? Kapa çeneni.
- Have you heard the one about the 3 nuns in the nudist colony?
- Hatırlıyor musunuz, Başçavuşum?
The nudist hunt.
Çıplaklar plajındaymışlar. Hem de, kızlarla.
On a nudist beach with women.
Çıplaklar kolonisini kurmak için güzel bir yere benziyor.
Seems like a pretty nice place to start a nudist colony.
O sadece nüdist kolonisiyle birlikte çöpleri toplamamıza yardım ediyor.
He just helps pick up trash at the nudist colony.
O nüdist kapıcının soylu bir prenses için... uygun partner olduğunu sanmıyorum.
I hardly think that a nudist janitor... is a proper escort for a royal princess.
Ben de bölgedeki başlıca çıplak kolonileri araştırdım ve sanırım birşey buldum.
So I did some research into the major nudist colonies in the area and I think I've come up with something.
Tamamı, Malibu'daki çıplaklar kilisesi hariç.
All, except the malibu nudist chapel.
Annem, çıplaklar kampında evlenmeyecek.
My mother is not getting married in a nudist colony.
Çıplaklar kolonisinde, üzerinde hiçbir şeyin... güzel durmadığı kızı duymuş muydun?
Heard about the girl in the nudist colony that nothing looked good on?
Önümüzdeki hafta çıplaklar kampına gideceğim.
So I'm going to a nudist colony next week.
Çıplaklar kampı mı?
Nudist colony? Really?
Çıplaklar kampına bayılırım.
I love nudist colonies.
Hiç çıplaklar kampına gitmedim.
I've never been to a nudist colony.
Belki nüdisttir.
Maybe she's a nudist.
Çıplaklar kampını bilirsin.
You know those nudist-colony people.
Bir şey soracağım ; Çıplaklar kampında yemeği, çıplak hâlde mi yiyorlar?
Let me ask you, in these nudist colonies do they eat naked in the dining room?
Neye, pembe osuruklu küçük bir anadan üryan ademoğluna mı?
What, a little nudist homonculus with a pink quiff?
Ve bir çıplaklar kampını ziyaret edeceğiz... Hayvanlar için olan.
And we'll visit a nudist camp... for animals.
- İyi bir fiziği olan, yakışıklı ve kendinden son derece memnun görünen bir adamdır.
An ageing dandy, smug, built like a nudist.
Prensi bırakmadan önceki Leydi Di gibiydi hatta.
Like Lady Di before she dumped the prince and went nudist and everything.
Kendisine Rahip Flasback diyen çıplak bir adam tarafından jakuzide evlendirildin...
You were married in a hot tub by a nudist who called himself Reverend Flashback.
Çıplak bir papaz nasıl çok zengin olabilir?
How can a nudist reverend be so rich?
- Hayır, açmadın. - Erica nerede? - Bilmiyorum.
Gee, Jeff, I thought you were gonna go take a piss, not join some alcoholic nudist colony.
Çıplaklar kampında geçirdiğim siyah beyaz bir dönemdi.
It was a very nice black and white publication. An organ of the nudist association, I believe.
Saddam Hüseyin isminin aslında bir anagram olduğunu biliyor muydunuz? "Gey nüdist adam" ın harflerinden oluşuyor.
Did you know that Saddam Hussein is an anagram of "He's a sad nudist"?
Belki de elbiseye ihtiyacı olmadığı bir yere gitmiştir : Nudist kolonisine filan.
Maybe she went where she didn't need clothes : a nudist colony.
- Yapmayın. Hikaye dinlemek istemiyorum.
- Weather that nudist camp.
Esasında biz nüdist arkadaşlarımızla nüdist parti veriyorduk.
Well, we're having a nudist party with our fellow nudists.
Vajinam aslında çıplaklıktan yana.
Actually my vagina's a nudist.
Eğer, sadece çıplak bir düğünün varsa.
Only if you have a nudist wedding.
Ama bu çıplaklar plajına benzer.
But actually it is about as the nudist beach.
- Nudist!
- Nudist!
Tüm dünya zaten "Çıplaklar Kampı Komutanı" nı gördü.
The whole world already saw it in Nudist Camp Commandant.
Kendisini hür hissediyordu, bir çıplaklar grubuna katıldı!
He felt free and alive and joined a nudist group!
- Hergün fransiz çıplak adamla, sıcak sex hayallerini düşünüyor.
She's daydreaming about having hot, shallow sex with a French nudist!
Şu günlerde her yerde çıplaklar kampı var.
Nudist colonies are everywhere these days.
Çıplak partiler bile düzenlenmişti.
I even threw nudist parties.
Nüdist ve tiz sesli bir şarkıcı. İstersem modayı bile uydurabilirim.
Nudist and...