Onceleri Çeviri İngilizce
1,403 parallel translation
Önceleri abarttığımı sanmıştım ama şimdi doğru olduğunu biliyorum.
At first I thought I was paranoid, but now I know it's true.
İlk önceleri zordu.
- It is good.
- Önceleri hiç sporla ilgilenmezdi. - Öyle mi?
She's never shown much interest in sports before.
Çok önceleri unuttum.
I MEAN, COULD YOU FORGET ABOUT YOUR FATHER? I ALREADY DID.
Önceleri alışverişi yaptığı için Marge'a acırdım ama şimdi bakıyordum da eğlenceliymiş.
You know, I always felt sorry for Marge, having to do the shopping... but this is kind of fun. Whoop.
Yılan, Adem'le Havva'dan çok önceleri kendi kendini düzüyordu.
Hey, snakes were fucking themselves... long before Adam and Eve showed up, T.
Önceleri değildim.
'I haven't always been.
Daha önceleri General Hammond size rahat konuşma izni vermiş olabilir. Fakat benimle konuşurken tarzınıza dikkat edin.
General Hammond may have allowed you a certain latitude in his presence, but you'd do well to watch your tone with me.
- Bakın, önceleri sizinle aynı fikirdeydim.
- Look, at first I agreed with you.
4 milyon yıl önceleri, insan soyu kökleri, bir maymun tipinde, ağaçlardan inip yürümeye başladılar.
Then around four million years ago came mankind's own origins in a type of ape that came down from the trees and walked upright.
Onlar su çukurlarını, Ansaylifirium ile paylaşıyorlar ; ki bunlar hayvanların eski bir türüdür ve önceleri geniş bir alana yayılıyorlarken, şimdi yalnızca Afrika da bulunmaktaydılar.
They share the water hole with Ancylotherium, an ancient type of animal that was once widespread but is now only left in Africa.
Pirimatlar önceleri geceleri hareketlenen yaratıklardı fakat artık öyle değil.
Primates were once all nocturnal creatures but not any more.
Güney Amerika'ya önceleri hiçbir kedi ayak basmamıştı fakat şimdi kılıç - dişliler çayaırlıkları yönetiyor.
No cat had ever set foot in South America before, but now sabre tooths rule the grasslands.
Biliyorum önceleri biraz inat ettim ama bu sefer sen gerçekten ama gerçekten haklıydın.
I MEAN, I KNOW I WAS RESISTANT, BUT WHEN YOU'RE RIGHT, YOU'RE RIGHT.
Önceleri ediyordum. Ama artık etmiyorum. İçinde ne olursa olsun öyküler kadar iyi olamaz.
I did before, but... doesn't really matter now...'cause, whatever it is... wont be as good as the stories.
Biri için değişmeye başlarsın... ve önceleri de onlar seni değiştirmiştir.
You start to change for somebody... and before long they change you.
Önceleri postalıyordum. Sonra bizzat getirmeye başladım.
Initially, I sent them by mail but then I brought them in myself.
Önceleri yalnız olduğumu biliyordum... ama şimdi, yalnız olmama rağmen, yanımda biri olduğunu hissediyorum.
I felt lonely in a crowd earlier... and although I'm all alone now, I feel someone's presence with me
Daha önceleri bana Laramie'yi sorsaydın, sana çok güzel bir yer olduğunu söylerdim... biliyorsun işte yeteri kadar köşesine çekilmiş.
If you asked me before, I would've told you laramie'sa beautiful town. It's secluded.
Bunun üstesinden gelebilmemiz açısından iyi bir zaman önceleri her bir cinayete on cinayet varmış çiftlik sahiplerini mantıksız ve sempatik olmamakla suçluyorlar.
They made it sound like it waslo murders instead of one. They're accusingthe ranchers of being unreasonableand unsympathetic. Because of how he was...
Önceleri inanmadım, ama sonra... Sonra da kayboldum. İnanamayacağınız şeyler gördüm!
At first, I thought so, but the more I think about it, the more- - and I got lost!
Birçok kez duydum ki, çok ama çok önceleri
I've heard and told that story on many occasions, but that was long before
Çok önceleri.
Long ago.
Sana bir şey söylemem gerekiyor Raj. Bunu çok daha önceleri söylemem gerekiyordu.
I want to tell you something Raj, something I should've told you long ago
Daha önceleri hep onun hakkında konuşuyordun ama artık konuşmuyorsun.
Earlier you were always talking about him but now you don't speak of him
Önceleri ne kadarına inanacaklarını bilmiyorlardı.
At first, they weren't sure how much to believe.
Önceleri müzikten nefret ederdim.
Freddy : I HATED MUSIC AT FIRST.
Annem onu önceleri görmezden geldi.
She ignored him at first.
Önceleri bunun üzerinde fazla durmamıştım, ancak şimdi eminim ki... Bir bıçağı biliyordu!
I didn't think about it at first, but now I'm sure... she was sharpening a knife!
Önceleri emin değildim şimdi düşününce, gitmeye ihtiyacım var.
Before I wasn't sure but now thinking about it, I told myself I needed to go.
İlk önceleri, onun hakkında asla unutamayacağım şeyler olduğunu düşünmüştüm. Fakat sonunda, tek düşünebildiğim- -
At first I thought there were things about her that I would never forget, but in the end, all I could think about was -
Önceleri yanlız olmaktan gurur duyuyordun.
First you took pride in being alone.
Ben de önceleri buraya gelirdim.
I'm used to coming here.
Önceleri dua etmek bana gülünç geliyordu.
Before, praying seemed ridiculous.
"Önceleri onu kontrol edebiliyordum, ama artık edemiyorum."
At first, I was able to control him, but no longer.
" Önceleri sana ve erkek arkadaşına güldüm.
" I have laughed at you and your boyfriend before.
Önceleri onu değiştirmekten korkmuştum.
At first I was afraid of changing her life so much.
Önceleri, sadece utandığını anlamamıştım hepimiz aynı kovaya sıçardık ve kızıl saçlısı da biraz "yumuşakmış" gibi görünüyordu.
I just didn't understand, that she was ashamed of herself We all crapped in the same bucket... And I thought ginger was a right weed
Önceleri çok istediğim bir şeydi.
At first, it was something I really wanted to do.
Önceleri daha da kirliydiler.
They were even dirtier earlier.
"Önceleri gösterilerinde ona, çalıştığı fabrikadaki... bir iş arkadaşı yardım ediyordu."
"At first, he was assisted in his performance by a co-worker from the factory where he worked."
Önceleri öyle görünmüyorlardı, fakat şimdi...
Didn't seem too bad before, but now...
Önceleri çok iyi bir izlenim bıraktığımı sanmıyorum.
I don't think I made a very good impression on you.
Pilsudski Caddesi, önceleri Mickiewicz Cad. Olarak biliniyordu...
Pilsudski Street, formerly known as Mickiewicz St.
Önceleri aşağı sarkıtırdım, ama belimi ağrıttı.
I used to hang it down below but I got backaches.
Önceleri ondan da pek hoşlanmadım.
At first I did not like him too much.
Bunları daha önceleri de duymuştum.
I have heard those things being said before.
- Önceleri olduğum kahraman değildim Alfred.
- I'm not the hero I once was, Alfred.
dinle... önceleri bunun mümkün olduğunu hiç düşünmemiştim.
Listen I never thought this was possible, either.
- Önceleri değillermiş, ama bu iş oldukça çetrefilliymiş.
- Not at first, but it's intricate work.
İlk önceleri kızıyordu, ama ona bir fincan kahve ısmarladım. Meğer sırf kıskandığı için bana kötü davranıyormuş. Artık çok iyi arkadaşız.
She did at first, but then I bought her a cup of coffee, I realized... all the hostility she was expressing toward me was just jealousy.