Nut Çeviri İngilizce
3,635 parallel translation
Şehirdeki her çatlak Hillary'i dövdüm diye nam salmak istiyor.
Every nut job in the city wants credit for offing Hillary.
Bana kızgındı.
She was doing her nut at me.
Bu tür şeyleri çok sever.
She's kind of a nut about this stuff.
- Futbol kaptanı olan sensin.
- Well, you're the football nut.
Neler oluyor, kafayı mı yedin?
What's going on, you nut?
Mona tımarhanedeki yatağında kıvrılmış yatıyor.
Mona is drooling in her bed at a nut hospital.
- Baban da mı tımarhanedeydi?
Your dad was in the nut house?
Çetin ceviz biriydi.
He was a tough nut to crack.
Şimdi sadece nasıl Skip in Fındıklarını kıracağıma odaklanıyorum.
Now I'm just focusing on how to bust Skip's nut sack.
Bu bekçiyi öldüren kişi mayınları döşeyenle aynı kaçık olmalı.
Whoever killed the security guard has got to be the same nut job planting land mines.
- Walt, bu saksı bize bilerek ateş etti çünkü ayıyı öldüreceğimizi sandı.
Walt, this nut shot at us on purpose because he thought we were out to kill that bear.
Salak sağır, salak sağır! Helen salak bir sağır!
Pigeon, Dove nut, Helene is'a numb nut.
Gerekirse sol topumu da alın.
Take my left nut if it'll help.
Başı küçük bir fındık gibi asılı duruyordu.
Her head hung down like a little... nut.
İki kadın ikisinin de saçları bu manyak tarafından kesilmiş, şimdi ikisi de ölü ve 70'li yılların modasına göre giydirilmişler.
Two women- - both have their hair cut by this nut-job, now they're dead, dressed up like some'70s fantasy.
İçerde delirecek.
She's doing my nut in.
İşler biraz zora binince, karı gibi kaçmak istiyorsun.
Comes to a little nut-cutting, suddenly you want to bitch out.
Arkadaşımın dediğine göre izleyen ekip senin de onu aradığını biliyor eğer sana Sammy'nin yerini söylersem, Raylan-laşıp bir restorandan taşaklarından sürükleyerek çıkartırsın.
- And according to my friend, the surveillance team knows you're looking for him. So I tell you where Sammy is, and then you go all Raylan on him and drag him out of some restaurant by his nut sack, is what that means.
Ne taşağından ne de başka bir tarafından sürüklemeyeceğim.
I'm not gonna grab his nut sack or any other part of him.
Büyük plan yapan bir çift gerizekalı yani.
So, it's a couple of nut jobs with a master plan.
Bunlar Dale'in fındık çiftliğindeki tüm aluminyum aletler hiçbiri yaradakiyle eşleşmiyor.
These are all the aluminum tools from Dale's nut farm, and none of them match the wound track.
Yalnızca komplo manyağı biri onların...
Only a conspiracy nut would think that these guys...
Ceviz silahı.
Gun nut.
Paul, hikâyen muhteşem.
And if that girl thinks she's not having sex, she's off her fucking nut.
Eğer ona bir şey olursa toplarını o sandalyeye zımbalarım.
If anything happens to him, I will staple your nut sack to that chair.
Ortağı delinin tekiydi.
His partner's a nut job.
Çünkü lanet ağzımdan öyle çıktı!
Because I nut-sucking well said so!
Ayrıca o kızın fıstığa alerjisi var diye annene, fıstık ezmeli ve jöleli sandviç yaptırmadığını söyledi.
He also said that you had your mom stop making peanut butter and jelly sandwiches because of that girl's nut allergy.
Sen de en azından şu buzlu duvara tırmanıverirsin artık. Bir zahmet şu deliyle birlikte gel.
Least you can do is climb out on an icy ledge and bring that nut job inside.
Çeneni kapa da adamı tut seni aptal!
Shut up and grab his belt, you nut job!
İşine gelmedi mi fındığına yapışmış sincap gibi kilitler çenesini.
When he doesn't get his way, he holds on to it in his cheek like a squirrel with a nut.
Sanırım bu ölmek için kötü bir yöntem değil.
End gess is nut so bad way to die... BARRY :
Bobby deli mıknatısı gibiydi.
a nut job magnet, right?
Bugün iş yeri tımarhane gibiydi...
Today, the office was like a nut house.
Bu ağaçta kalmış, içinden çıkarması kolay aslında...
That's a nut that didn't get shaken and then got hold.
Anneniz küplere biner.
Mum will do her nut.
Zaten binmiş durumda.
But Mum is a nut.
- "Manyak Surat" daha gitmedi mi?
Has "Nut Features" gone yet?
- "Manyak Surat" yemeğe kalıyor.
"Nut Features" staying for dinner.
O kız, sert ceviz.
She's a tough nut, that girl.
O konuda biraz çetin cevizimdir.
I'm kind of a hard nut to crack in that department.
Belki de doktor yıllar önce Harper Dearing'e deli teşhisi koysaydı bunların hiçbiri olmazdı.
Maybe, if the doctor had diagnosed Harper Dearing as a clinical nut job years ago, then none of this would have happened.
Kodu bana bıraktı çünkü benim çabuk çözülmeyecek biri olduğumu biliyordu.
He left the code with me'cause he knew I was a tough nut to crack.
Peki ya sen benim testis torbamı incelemeye ne dersin?
How'bout, uh, you study under my nut sack?
Hurma yağıyla iyi gidecek bunlar.
These'll go great with betel nut butter.
Hoyt kendi yerine öldürmesi için diğer çatlakları kullanırdı.
Hoyt liked to have other nut jobs kill for him.
Gazeteciler Garcetti'ye büyük destek verdiler.
Garcetti had the press corps eating right off his nut sack.
Mona "A" ydı,... ve şimdi tımarhanedeki yatağında kıvrılmış yatıyor.
Mona is "A," and she's drooling in her bed at a nut hospital.
Haydi, aptal herif.
Come on, you nut job.
Kafayı yemiş gibi.
As in he's off his bloody nut.
- Bir ömür sürer lan o.
You jack off to your own drawings of tits and pussies? That's a lot of work to get a nut off.