Okubo Çeviri İngilizce
59 parallel translation
Ryosuke, Bay Okubo gidiyor.
Ryosuke, Mr. Okubo is leaving.
Bay Okubo ne zaman gidiyor?
When will Mr. Okubo leave?
"Çok yaşayın Bay Okubo!"
Hurray, Mr. Okubo!
Ama Bay Okubo'nun dediği gibi senin iyi bir eğitim alman lazım.
But as Mr. Okubo said you need good education.
Bay Okubo nasıl?
How's Mr. Okubo?
Ama Tokyo'ya geldiği zaman Bay Okubo da hırslıydı.
But Mr. Okubo was ambitious, too... when he came to Tokyo.
Bayan Okubo.
Mrs. Okubo
Bayan Okubo
Mrs. Okubo
Bayan Okubo parayı size teslim ettiğini söylüyor.
Mrs. Okubo says she handed them to you
Bayan Okubo geldi.
Mrs. Okubo's here
Doğu Okubo'daki ebesi bunu söyledi.
The midwife in East Okubo told me.
Tamio Shirai Okubo Studio
Tamio Shirai Okubo Studio
Devlet haznedarı Lord Okubo'yu neden rahatsız ediyorsunuz?
Why disturb Lord Okubo, the government treasurer?
Lord Okubo için çalışıyorum.
I work for Lord Okubo.
Haznedar Okubo.
Treasurer Okubo.
Ama Lord Okubo'dan yardım istememeliydim.
But I shouldn't have asked Lord Okubo for help.
Sadece haznedar Okubo'nun alayını durdurmadın, iftiracı bir şekilde davrandın!
You not only stopped Treasurer Okubo's procession, but you behaved slanderously!
Lord Okubo söz verdi mi?
Do I have Lord Okubo's word?
Lord Okubo bile seni ödüllendirecektir.
Lord Okubo will even reward you.
Lord Okubo, haznedar!
Lord Okubo, the treasurer!
Lord Okubo.
Lord Okubo.
Haznedar Lord Okubo'nun kellesini istiyorum.
I want the head of Lord Okubo, the treasurer.
Ben Lord Okubo'yum.
I'm Lord Okubo.
İyi bir evlat olmak istiyorsa, Okubo'dan para alıp
If he wants to be a good son, he should've gotten some money from Okubo, and -
Lord Okubo ağır ceza aldı.
Lord Okubo has been severely punished.
Okubo Efendi, İmparator'a... sadakatsiz olanları kovmalıyız.
Squire Okubo, we must remove... those who are disloyal to the Emperor. Indeed.
Bana güveniyorlardı.
Ito was a fox, So was Okubo of Satsuma, in the southwest.
lto bir tilkiydi, Satsumalı Okubo da öyle, güneybatıda.
They knew a wolf when they saw one.
Okubo, sen de aynı şeyi beklerdin, değil mi?
Okubo, you would expect the same, wouldn't you?
Okubo, buraya gel.
Okubo, come here.
Okubo askerlerin başında artık sen varsın.
Okubo... you are now in charge of the men.
- Ne diyorsunuz komutanım? - Okubo.
What are you talking about, sir?
Üzgünüm, Okubo.
I'm sorry, Okubo.
Sonraki durak Ookubo.Ookubo.
The next stop will be Ōkubo.
Sonraki durak Ookubo.
The next stop will be Ōkubo.
Shin-Okubo'da yarım günlük bir iş buldum.
I found a part-time job in Shin-Okubo.
Okubo istasyonuna gel, seni orada bekleyeceğim, acele et!
To the Okubo station, I'll wait for you. Hurry!
Hemen Okubo istasyonuna gidin.
Go to Okubo station now
Okubo istasyonundayım.
Okubo station
Okubolu bir fahişeydi.
She`s a prostitute in Okubo.
Okubolu fahişe, kokarca gibi kokar.
The prostitute from Okubo stank like a skunk.
Bu Okubo.
That's Okubo.
Ben Hiroshi Okubo.
I'm Hiroshi Okubo.
Ben Okubo.
I'm Okubo.
Okubo, sür.
Okubo, drive.
Okubo.
Okubo.
# # Taira bir adak adamış.. # #
Taira's Okubo Temple dedicated to Kannon.
- Merhaba, ben Okubo.
- Hello, I'm Okubo.
Başbakan, Toshimichi Okubo.
Toshimichi Okubo, the Home Minister.
Uzun zaman oldu Okubo.
It's been a long time, Mr. Okubo.
Okubo,
Mr. Okubo,