Okusana Çeviri İngilizce
387 parallel translation
Okusana.
Read it.
Okusana lütfen
Read it please.
Bir okusana şunları?
Let me hear you read them once, will you?
- Okusana, Flo.
- Read it to me, Flo.
- Okusana.
- Read it!
Ann, şunu okusana.
Ann, you read this.
Okusana!
Read that!
- Okusana ne yazıyor.
- Read what it says.
Manşeti okusana "Nazi U-Gemisi —"
Tell him the headline reads "Nazi U-boat —"
Nick, kitabı bırakıp at yarışı broşürünü okusana.
Nick, why don't you just put down the book and read the racing form.
Kendin okusana.
Read them for yourself.
Ne yazıyor okusana.
Read it, what it says.
- Okusana!
- Read it!
- Okusana Doktor.
- Read this, Doc.
Hadi, mektubu okusana.
Come on, read the letter.
Bana okusana.
Read it to me.
- Okusana.
Read it to me.
Okusana yazılanları, Alfred.
Read me the words, Alfred.
- Bana biraz okusana.
- Read to me.
- Okusana.
- Well, read it.
Son kısmı, bir daha okusana.
Read it again, the last part.
Bana yüksek sesle kitap okusana.
You were going to read to me.
Makinenin seri numarasını okusana.
Give me the number on that contraption.
- Anlamıyorum. Nedir bu kağıtlar? - Okusana.
What are these papers?
Kitabından bir pasaj okusana.
You can read from your book.
Okusana!
Read!
Okusana.
Let me hear it.
Bize hikaye okusana.
Read us a story.
Paris'in harikalarıyla ilgili olan o pasajı tekrar okusana.
Reread the passage about the wonders of Paris.
Şu kısmı bir daha okusana sen...
Read that page again.
Sonya, bir şiir daha okusana.
Sonya, read another poem.
Bugünkü gazetede çıkan yazıyı okusana.
Read the City Hall article this morning in the newspapers.
Doğru dürüst okusana, coğrafya kitabı okur gibi yapıyorsun ya!
Read it decipherable, you talk like a geography book.
Paketin üstündekini okusana.
Can't you read the package?
- Bize de okusana.
- Why don't you read it to us?
Okusana.
Read it to me.
Kamyonda ne yazıyor, okusana!
Look what it says on the truck.
Okusana.
Go on.
Benim için okusana.
Read it for me.
Büyükbaba bize bir çocuk şiiri okusana.
Grandpa, tell us a nursery rhyme.
Şey, okusana.
Well, read it.
- Ağzımı okusana.
- Watch my lips.
Okusana.
You read it.
- Lanet raporu okusana.
- Read the report.
Şunu okusana.
Read this.
New York Times dosyalarına gidip, bana sayfa 1, Ağustos'un 2. basımı 6. kolonu okusana belki sana bir akşam şarap ve yemek ısmarlarım.
You sashay over to your New York Times file... Read me what's on page one, column six of the August 2nd issue... Maybe I'll wine and dine you some night soon.
- Okusana.
- Read it.
- Okusana!
Read it.
- Benim için Frank'in içini okusana.
Size Frank up for me.
Okusana.
Read it!
- Şurayı okusana.
- Look!