Olurdum Çeviri İngilizce
5,791 parallel translation
Bayan Strong, sizin gibi cesur ve becerikli bir bayan rıhtıma gidip ödünç alabileceğim tekne var mı diye bakarsa çok minnettar olurdum.
Ahem, Mrs. Strong, I would be eternally grateful if a brave and capable woman such as yourself could go down to the wharf and see if there might be any unattended boats that I could borrow.
Syd, böylesine dahiyane bir şaka yapacak olsam, bununla övünecek ilk kişi olurdum biliyorsun.
Syd, look, you know if I came up with a prank this brilliant, I would be the first person to take credit for it.
Tabi Christy onun en yakın arkadaşına çaktığımı duymasaydı hala yapıyor olurdum.
If Christy hadn't caught me banging her best friend, I'd still be doing it.
Daha iyi olsaydım profesyonel olurdum.
If I were any better, I should go pro.
Ne yapmam gerektiğini duymak isteseydim evde kocamla olurdum.
If I wanted to be told what to do, I'd be at home with my husband.
Şimdi, bu davanın çözümünde bir çeşit araç olduğunuzu inkâr edersem terbiyesizlik etmiş olurdum.
Now, it would be churlish of me to deny you've been of some facility in the solving of this case...
Yani bir kaç gün sürerdi ama yine de mutlu olurdum.
I mean, it may take a few days, but I'll do it.
Baban olmasaydı hala bir tarım işçisi olurdum.
Look, if it wasn't for him, I'd still be a farm hand.
Göl gezisi olurdum.
I'd be lake trip.
- Memnun olurdum.
- bump in the night. - Happy to oblige.
Çünkü bu gece senin için çalışanlardan biri olsaydım bir hırsızın çantasında sakladığı bir şey var mı diye bakacak kadar zeki olurdum.
Because if I was working for you tonight, I would have been smart enough to check a thief's bag for a hidden compartment.
Çılgın yılanlar bizi öldürmeye çalışmasaydı daha iyi olurdum.
I'd be better if crazy lizard beasts weren't trying to kill us.
O sadece oturuyor olurdum, açık gözleri ile gibi tamamen açık çığlık, ve...
She'd just be sitting up with her eyes open, like fully open, screaming, and...
Ben şu anda manşet olurdum.
I'd be in cuffs right now.
Psikopat kardeşim olmasaydı muhtemelen şimdiye kadar onun sürüsüne girmiş olurdum.
I'd probably be in his pack by now if it wasn't for my psychotic brother.
Zamanı geri alabilsek, onunla evlenmene yine engel olurdum.
If time goes back... I would still not let you marry her.
- Şu anda Florida'da olurdum.
I'd be in Florida about now.
Çok mutlu olurdum.
It had made me very happy.
Eğer Donna olmasaydı kim bilir nerede olurdum?
If it hadn't been for Donna, who knows where we'd be?
Yoksa çoktan gitmiş olurdum.
Otherwise, I would be gone.
- Kızgın olmasam bile kızgın olurdum!
I would be cross if I wasn't cross! Why?
Almasaydım, bir yıl önce kepengi indirmiş olurdum.
If I hadn't, we'd have shut down a year ago.
Bak, eğer hala kullanıyor olsaydım, şimdi onunla yatmıştım ve şimdi yoluma bakıyor olurdum.
See, if I was still using, I would have slept with him and I would have gotten my way.
Destekçim hislerimden kaçmak için işi alaya aldığımı söylüyor. Kelly'yi gerçekten seviyor olsaydım onun adına mutlu olurdum.
My sponsor says that I use sarcasm to avoid my real feelings, that if I truly loved Kelly, I would be happy for her,
Uyandığımda birinin beni tıraş etmiş... -... olduğunu görsem mutlu olurdum.
You know, if I woke up in the morning and somebody had given me a clean shave,
Ben de Moneypenny olurdum kesin.
But I'll be... I'll be Moneypenny for sure.
Eğer o olsaydı, ben ölmüş olurdum.
If he was, then I would be dead.
O benim hem öğretmenim hem de rehberimdi, yoksa vahşi bir hayvan gibi olurdum.
He is my teacher and guide otherwise I behave like awild bull.
Zamanında, Kısa zaman önce, varlığımı kabul etseydin Soylularda ederdi ve güvende olurdum.
In time, a very short time, if you'd accepted my presence, the nobles would, too, and I'd be safe.
Yaparsan en mecbur ben olurdum.
I would be most obliged if you would.
Yalan söylüyor olurdum.
I'd be telling a lie.
Eğer sen olmasaydın, uzun zaman önce ölmüş olurdum.
If it hadn't been for you, I'd have been dead a long time ago.
Kızının yerinde olsam, onun umutlarını rafa kaldırdığı için nefret içinde olurdum.
I just would hate for your daughter to get her hopes up.
Hep rakipsiz aday olurdum.
I've always run unopposed.
Ama hala sahte bir kekelemeyle yaşıyor olurdum.
But I still would've been living my life with a fake stutter.
Hala bataklığa saplanmış gibi burada sürtüyor olurdum.
I'd still be out moping around this brownstone with a right old bog on.
Tommy'nin dediğine göre bazı kültürlerde erkeklerin doğumda bulunmasına bile izin verilmezmiş. Kadınlar çadırda hallediyormuş. Mantıklısı da bu, çünkü dışarıda geyik falan avlıyor olsam daha faydalı olurdum.
You know, Tommy says that in some cultures men aren't even allowed near the birth, just a bunch of women in tents, which makes sense, because I would be so much more useful if I was out hunting moose Or something...
Tuvalete gitmek için benzinlikte durmasaydım buraya ilk gelen ben olurdum.
I mean, if I hadn't stopped at that gas station to poop, I would have been here first.
Sanırım bilseydi ölmüş olurdum.
If she did, I think I'd be dead.
Howie'ye işim olmasa akşam annende olurdum dedim.
Well, I told Howie if I wasn't busy, I'd spend the night at his mom's.
Eğer, o katillerle göreşeceğini bilseydim sana engel olurdum.
If you knew you'd find with the murderers, I had left you.
Ama o orospu annesi gitseydi memnun olurdum.
But I'll be glad when that slut of a mother of his is gone.
Ben çok sevinçli, coşkulu olurdum.
I'd be overjoyed, exuberant.
En azından iyi kişilere gittiğinden emin olurdum.
Yeah, well, I could make sure they go to good homes.
Hayret verici bir hayat kadını olurdum.
I'd make an amazing prostitute.
- Aksi takdirde, şimdiye ölmüş olurdum.
Otherwise, I'd be dead by now.
Genelde düşük cümleler kuran ben olurdum.
Usually I'm the one talking in sentence fragments.
Genellikle kaybolan ben olurdum.
I'M USUALLY THE CLUELESS ONE.
Evet, muhtemelem orada da olurdum.
YES, I PROBABLY WOULD BE THERE.
aracı tamir edemeseydin seni orada bırakmam gerekirdi, ve bundan memnun olurdum.
If you couldn't fix the bus, I'd have left you there, and I'd have been glad to.
Belki durulmuş olurdum.
Maybe I would've settled down.