English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ O ] / Observe

Observe Çeviri İngilizce

2,550 parallel translation
Yeni Dalek modelini izle Doktor!
Observe, Doctor, a new Dalek paradigm!
Ben yapacağım, sen de izlemek istersen kalabilirsin.
I'll be doing it. You're welcome to observe.
Konuklarımız Ziyaretçi yaşam tarzını gözlemleyecek eğlence aktiviteleri ve sağlık hizmeti gibi teknolojimizin en iyisine tam erişim yetkileri olacak.
Our guests will observe the Visitor way of life have full access to the best of our technology recreational activities, and healing care.
Sadece izlemek için burada.
He's just here to observe.
Türk toplumunun modernleşmesini yakından izlemek istiyordu.
He wanted to observe closely... the modernization of the Turkish society.
Buraya, doğayı keşfe geldim.
I came out here to observe nature.
Sadece gözlemle.
Observe only.
Ben de gözlemlemek istiyorum.
I'd like him to observe.
- Hayır. Boş vaktim var ve ben de bunlardan birine şahit olmak istedim.
no. i had some time, And i wanted to observe one of... one of these.
Burada, kanıtları inceleme ve toplama konusunda yetkili tarafın Amerika Merkezî Araştırma Komitesi ( A.M.A.K. ) olduğunu unutmazsanız sevinirim.
I'm happy for you to observe and gather evidence as long as you remember that CDCA is big dog here.
Uzun saatler boyunca sizi izlemenin hazzını benden iyi kim bilebilir?
Having had the joy to observe you for so many hours, who knows you better than I?
Uzlaşma ve güvenme düzeyine ulaşıncaya kadar birbirimizi gözlemleriz.
We can observe each other for a while Until we've reached certain level of understanding and trust
Siz iletişim ve gözlem de daha iyisiniz.
You're more than welcome to come and observe.
Gözlem.
Observe.
Umarım hepiniz bunu gözlemlemişsinizdir.
I hope you all observe that in the manner of your parting.
Dinleyecek ve gözlem yapacaksın.
You will listen and observe.
Şabat gününü kutlamazdın asla.
You never observe the Sabbath.
Hazır, dikkat, sür.
Prepare, observe, move.
Modern Cadılar, hayır ama neden gözlendiklerini bilmedikleri bir anda onları gözleme fırsatını tepelim?
Wiccans. No, but why waste an opportunity to observe them when they don't know they're being observed? - You wanna spy on witches?
Bölgeyi detaylı inceledim efendim. Onlar beni görmeden belirli bir mesafeden orayı izleyebilirim.
I've studied the area and believe I can observe from a distance, without being discovered.
Dördüncü derece protokolü izlemeye devam edin.
Continue to observe all class-four protocol.
Sorgulamayı izlemek ister misin? Evet.
Would you like to observe the interview.
Bu da, dava sevk ve idare protokolüne uyacaksın demek.
Which means you observe case management protocol.
Böylece, onun mükemmel liderlik özelliklerini daha yakından gözlemleme şansım oldu.
Gave me an excellent opportunity to observe his leadership skills close up.
Ne görüyorsun? Peki, şuradaki kesilmiş başı bunlarda onun elleri, şuradaki de saçı oluyor.
What do you observe? Uh... Uh-oh.
Gözlemle, analiz et.
Observe, analyze...
Gözlemle o zaman.
So, observe.
"Gözlemle, analiz et, anla!"
"Observe, analyze, deduce."
"Gözlemle, analiz et, anla!" Vay canına.
Observe, analyze, deduce.
Saygısızlık etmek istemem ama beni buraya çocuğu incelemem için çağırdınız.
With all due respect, you flew me here to observe the boy.
Bizler de sizler gibi birimin yakaladığı düşman birimi ile birlikte dönüşünü gördük.
We'd like to observe the inspection of the captured suit, as well.
Üzgünüm ki incelemenin sonuna dek bulunamayacağım.
I regret that I won't be able to observe the investigation...
Belki de sıradan insanların doğal yaşamlarını gözlemleyip, canlandırmalıyım.
Perhaps I could better portray a common person If I observe them in their natural habitat.
Yine de azımsanmayacak bir kısmı, protokole uyulmasını bekliyor.
Yet there are others who reasonably wish to observe certain protocol.
Çok fazla bir şey bilmiyorum ama buradan gözlemlediğim kadarıyla... Bir bok gözlemlemedin.
I don't know much, but from what I've observed... you didn't observe shit.
Dikkatlice bakin.
Observe as much as possible.
Donmuş Anılar Mağarası güvenli bir yerdir, burada bastırılmış deneyimleri onlardan etkilenmeden gözlemleyebiliriz.
The cave of frozen memories is a safe place where we can observe suppressed experiences without being affected by them.
Olarak okulumuzda üyeleri, İki yol gösterici ilkeler uymak gerekir
As members of our school, you two must observe the guiding principles
Gözlemleyin.
Observe.
Uzaylılar var Dünya üzerinde bizim tespit, ancak var için, burada değil gelmek değil seçildi işgal değil, bizi gözlemlemek Biz hayvanat bahçesi hayvanları gözlemlemek gibi.
Extraterrestrials have detected us on Earth, but have chosen not to come here, not to invade, but rather to observe us as we observe animals in the zoo.
Bir dünyadışı ırk olurdu varsa hiç bizim güneş sistemi, ziyaret Onlar bir prob yerleştirilir olurdu bu belirli noktalarında kaydetmek için, bizi gözlemlemek için sipariş bize, ne var.
If an extraterrestrial race would have ever visited our solar system, they would have placed a probe in those specific points in order to observe us, to record us, what have you.
Sen günü kurtardın, ben de 3 saniye kuralıma uydum alan mutlu satan mutlu.
You get to save the day, I observe my three-second rule, Everybody goes home a winner.
Müdürün emirleri... gözlem.
Director's orders... observe and report.
Ve dünya hakkında çok ilginç bir gerçek de bu kuvvetlerin sahip oldukları spesifik güçlerin bizim gözlediklerimize çok yakın olmak zorunda olduklarıdır eğer onları gözlemleyebilseydik bizim deneyim ettiğimiz güçlere yani karbon bazlı hayat üretme kabiliyetine çok benzer olmaları gerekirdi.
And a very interesting fact about the world is that those forces, in their specific strengths that they have, have to be very close to what we actually observe if we were to be here to observe them, because it turns out that only a world whose forces are very similar to the ones that we experience would be capable of producing carbon-based life.
Eğer bir uzay dairesi Dünya'dan ya da kara deliğin çok uzak bir yerinden görevi yönetiyor olsaydı her bir tam dönüşün 16 dakika sürdüğünü gözlemlerlerdi.
If a space agency would controlling the mission from Earth, or anywhere else far away from the black hole, they'd observe that each full orbit took sixteen minutes.
Bu yolla, beklenmeyen bir kriz anında, askerlerin ruh halini ve verecekleri tepkileri gözlemleyebiliriz.
That way, we can observe the temper and the disposition of the troops in a sudden crisis.
Belki de bundan ders çıkarılacak bir şeyler vardır.
it's a fascinating thing to observe, and maybe there's some things to be learned from it.
Şüpheliler varlığımızdan habersizken onları gözlemleriz.
We could observe suspects without them knowing we were there.
1 No.lu aracimiz orada.
Primarily observe from the rifleman's position.
Mini, kahrolasi müfrezeyi gözle.
Mini, observe for the fucking platoon.
Gözlemleyin.
- Observe.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]